gün batımının iç karartan kızıllığını
martıların maviye olan tutkusunu
yazsam
veya
güneşi karşılayan dağların zirvesini
ay ışığına göz kırpan yıldızları
çizsem
mesela
eylülün iç kırığı sarı tonları
çok uygun bu tabloya
ama küçük bir sorun var
ne şairim ne ressam
nasıl olacak bu
aklım almıyor ya
bu ara
denizin gelgitleri misali
karışığım
aşığım
galiba
kusura bakma
ulaşmak istesem
bir adım atsam
tek ayak üzerinde dahi uzansam
tutunurdum ellerine
eylüle açtım gözlerimi
ilk eylüle ağladım
o yüzden eylülün gölgesi
erken düşer yamaçlarıma
oysa aldığın her nefes
tenimden daha yakındı bana
aç artık ışık almayan pencerenin kanatlarını
naz yapma
ne gözlerinin karası
ne de yüreğinin yarası
karanlığın gizemi
kamaştırdı gözlerimi
ah sevgili
gölgemin karanlığına kapılacağına
gölgemin kapladığı yer kadar
sevseydin yüreğimi.
Kayıt Tarihi : 28.8.2016 04:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!