EV ŞİİRLERİ

EV ŞİİRLERİ

Yakup Başar

Aybaşında Memur Alır Maaşı
Ev kirası, Bakkal, Kasap derken bitirir maaşı
Akşam eve gelince dertli dertli kaşır kel başı
Birde hanım demezmi ne ettin o kadar maaşı
Acaba bu memur ne yaptı bu maaşı

Evde çoluk çocuk onu bunu istiyor
..

Devamını Oku
Lora Mora

Saat henüz altı, bılemedınız altıbuçuk hava henüz kararmış yada daha kararmamış.Hele yazsa öğlen vakti gibi; eve gelir cici ailelerin babaları.
Her şey belli bir düzen icinde sürüp gider.Gelirleri ve giderleri bellidir.Tıpkı akşam yemek saatinin uyku saatinin belli olduğu gibi.Hatta iş sebebiyle sadece cuma ve cumartesi gecelerı sevişir bu çiftler, hep aynı saatte aynı duzende hersey aynı.....
Çocuklarda bu düzende büyürler okuldan gelınce hemen el yüz yıkanır onlukler asılır, yemek yenır, cocuklar annelerı ne yaptıysa yerler once corba sonra sulu yemek salatayla arkasından tatlı..yemekten sonra ders yapılır ve oyun saati.Anneler komsularıyla gorusurler ama asla duzenı bozmazlar.bunlar çok güzel ama bana sıkıcı gelir.Belkıde uzanamadığım ciğere mundar diyorum ne bileyim.
Bu cici aileler benım ruhumu sıkıyor.Pekı duzensızlıktenmı hoslanıyorum? hayır.bende severım duzenı, cocuklarla ılgılı kısmı harıka mesela ama o kadarda hersey kolalanmıs gıbı hıc bır sekılde bozulamayacak kurallar ıcınde olması sınır bozucu.
E benım derdım ne? Benım derdım bu cıcı aılelerın sevımlı hanımefendı annelerı.Nemı ıstıyorum onlardan? Benı rahat bırakmalarını.
Bu anneler kocalarını işe çocuklarınıda okula göderdilermi zaten aksamdan topladıkları, ve hic dağıtmayan aile efradı sayesınde de tertemiz kalan evlerını kapatıp; Sanki herkes onlar gibi sorunsuz bir gece sorunsuz bir sabah geçirmiş gibi ve sanki onların evi toplu diye sizinkide öyleymis gibi çat kapı kahveye gelırler.
Ben henüz yatakları topluyorum evin her yanına saçılmış çoraplar, gömlekler oyuncaklar benimle dalga geçer gibi sere serpe yatıyorlar kapı çaldıgında; Yatak odasından kapıya kadar toplaya toplaya gidiyorum ve elimde bir yığınla kapıyı açıyorum; Birde ne göreyim? bir elinde şık bir anahtarlık diğer elinde yeni alındığı anlaşıldığı üzere, komşulara tanışma ziyaretine getirilen cep telefonu, sırtında ıcındekı buluzla aynı renk hırka omuza kıbarca atılmıs, sevgılı cıcı komsunuz sıze gulumsuyor.E hayvan değilimya,
..

Devamını Oku
Onur Bilge

İçi kırış kıyamet! .. Mezarlıklar taşmıyor!
Tonlarca kemik ve et... Gafil, hâlâ şaşmıyor.
Oturup, düşünsene, kabirlerde neler var?
Ne yaptın, bunca sene? Son ev, daracık mezar!
..

Devamını Oku
Ünal Beşkese

Dünya, bize ömür boyu kiralanmış bir hanedir;
Havası hoş, suyu güzel, manzarası şahanedir.
Ev sahibi 'çık' deyince, direnmenin faydası yok,
Ecel gelmiş ise cana, baş ağrısı bahanedir...
..

Devamını Oku
Ahmet Altan Ekşioğlu

İlan ediyorum herkese,
Ev sahibime de.
Kira vermeyeceğim bundan böyle.
Ve ayrılmayacağım buradan.
Ben de dünyalıyım,
Benim de alacağım var bu dünyadan.
Bırakmayacağım hakkımı ellere,
..

Devamını Oku
Gürsel Çolakoğlu

Severim balık kokusunu,
Kokmalı biraz yani..
Ev de kokmalı, kadında
Pişiren, misafire bakmamalı
Ya ev kokarsa diye..
Düşünmeli o ev dediği, yuvası
Yuva misafirler için değil yani…
..

Devamını Oku
Adem Tok

altınordu caddesinde bir ev
açalı bir kaç gün olmuştu yağmurda menekşeler
açsan açlığını bileceksin demiştim
gülerken sebebini

cevabı:

..

Devamını Oku
Hüseyin Özdemir

Benim doğduğum ev tahta
Direkleri çamur
Bir tarafta danalar
Bir tarafta biz yatarız
Altımızda kurumuş eğrelti otları
Yatağımız bu, yorganımız bu…
Savrulan dumanın boğuk isli sesi
..

Devamını Oku
Faruk Bakuri

Adedi diş beş cemle
Vahit dil birdir imle
Beş nesne misal aka
Kelam dil kurar cümle

Can boğazda ev imik
Ev gemi ağız emik
..

Devamını Oku
Cavit Gündoğdu

Sen yokken Sultanım her yer, her şey boş...

Açıyorum kapıyı, her şey yerli yerinde,
Uzunca bir koridor, odalar kendi halinde.
Ne bir rüzgar girmiş içeriye, ne ses, ne de bir nefes,
Sen yokken burası bir ev değil, sanki bir kafes…

..

Devamını Oku
Ahmet Kemal

20 Haziran 13(Perşembe)
Yunus’lar sınava girdi. İbrahim Bey senin oğlun çok başarılıymış dedi. Türkçe öğretmeni söylemiş. Talha aynı başarıyı gösteremiyor. Neden acaba? Çocuğu suçlamak yanlış. Ailesi parçalanmanın eşiğinden döndü. Çocuk ne yapsın travmayı atlatmak kolay mı? Hele o yaşta.
Bahçede oturduk kursun girişinde. Püfür püfür esiyor. İhsan teyzemin oğlu. Oldukça da konuşkan. Muhabbeti sürükleyici. Yıllarca görmedik. Ona liseye giderken ders çalıştırmıştım. Şimdi torun torba sahibi olmuş. Zabıta emeklisi. Bir oğlu üniversitede okuyor Nevşehir’de. Bir oğlu lisede. En büyük çocuğu kız. Damadı antik kapı sorumlusu. Dünürü menzil sofisi. Ne mutlu ona. Tatile götürmedi diyor vakıf. Müdür onun yeğeni. Soracağım ona diyor.
İbrahim beye telefon ettim müsaitsen gel diye geldi. Biz o arada çocukların sınava gidişini izledik. Ahmet hoca onlarla gitti. Ben gidemedim oğlan istediği halde. Tansiyonum düştü. Su içtim art arda. Sonra İbrahim Bey geldi. Çay içtik. Sohbet ettik dereden tepeden. Bilal’in vefasızlığından. Bilal dedimse şu bizim Bilal. Daha yakın zamanda Samsun’dan geldi. Dayısı Fahrettin Bey doktor arkadaşımız. Bizim hayırsız amcaoğlu iş vaadiyle çağırmış onu. Olmamış o iş. Atık imha yeri işinden vazgeçmiş. Bu da çevre mühendisi neler yaptık onu belediyenin müteahhidinde işe başlatmak için.
Ben abim dayısı kaç kez şifahi görüşme yaptık. Sonunda oldu. Bilal evlendi ev satın aldı bize komşu oldu ama bizi evine davet etmedi. Yazık. Kaç kez gelelim dedik olmadı. Müsait değilmiş. İbrahim Bey telefonda sitemimi aktarıyor. Haklı o diyor benim için. Haklı demek yetmiyor. Vefa nerde kaldı vefa.
İbrahim Bey’de geldiğinde ne evi vardı ne arabası. Şimdi ikisine de kavuştu beş yılda. Evi TOKİ’ den almış. Ev geciktiği için bir de 9 bin TL para almış. Ona çocukların biriken burs parasını katmışlar.
‘Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler’.
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Seni doğuran anayı,huzur evine atarsın,
Sonra kalkar çocuğuna, saygısız diye çatarsın,
Ne ektin ne bekliyorsun, ev bivefa ey hayırsız,
Hangi ahlak dürtüsüyle, huzur içinde yatarsın.
..

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

7
‘Kadı olsam mahkemede duramam,
Müftü olsam maslahatı bulamam.’

Delikanlı avuçlarında duran seksen liraya baktı.
Yazılmasına çizilmesine nice yıllar ömür tüketilen, okutulup öğretilmesiyle, üniversitelerde, nice yıllar büyük adamlar yetiştirilen şu sekiz-on bilim eserinin gerçek değeri bu seksen lira mıydı?
Açmazlar içindeydi… Tutarı yoktu… Tükenmişti…
..

Devamını Oku
Cemal Erkoç

Boyum kısa,gözüm şaşı,başım kel,
biraz da kekemeyim ben.
kalbimin pırlanta gibi olduğunu söyler dost düşman,
ruhum güzel.

Kalbi temiz, ruhu güzel olsun, yeter diyenler
ben sizleri sokak sokak
..

Devamını Oku
Elif Baş

Öyle bir dünya hayal ediyorum,
Kaşlarını çatmamış gülen,yüzleri kararmamış parlayan
Ayakları kadere değil güzelliklere uzanan,
Sevenleri ve sevdikleri için çabalayan insanlar silsilesi..
Öyle bir dünya hayal ediyorum,
Güneşin göğü kapladığı,
Rüzgarın kulakları çınlattığı bir dünya...
..

Devamını Oku
Ulvi Ziya

Acabâ kaç kul çıkar şu yoksul memlekette
Doğumdan ölüme dek kirâcı kalmış kişi...
Dâimâ birine esir benzeri sûrette
Yaşayıp da,zamlarla yaralar almış kişi? ...

Kânunlar vız gelir eve mâlik olanlara
Kirâyı artırır,düşünmezler kirâcıyı
..

