NİLGÜN ACAR EV ŞİİRLERİ

NİLGÜN ACAR EV ŞİİRLERİ

Nilgün Acar


KIRILMA NOKTASI

VİVALDİ’ nin MEVSİMLER adlı yapıtı doluyor kulaklarıma, bilgisayarımdan.Çok gürültülüleri dışında,hemen her tür müziği seviyorum.Ne ki, klasik müziği tümünden daha çok seviyorum.
Yeni evimize taşındık.Bu gece,bir hafta olacak,bu eve geleli.Yaşadıklarımı-yaşamak zorunda bırakıldıklarımı düşünüyorum.Yüreğimdeki sızılar,acıların tortuları,isyanlar,hırçın darbelerle,vuruyor ruhumun en derin yerlerine.İçimin çığlıkları susmuyor.Ömrümün sonuna dek te susmayacağını,dayatmalara hep başkaldıracağını,çok iyi biliyorum.
Evet,yeni bir eve taşındık.Ama nasıl? Günlerce ev araştırdık.Ben internetten,Şerife,sokak-sokak,mahalle-mahalle yürüyerek.Çok ev var kiralık ya da satılık.Ama o evlerin her türlü koşulları,bana uymuyordu.Ya apartman bahçesi,daire girişleri,ya da ev içi alanlar,balkon-banyo-oda kapıları tekerlekli sandalyeyle girip çıkmama,hareket etmeme uygun değildi.
Hele bir gün,Şerife’nin beğendiği bir apartman dairesini görmeye gittim.Apartmana giriş ve asansör mükemmeldi.Ne ki,evi dolaşıp,tekerlekli sandalyemi denerken,özellikle balkon kapısının çok dar olduğunu gördüm.Evi gezdiren emlakçı,kapıyı söktürüp,duvarı biraz açtırmaya,ev sahibini razı edeceğini söyledi.Hiç mantığıma uymadı.Zaten beşyüz lira kendisine, beşyüz lira depozito istiyordu.Beşyüz lira da kira.Bir anda, binbeşyüz lira birden vermem gerekiyordu.Yapılacak masrafı da, elbetteki ben karşılayacaktım.Düşüneyim diyerek,ayrıldım oradan.
Şerife’yle dolaşmaya,ev araştırmaya devam ettik.Bir ev sahibi bayan,bizi beğenmedi. “Size göre değil bu ev.” Diyerek, savdı başından.Çok zor değildi eve giriş.İkişer basamak vardı,iki tane.Kolay aşılırdı.Ama o,sözde öğretmen emeklisi,kibirli hanım,bize evi bile gezdirmedi.Teşekkür edip,ayrıldık yine oradan.
Dolaşırken:Bir kiralık ev yazı daha gördük.Dışarıdan çok güzel görünüyordu apartman.Kiralık daire de giriş katıymış.Yeni bir umut ve heyecanla,bahçeye girdik.Apartman kapısına yöneldiğimizde,soluğumun kesildiğini,tükendiğimi duyumsadım.
Daha apartmana girerken,onbeş-yirmi basamaklı ve dönerli bir merdiven duruyordu karşımda.Baktım,baktım,öylece baktım o merdivene.Herbir basamak,karesiyle çarpılarak,tonlarca ağırlığıyla,üzerime çöküyordu sanki.Hiçbir şey söylemedim.Bakıyordum yalnızca.Şerife,ev sahibiyle,içeri girdi,evi görmek için.
..

