Bir aşk masalıysa sevdam,
Seni sevmek, arının çiçekten aldığı polen kadar tatlı ise
Buğdayın toprakla özleşip başaklanmasına benzer.
Binlerce tohum serper milyonlarca sevda çoğalır.
Azaldıkça çoğalmanın esiri olsun
Sevdam…
Bir damla su dilenmeyeceğim,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yare öylesine içten, öylesine çiğerden bir gönderme ki üstadım bu şiiriniz, gerçek sevgi ve aşkın tadında olmuş. Yaşamın onca zorluğunun ve hilekarlılığın içinden, eski aşk masallarında olan güzellikler öne çıkmış bu güzel şiirinizde. Saygılarımla.
Yare öylesine içten, öylesine çiğerden bir gönderme ki üstadım bu şiiriniz, gerçek sevgi ve aşkın tadında olmuş. Yaşamın onca zorluğunun ve hilekarlılığın içinden, eski aşk masallarında olan güzellikler öne çıkmış bu güzel şiirinizde. Saygılarımla.
of of cok güzeldi ali bey çigerlerini patlatırcasına bagırmışsın bu şiirde sanki... cok begendim saoll arkadaş....
''sevdiğinize nemruttan topladığınız çiçeklerle bezenmiş sevdanızı taç yapıp onurlandırmışsınız,anlamlı kılmışsınız...saygılar.''.
'...Bir aşk masalıysa sevdam, ...'.....Hiç mola vermeden,seni içime çekiyorum
Yudum yudum…
_______________Ey yar…!...güzel şiiri yazan şaire tebrikler..
Oysa biz rüyadan uyandık
Her birimiz bir mülteci aşkında
Militan olmuşuz sevdamıza
Nemrutun yamaçlarına serpilmişse aşkımız
Kızıl güneşin
Batışında son nefesimiz…
Sen ruhumsun, seni sensiz yaşadığım
Ciğerlerimdeki su kadar ihtiyaçsın
Hiç mola vermeden,seni içime çekiyorum
Yudum yudum…
Sevgilerde mola verilmez verilmemeli. Yüreginize ve kaalmeiniza saglik. Tebrikler. Türkan DİNÇER
Binlerce tohum serper milyonlarca sevda çoğalır.
Azaldıkça çoğalmanın esiri olsun
Sevdam...
harıka bir şiir. Çok etkilendim...Keyifle okudum
Kim bilir kaç gece uykusuz kaldı bu gözler,
Kaç iklimden kaç coğrafyadan geçti bu yüzler,
Hani prangalar vursalar, kelepçeler taksalar susar mı? bu yürek!
Kırdım zincirleri işte bak
Öfkem kin kusar sevdama vuslat olana
Dört mevsim dört bahar…
...............................
Sevdaya hasret.... sevdaya sitem... sevdaya isyan...
Güzel dizeler. Kutlarım
Saygımla
Akışı,kurgusu,imgelerin ahengi itibari ile nargile tadında içe çekilen bir şiir olmuş can dost.
Aristo 'nun bir sözü vardır derki '' Bilimden uzaklaşarak okumak sizi sadece şehir bedevisi yapar, bilge değil''.Su dolu kapta kağıttan gemi yüzdüren entelliklere inat,karınca adımları ile emek sarfederek seri gelişen şiir yolculuğundaki gelişimine selam olsun.Çok daha iyi olacak dost bundan hiçbir şüphem yok.
...Tebrikler duygu yükü yüreğine ve bu yükü dizelerde taşınası kılan kalemine,
...En içten sevgi ve saygılarımla can dost.
....Güneşin gülen yüzü hep seninle olsun.
deneme tadında güzel bir şiir okudum..tebrikler şair dost
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta