Atılır üstüne toprak, çakıl, kum
Terk edip yittiğin sonda anlarsın
Ardından verilir şerbetle lokum
Yıkılıp bittiğin anda anlarsın
Bu bir nasihattir içten, babacan
Ütopik ülfette özden öze sen
Kömür olan köze oldun mu ateş
Ahir-i Mahşerde gözden göze sen
Ömür olan söze oldun mu üleş
Baharın döşünde kaybolup gittin
Erekteki yola vermedim ara
Pembe bulutlara giden yol kara
Geliyorum bekle beni Ankara
Açılsın bu şehrin yolları bana
İçerim sevdanı ben kana kana
Davudî bir nida oldu nişanen
Mızrabından çıkan hışım ianen
Arş-ı elvan gibi kebir ziyaden
Cidali kavlinle sadrıma hazsın
Mukadderatınla mazime nazsın
Aşk-ı kıyama bir sismik izafet
Sebebi inkâra şerh düşen afet
Mil çektiğim gözde kaldı zarafet
İzahı memnudur ifası hicvi
Meddücezir rüştün sefası ulvi
Tafsilatı idam bir günah gibi
İçindeki yangın derde ah gibi
Dünyanı yöneten padişah gibi
Mehtabın ışığı düşer izbene
Mahlûkat kapılır hep cazibene
Kırılır azizim elinde maşa
Hadi git yoluna sen paşa paşa
Ne sandın kendini sen tövbe haşa
Gidersin güzelim sende gidersin
Ne etsen kendine kendin edersin
Müphem bir gidişin yek hikayesi
Çiy tanesi düşen ömrün sayesi
Müşküle ibrazın meçhul gayesi
Neşriyata revnak oldu odağı
Pervaya seyyahtı en son adağı
İnfiale gebe duygu firari
Mülteci imgeler yıllara sâri
Aşınmış telaki gönülden ari
Yakmadığın salda kaldığın o gün
Tahammüle girdap geçen her sene
Kimi hece yazar kimi de serbest
Eder kalemini herkes kendi test
Okuyunca olur yüreğimiz mest
Gönül ocağının yeridir defter
Şahsına münhasır her kelam enfes
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!