Devamını Oku
Nilgün Acar

GÜNLÜĞÜMDEN – 14?
Tutku çok mutluyum çoook. İçimde havai fişekler patlıyor, gözlerimde yıldızlanıyor. Zafer işaretleri yapıyorum hayata. msn’deki sloganımı haykırıyor ruhum, tüm gücüyle. Sloganım şöyle. (HAYATTA SON SÖZ HEP DİRENİŞÇİNİNDİR. YANİ, BENİM.)
Sevgili Tutku. Stand işim çözümlendi. Belediyeden beni aradılar. Standım hakkındaki bilgileri aldılar. Standımı, çalışmadığım saatlerde, kendi depolarına koyacaklarını söyledi bir bey. Benim, hangi saatlerde? Çalışacağımı sordu. 13 ile 19-20 arası çalışacağımı söyledim bu mevsimde. Beni kendi araçlarıyla götürüp, getirecekler.
Yarın, 11’de standımı, sanayiden alacaklar. 13’ te de, beni kapıdan almaya gelecekler. Harika ya, süper ötesi. Ulaşım sorunum olmayacak. Böylece: Maddi ve psikolojik açıdan yıpranmayacağım. Evimi değiştirmek zorunda kalmayacağım. Yoksa, epey sorun yaşayacaktım. Ya bir sürü taksi parası verecektim. Çalıştığımın kendi bölümünü,böyle harcayacaktım. Ya da, daha ekonomik sorunların altından kalkmaya çalışırken. Yeni bir ev aramanın telaşına, sıkıntısına kapılacaktım.
Ooff düşüncesi bile korkunç. Benim koşullarıma uygun ev, neredeyse yok gibi bir şey. Çok acı çektim bu konuda, çook. Sokaklarda ağladım. Allah nasip ederse? Buradan, durumuma göre düzenleyeceğim, kendi evime geçmeyi istiyorum. Deniz kıyısında, bahçesinde huzurla çay içebileceğim, yazılarımı-şiirlerimi yazabileceğim, köpeğimi sevebileceğim. Deniz annemle konuşabileceğim, dalgaların köpüklerindeki resimleri görebileceğim. Ev içi ve ev dışı alanlarda, hiç sorun yaşamayacağım, bir ev istiyorum.
Şimdiki evime giriş çıkış sorunsuz. Balkon kapıları dar.Bir de normal banyo kapısı ve iç alanı uygun değil. Diğer lavabonun olduğu yere taktırdım şofbeni. İdare ediyorum. Ev sahibim de iyi şimdilik. Ben de, kirayı düzgün ödüyorum. Çıkarken, arabamın verdiği, küçük hasarları da onartırım.
Dayanabileceğim kadar çok çalışacağım. Sezon bitene dek, en az bir yıllık ev kirasını ve Yağmur’un parasını kazanmalıyım. Köşeye de, birkaç bin lira atmalıyım. Kışın sıkıntı yaşamak istemiyorum.
Yeni bir dönem başlıyor Tutku.Alanyumdaki kadar yorucu ve yıpratıcı olmayacak. Hatta, dilediğim zaman, işe de gitmeyebilirim. Herşey bana bağlı olacak. İki haftalık dinlenmek, çok iyi geldi. Sağlığım da düzeliyor. Açık hava ve deniz. Denizi, sonsuz özledim. Çok mutlu olacağım. Yazılarımı da yazarım. Hep olduğu gibi: Birkaç işi, aynı anda yapacağım. Hayata çiçekler sunuyorum gülümseyişlerimle.
Nilgün ACAR 12. 04. 2010 ALANYA-EVİM
..