Devamını Oku
Vehbiye Yersel


 
 Bugün,sabah 6 30 da uyandım,balkon kapısını açtım,evi havalandırdım,güneşin doğuşunu seyrettim,kameramla fotoğrafını çekmeğe başladım,beni balkonda görenler,bu ak saçlı kadın ne yapıyor diyecekler diye çekinerek kamerayı kullanıyorum,Ama sonra farkına vardım ki,kimse kimseyle ilgilenmiyor.Ancak 0nlara zararın dokunursa,haklarını aramak için seninle konuşurlar… 
 Bulunduğumuz apartmanda,uzakta yakından gördüğüm tüm balkonlar boş,meraklılar çiçeklerle süslemişler,kesinlikle çamaşır sermek yasaktır.ben fırsattan istifade,kızım yok işteyken,balkondaki yere serili muşambaları sildim,temizledim,biraz havalandırayım diye,balkona serdim.akşam akşam üstü daire kapısının altından iöeri atılmış,bir reklam ve kapalı bir zarf vardı.onları aldım,kızıma ait oldukları için açmadım.Akşam kızım gelince eline verdim.zarfı ev sahibi aynı zamanda apartman yöneticisi olan hanım koymuştu.zarfın içinde ödenen kiralara ait senetler vardı.bir de bir not yazmıştı”Lütfen balkona çamaşır sermeyin” Burada kurallar o kadar katı ki.kimsenin gözünün yaşına bakmazlar. 
 Gerçekten de her imkan sağlanmış.apartmanda çamaşır yıkama ve kurutma makineleri var. 1.50 dolar yıkama,1.00 dolara da kurutma işini hallediyorsunuz.ütüye hazır çıkıyor çamaşırlar.Biz bir türlü eski alışkanlıklarımızı terkedemiyoruz..gerçekten yaşamasını bilenler için her imkan sunulmuş.yeter ki kazancın olsun.Ama ben bunu anladım,burada kazandığınızı tasarruf yapmadan tekrar 0nlara veriyorsunuz. Hele bu kriz döneminde,o kadar çok indirim yapmışlar ki%70 lere varan indirimler.ister istemez,ucuz diye alıyorsunuz.kazandığınız para tekrar 0nlara dönüyor. 
 Kahvaltıdan sonra alış veriş için dışarıya çıktık,Zekiye beni mobilya,elektronik eşya,giyim mağazalarına götürdü,caddelerde,mağaza çevrelerinde,her milletten insanlar,arabaların da arkada köpekleri,çocuğu olanlar köpek lle çocuğunu yanyana oturtmuş gidiyorlar,mağazalarda,tasmalı köpekleriyle alış verişe gelenler,sakat arabasıyle gezenler,yaşlı genç aynı ortamda.herkes işiyle uğraşıyor.ben bir gözlemci olarak,herkese dikkat ediyorum,her halimden yabancı olduğumu anlıyorlar,ya da bana öyle geliyor. 
 Oturduğumuz Mountain View Şehrinde Dünyada en büyük ilk 10 Özel üniversiteden biri olan Stanford Üniversitesi yakınındaki giyim mağazalarına giderken,üniversitenin önünden geçtik.Bu Palo Alto şehrindeki üniversitede okumak çok pahalı,çok paralı,özel bir okul.çevresi o kadar güzel ki,tarif edilemez,koşu yolu,bisiklet yolu,çevresinde büyük bir yayın evi,kafeteryalar,envai çeşit ağaçlar,çiçekler.cennet gibi yerler… 
 Vehbiye Yersel. 
 02.03.2009 California Mountain View
 
 Vehbiye Yersel
..

Devamını Oku
Uğur Akkaş

Yine akşam oldu hayat sessizleşti. Penceremden dışarıdaki sokak lambalarına bakarken daldım derinlere. Ne çabucak geçivermişti yıllar. Yüzümdeki sakallar bile ağarmaya başlamıştı. Bir yandan üzülüyor bir yandan da kederleniyordum. Bir şeyler yapmalıydım bu hayatta. Yıllar geçmişti ama hiçbir şey yapamamıştım. Çalışmaktan ve ev geçindirmekten zamanın ne çabuk geçtiğinin farkında bile değildim.
Değişmiştim sanki ben… Ben ben değildim sanki.20 yaşındaki uğur değildim. Asabileşmiştim, karamsar bakar olmuşum hayata Yüreğimdeki o saf ve temiz Duyguları, sevgileri yitirmişim artık. Özlemle yâd ettiğim memleketimi bile hatırlamaz olmuşum. Köyümü ve bir zamanlar aklımdan çıkmayan okul yıllarımı bile unutmuşum. Zaman geçivermiş ve bu zamanın içinde kaybolup gitmişim ben.
..

Devamını Oku
Ethem Altan

Ulubey Bağlarbaşı mahallesinin
Yetmiş beşinci sokağın
İki katlı bir gecekondunun
Alt katında
Bu gece!
Sormayın bu gece!
Saat üçte
..

Devamını Oku
Mehmet Yunus Aytek 2

Pır xweş e pır xweş e
Ev dınya pır xweş e
Yar paldaye ser mın
Rû wek gula gêş e

Dev lıkenın sorgül
Ser dıhejın sünbıl
..

Devamını Oku