Mubah mıydı her şey geçti boğazdan
Her türlü kötü söz çıktı ağızdan
Ne kaldı tendeki o genç yağızdan
Yaslan da geriye düşün hele bir
Kaçınılmaz sondur makber-i kebir
Aşılmaz dağları tahassürle del
Uzattım elimi, ver elime el
Mevlana aşkına ne olursan gel
Susmak içinde mi gelmeyeceksin?
Makamını kullanıp sağlama sen menfaat
Emanete sahip çık devletine itaat
Sorulur mahşerinde yaptığın her icraat
Defteri dürebilmek o kadar kolay değil
Eshat
Uzatır Yaradan kuluna eli
Mazlumun ruhuna düşer teselli
Adalette timsal eder tecelli
Kanımda son damla kalmasa aksa
Sana feda bu kan Mescidi Aksa
Kocaman yüreğin dolu tevazu
Gözlerinde başlar tamamen mevzu
Bitmeyen tuğyandır seninle arzu
Alnıma yazımsın bir kitap gibi
İzbe yokuşumda daim düzümsün
Veremem gönlümü meçhul faile
Çıkarım her yola olsa gaile
Sanma ki bu nida meyli zaile
Her hüsnü zanım da sen ol sevgili
Cevherin bağrımda feryadı figan
Efkârın manisi ninnidir söyler
Bu gönül vefasız gönlünü neyler
Neylerse Mevla’mız hep güzel eyler
Tevekkül ol O’na gerisi boştur
Layıksan Rabbine her bir şey hoştur
Kuramıma mevzu bahsime tema
İştigale erbap kavlime sema
Akıbetime üs hüsnüme esma
Mimlendiğim umu ibrazda mihenk
Tasviri imkânsız simyanda ahenk
İhtişamınla muamma endamında zarafet
Sahradaki çöllerde gözlerin sanki afet
Ruhundaki derinlik muhabbete izafet
Coşkun bir tuğyan gibi aşkının seli vardır
Eshat
Köz düşürür kalbime acımasızca vurur
Hasreti gönlüme kor, beni yere savurur
Yapılan her kötülük teni yakar kavurur
Sevgi, saygı, sadakat yoksa irtibatı kes
Dost gömleği ateştir, giyemez bunu herkes




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!