Devamını Oku
Nilgün Acar

M E L E K
Odama göz gezdiriyorum.Çok sevdiğim keman konçertolarından biri kulaklarımdan ruhuma doluyor.VİVALDİ Dört mevsimi anlatıyor notalarla.Ben,neyi görüyor? duyuyor? ve anlatmak istiyorum? Aklımda Melek var.Haftalardır,günlerdir onu düşünüyorum.Ülkemiz emekçi kadınlarından biri Melek.Ufak-tefek,zayıf ve zamanından çok önce yıpranmış,bozulmuş yüzüyle.Yitirmiş güzelliğini.Sadece,saçları güzel.Uzun ve sarıya boyamış.Esmer teniyle uyuşmuyor ama güzel saçları.
Adı gibi,melek yürekli.Çalıştığı bakım ve rehabilitasyon merkezindeki çocuklara,gençlere bir annenin bile çok ötesinde,sabır-hoşgörü-özveri gösteriyor.Sonsuz sevgi veriyor.Tüm çocuklar da onu seviyor.
Melek evli.Kocasına büyük bir aşkla bağlı.Bu yüzden de,çok acı çekiyor.Çünkü,aldatılıyor.Önce hiç istemedim onunla evlenmeyi.Kapımda yattı aylarca.Neler,neler yaptı? Ne yazık,anladım ki,önemli olan zoru başarmakmış onun için.Elde ettikten sonra,beni küçük görmeye,gözü dışarıda olmaya başladı.Onu işe soktum,hiç kendimi düşünmedim,her şey onun olsun istedim diyordu Melek ağlayarak.Bir sitede,güvenlik görevlisiymiş eşi.Sitenin verdiği,küçük bir evde oturuyorlarmış.Yani aslında,yine Meleğin sayesinde kira,yakıt ve tüm faturalar olmadan barınıyorlar o evde.Sürekli güvencede olmadığını biliyor Melek ve tüm düşüncesi,amacı,ne yapıp edip,bir ev sahibi olmaya çalışmak.Yemiyor,giymiyor,gezmiyor,dinlenmiyor.Küçücük maaşını biriktirmeye çalışıyor.Kadınlarla,kızlarla gezmekten.Ona buna para yedirmekten,bir sürü kredi kartı borcunu ödedim.Şimdi onları toplasaydım,ev için baş vuruda bulunabilirdim.Ama artık yeter,bir kuruşumu vermeyeceğim ona diye anlatmayı sürdürüyor.Birkaç ay önce,bana sarılıp,keşke onu bu kadar sevmeseydim der ağlardı.Ne diyeceğimi? ve ne yapacağımı bilemezdim.Aşk-sevgi-tutku öyle bir şey ki…İnsanı köle de yapar,rezil de eder.Bir süre de olsa,kişiliğini de yitirirsin.Sanırım Melek yolun sonuna geliyor.Beni öyle kırdı ki,hiçbir şey yerine gelmiyor.Bitiyor içimdekiler demeye başladı.Onbir yaşımdan beri,pamuk tarlalarında,çapa salladım,ırgatlık yaptım.Bileklerim kopardı ağrımaktan.Tümcelerini sıkıştırırdı,kısacık konuşmalarımızın arasına.Oturup,uzun uzun söyleşmeye zamanımız olmadı hiç.Haftada bir günlük izninde de,ev temizliğine gidiyor Melek.Sırtı,doğru dürüst yatak görmeyen,milyonlarca kadından biri.Ellerinde,bileklerinde şişlikler,kemikler oluşmuş fazla çalışmaktan.İki-ikibuçuk yaşında,dünya tatlısı bir oğlu var.Melek işteyken,çocuğa bile bakmaya üşeniyormuş kocası.Dinlenmek,gezip-eğlenmek istiyormuş.Oysa vardiyalarını,çocuğa bakacak biçimde ayarlamışlar.Çok çaresiz kaldığı zamanlar oldu bu yüzden Meleğin.Uzaktaki annesini getirtti.Bu kez de,yaşlı kadını evde istemiyormuş kocası.Kadının kendi maaşı var,çocuğa da bakacak.Ama huysuzmuş,çok konuşuyormuş.İnsanın geçinmeye niyeti yoksa,bahane çok.Kendi annesi de olabilirdi.Birkaç hafta önce, bir sabah.Sapsarı yüzüyle ayakta sallanarak geldi yanıma melek.Kocası onu dövmüş,boğazını sıkmış.Her yeri,mosmordu.Sel gibi akıyordu gözyaşları.Hemen git rapor al ve onu şikayet et.Çeksin cezasını.Bir kez başladı mı? sürer bu dayaklar.Bırak şu adamı.Baksana,bitmiş her şey artık dedim.Evet diye yanıtladı öfkeyle.Raporu almış ama manevi annem dediği bir öğretmen bayan,onu karakola gitmekten de,ayrılmaktan da vazgeçirmiş.Sahipsiz,genç Melek.Son bir kez denemeye karar vermiş.Olmayacağını,yürümeyeceğini o da biliyor.Belki,içindeki sevgi kırıntılarıyla ve elimden geleni yaptım diyebilmek için.Çevrenin ve de toplumun da baskısıyla,kalıyor aynı evde.Yatağını ayırmış.Güzel yürekli Melek,tüm bu sorunlarının yanı sıra,genç yeğenlerine de sahip çıktı.Erkek yeğenini üniversiteye hazırlık için,dersaneye gönderiyor.Kursa gitmediği zamanlarında da,harçlığını çıkarsın,birikim yapsın diye,işe de soktu.Kız yeğenine de iş arıyor.Onlara ev de tuttu.Başlarına da,kocasının istemediği anacığını koydu.Eşyalar buldu oradan buradan.Birkaç gün önce,sudan bir sebep yüzünden,amirlerinden biriyle tartışmış.Psikopat kadın,seni görmek istemiyorum diyerek,onu başka bölüme gönderdi.Baktığı tüm çocuklar ağladı.Şimdi,tatlı Meleğimi,çalışma saatlerinde,her an göremiyorum.Ne yapıyor? Nasıl? bilemiyorum.Anlamadılar ve anlayamazlar. Meleğimin sorunlarını.Dahası:Umurlarında bile olmaz.O bir anlık hırçınlığının,yaşamındaki sayısız gerilimden kaynaklandığını,bilemezler,bilmek istemezler.Meleğimi,çok özlüyorum.Tek tesellim,onu tümüyle işten atmamaları.Geçenlerde,iş çıkış saatlerimiz çakıştı.Ağlayarak,sımsıkı sarıldı bana.Konuşamadım,öylece kaldım ve fırlayıp kaçtım yanından.
Tekrar odama göz gezdiriyorum.Gördüğüm şeyler,baktıklarım değil.Kulaklarımdan ruhuma dolan da,VİVALDİ’nin neşeli kemanları hiç değil.Feministliği aşırı savunmadım hiç.Düzenin-sistemin.İnsanın-insanlığın sorunları vardı ve var benim için.Ama bu arada,en çok kadınlar eziliyor.Meleği,tüm Melekleri düşünüyorum.Rengini bilemediğim,tanımsız bir hüzün duyumsuyorum,görüyorum ve yaşıyorum.İSYAN EDİYORUM.
Nilgün ACAR
13. 04. 2008
..

Devamını Oku
Nilgün Acar

GÜNLÜĞÜMDEN-8
Merhaba sevgili Tutku! Epeydir söyleşemedim seninle.Ama boşuna değildi sana gelemeyişim.23 Mayıs 9 Haziran tarihleri arasında,Buket bendeydi.Bu arada,Işık teyzemi de ağırladım.
Tutku,tüm düşlerim gerçekleşiyor.Bir evim var ve konuk ağırlayabiliyorum.Kardeşim,benim yanımda tatil yapabildi.Teyzem de gördü,özgür yaşamımda,bir evi nasıl çekip çevirdiğimi.
Tutku,özgür olmak,kendi evinde,dilediğini yapmak,çok güzel.Artık,ait olduğum yerdeyim.Normal bir hayat yaşıyorum.Güzellikleri-mutlulukları ve her tür sorunlarıyla.Herkes gibiyim.
Akşamüzerleri ve geceleri,balkonumda oturuyorum.Diğer apartmanlardaki evleri ve yoldan geçen insanları seyrederken,mutlulukla gülümsüyorum.Ben de onlar gibiyim diyerek,evimi seyrediyorum.Huzur doluyor içime.
Hapishaneden çıkmış gibiyim.Hiç kendi hayatım olmamıştı.Ailemin yanında bile.Hep başkalarının hayatını yaşamıştım.İstanbulda,son yıllarda,bahçeye çıkıp,apartmanlara bakıp bakıp,çok ağlıyordum.
Şimdi her şey düş gibi.Ama gerçek.Bu eve geldiğimde, hafifçe tedirgindim.Komşular beni,nasıl karşılayacaklar? Düşüncesi vardı usumda.
Ama çok güzel karşıladılar.Sevdiler,benimsediler.Benim için,piknik bile düzenlediler.Ulaş’a gittik.Biz,üst kattaki tatlı Zeyneplerin arabasıyla gittik.Zeynep’in eşi götürüp,getirdi bizi. Çok tatlı bir aile.Dilerim,hep mutlu olurlar.
Hep birlikte kahvaltı yaptık.Akşam mangal yakıldı.Dileyenler,denize girdi.Yeni bir kentte,yeni mahalle komşularımla,yepyeni paylaşımlarda bulunuyorum.Ne güzel?
Merdiven sorunum sürüyor sevgili Tutku.Ev sahibimiz çok zengin,elinin altında,sayısız olanaklar var.Ama inanılmaz duyarsız davranıyor.Tüm ricalarımıza karşın,yardımcı olmuyor.
..

Devamını Oku
Nilgün Acar

GÜNLÜĞÜMDEN 6
Biraz elmalı kurabiye yedim,az önce.Ayşe yapmıştı Pazar günü.Elmalı kurabiyeyi çok seviyorum.Arada bir canım istiyor.
Bu gün evde kaldım.Dün ve önceki gün,mobilyacıdaydık hep.Başka bir eve geçeceğiz.Burası geçici zaten.Sevgili Tutku:Apart otel,geçici olarak çok güzel de.Sürekli bir ev yaşantısı için,iyi değil.
Bize uygun bir ev bulduk.Tam benim de gidip göreceğim gün,ev sahibinin,gencecik oğlu ölmüş.Cenazeyi almaya gitti adam.Sanki bizim bir yakınımız ölmüş gibi,çok üzüldük Şerife’yle.Öyle olmalı zaten.Herkesin acısını-sevincini paylaşmalıyız.
Başka eve geçtiğimiz zaman,yatacak yatağımız bile yok be tutku.Otelin yataklarını kullanıyoruz şu an.Şerife’nin birkaç parça eşyası var.Benim de,bilgisayar masam ve bir dolabım var.Yeni baştan bir ev kuracağız,yavaş yavaş.
İlk olarak,birer tane yatak odası beğendik.Mutfak masası ve sandalyeleri de,Şerife beğendi.Ben,o kata inemedim.Asansör o kata ulaşmıyormuş.Boş ver.Onları,sonra görürüm.
Yatak odası takımım,çok güzel,sevgili Tutku.Birazcık pahalı.Ama ucuzlarını beğenemedim.Beğenmediğim bir şeye,niye para vereyim? Hem benim,hayatım boyunca,hiç kendi yatağım ve yatak odası takımım olmadı.
Anne-babamın yanındayken,somyalarda-kanepelerde yattım.16 Yıl da,S.H.Ç.E.K. kurumlarındaki emanet yataklarda.
Yani hep emanet-sığıntı odalar-yataklar-eşyalar kullandım.Şimdi,kiralık ta olsa kendi evim olacak.
İki gün,mobilya mağazasına gittik.Şerife’yle,bayram çocukları gibi,yatak odası takımlarının arasında,koşturup durduk.Bize yardımcı olan bayan da çok genç-tatlı ve işini bilen birisi.Arkadaş olduk,görüşeceğiz.
..

Devamını Oku