Eylül’e kaç var, bilmem…
Ama sana kaç var, onu sayıyorum hâlâ.
Takvimden her gün bir yaprak düşüyor,
Ve ben o yaprakların hışırtısında
Adını duymak istiyorum, ama olmuyor.
Ben, sararmış yaprakların altında
Sana yazılmış gizli notlar arıyorum.
Belki birinde bulurum diye,
“Bugün seveceğin gün” diye yazılmış…
Ama her defasında boş satırlar,
Sessizlikle açılan beyaz yapraklar kalıyor elimde.
Zaman geçiyor, mevsimler değişiyor,
Kuşlar gidiyor, rüzgâr yönünü buluyor,
Ama senin kalbin, hâlâ kapalı bir kapı gibi,
Aralanmıyor, ışık sızmıyor,
Benim elimse hep aynı tokmakta,
Kırılmış, vazgeçememiş, çaresiz.
Ve ben anlıyorum artık:
Sevmenin tek taraflısı,
İnsanı en sessiz yerinden kanatıyormuş.
Bir yanını diri bırakıp
Diğer yanını çürütüyormuş ağır ağır.
Eylül’e varıyoruz sonunda,
Ama sana hâlâ varamıyorum.
Her yolun sonu aynı çıkmaza sürüklüyor beni,
Her yaprak, aynı boşluğun üstüne düşüyor.
Belki de hiçbir takvim,
O günü asla yazmayacak.
“Bugün seveceğin gün” satırı,
Benim hayalimden öteye geçmeyecek.
Ve ben,
Her yaprakla biraz daha eksilen,
Her eylülle biraz daha yorulan
Kırık bir kalp olarak kalacağım.
@dsız..
07 Eylül 2025
Kayıt Tarihi : 7.9.2025 20:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!