Yüzümü gece laciverdine buladığım bir zamandı, pusuya düşürüldüm. Yalnızlığın şarapnelleri sabahın ağırlığıyla saplandı yüreğime. Oysa ne masum uyanışlarım olurdu, özlem hiç anlaşılmazdı.
Sevdalıklar dillerine dolamış, okurdu türkülerini. Ayrılık ve akabinde hasretlik böyle yakarmı yüreği sevdiğim, kanın pıhtıları içinde boğarmı. Ben senin için hayaller çalardım yoksulluğumda, şiirlerden tuvallere resimler çizerdim. Ah o gözlerin, erciyesin karı gibi içimde çağlayan ah o gözlerin, benim en sancılı tarafımın yaralı yanı, ah o gözlerin..
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta