bir tek resmin vardı zaten
en son elde kalan
bir yarım tutkuydu bu
bir çeyrek avuntu
siyah beyaz
solgun biraz
az önce onuda yaktım
gecenin bir vaktinde bu yaptığım
çaresizlik avuntusu
sana layık değil ama
üzgünüm tabutun
kristal bir küllük içindeki
bildiğimiz kibrit kutusu
soğuk biraz
külleri az
yandığını bilmiyorsun bensizliği yaşarken
yalan adlı şehire
umutsuzca koşarken
git ama unutma
her bir an hatırlayacaksın beni
öyle ki
sarı renkli paketten
bir sigara içerken
Çelik diye birini
tesadüfen dinlerken
ve yürürsen yağmurlarda
gece mum ışığındayım
bekle bitmedi
daha gün ışırken tanyeri olacağım
utanıp sensizlikten
kızarıp solacağım
yorgun şöförlerin gözleriyim şimdi
çöpçülerin uykusuz elleriyim
sabret
eve ekmek götürmek için
yarını görmeliyim
uyuma bu saatte
bir kerecik sabah sukunetini dinle
dağlardan kopup gelen sel oldum şimdi
ne ateşler söndürdüm geçtiğim yangınlardan
soğumadı sönmedi
daha beter alev aldı yüreğim
yumma gözlerini eserini seyret
yarınki cenazeleri bekleyen
musalla taşıyım belki
dünya sevenlere dar nasılsa
sevgisize cennet bahçesi
bir teknenin gemici feneriyim artık
serseri mayınlara hazırlıklı
fırın ateşinde ekmek buğusuyum
biraz sıcak
biraz iştahlı
uzak dağ köylerinde çoban ateşi
ve yakın cami imamının ayak sesiyim
sus ağlama
bir resmi yaktım ama
vazgeçmedim senden
bak ezan okunuyor
alacakaranlıkta sesleniyor bir yüce tiz
unutamamışken seni ne farkeder
Vatikan'da ALLAHUEKBER
Mekke'de vaftiz
(GİRESUN / Kış ' 97)
Murat AkyolKayıt Tarihi : 25.12.2010 21:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!