seni öldürmek istiyorum
öldürürsem intiharlarım susar
öldürürsem gece beyaz kalır
öldürürsem
isteğim ölür
ben(siz) kalırım
bana ellerini uzat
unuttum bu kentte sımsıcak olmayı
bana ellerini uzat ne olur
bakışlarımın anısına
su ve ateşin sustuğu yerdeyim
hani ellerimi uzatsam
dallar kırılacak ağaçtan
oysa ne çınarlar devrildi karanlık gecelerde
ben daha çocuğum
bir eylül sabahı sararmış yapraklar arasında
“bir Türk ve bir Kürtten bir Ermeni’ye”
güvercinleri vururlar bu ülkede Hrant
gözbebeklerindeki sevgiyi görmeden
vururlar ürpermeden
her yerden vururlar güvercinlere
bizi ölüme götüren nedir
bazen sert bazen duyarsız esen rüzgar mı
ölülerin sesi yoktur oysa bu uğultudur kalbimizin sağırlığını alan
ne zaman kapıyı aralasam pervazsız kalıyorum
işgal edilme korkusu sarıyor apansız
ne zaman yetebileceğimizi düşünsem eksik kalıyoruz
gözlerin gökkuşağı
saçların bozkırda kaçan bir tay
tanıklığını yitirmiş kaldırımlar
evet kaldırımlar ve gece lambaları
geçerim geceden
gözlerine gölgelenirken
bir parantez açtın küf kokmuş sıradanlığıma
seni düşünürken
ünlem oluyordum amuda kalkmış i halimle
sabahın ağzı kanıyor
geceden kalma hırpani bir mendille siliyorum
gün ise mahşeri bir aşka gebe
toprak çatırdıyor güneşe karşı çaresiz
çaddeler direnişte
dünden kalan son gülümsemeyide yağmur siliyor apansız
Yüreğini gülümset bana
Kır saçlı akasyalarını,
Dök perçemine,
Yüreğin aklansın
Bir damladır gökyüzü
geçiyordu ardımızda bıraktığımız günler
yol uzun
gece gölgelerimizin çokluğunda aradı maviyi
bakışlarına sığındım yokluğunun
yine nerden düştün vakitsiz cemre gibi yüreğime
bilemiyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!