EŞEK
Yaş otuz; küçük bir asır.
Önümüzde bir tutam ot,
Sırtımızda kalın bir sopa.
Yükü söylemeye gerek yok.
Yaşadık ama eşek gibi.
Anırdık Yaşar ’la dağlarda,
Efendilerimizin şerefine.
Vatan, millet dedik,
Sakarya dedik ne oldu?
Hepsi yerli yerinde.
Efendiler mi?
Yük altında biz anırdık,
Zevk üstünde efendiler anırdı.
Dönmek mi istersin eşek?
Eski sıpa olamazsın be!
Sen efendi de olamazsın!
Uzan artık çayırlara,
Al küçük kızı sırtına,
Bari artık o ağlamasın.
Son otuz yıl yuvarlan, anır,
Kendi şerefine, zevkine.
Fabrikaya gideceksin nasıl olsa,
Sonun bir halka sucuk.
23.09.1999 11.23
ANKARA
Kayıt Tarihi : 10.2.2007 23:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gün hayatın muhasebesini yaptım ve anladım ki hep önümüze ot niyetine bir avuç zaafiyetimizi koyuyorlar. Üç kuruşa hevesleniyoruz. Kısacık ömürde yaşamadan heyecanları, korkularla gidiyoruz ömrün son durağına kadar. Sevdiklerimizle solumadan paylaşacağımız heyecanları. Ve orada dur dedim hayata: DURRRRRRRRRRR!

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!