Hasret içindeyim akşama doğru
Gönül kepenklerim bir bir inerken
Akşam bir dağ başı,yol kesen uğru
Soyuldum duyguya,yorgun ve erken
Ahşap; kayın dilmelerle bütünleşmiş
Demir dövümü çivi çakımlarından yaralı
Bir masal diyarında ardına kadar açık
Bir masal kadar tarih
Avlu ülkesinin önündeki sur
Ünde; Hitit,Friğ,Asur
Beyaz güller gibi döküldü
Gökyüzü sepetinden
Ayaz sonu pamuk karlar
Beklesem mi beklemesem mi
Geçmişin dönülmez patikalarında
Zaman zaman filmi başa alıyorum
Ne kadar doğru,ne kadar yanlış
Hatıralar içinde bunalıyorum
Aşkı duyabiliyor musun
Bir fark hissettiğin zaman
Bir gül daha bir gül
Gülüş daha sıcak, canlı
Kırılgan bir dünyanın kırılgan insanları
Yüreklerinde hep ateş topu beslerler
Kırılırken kırar bütün kıtaları
Kral olur kırılmış gül bahçesine
Pınarlar çağlasa da çöller kıskanılmalı
Yağmurlar rahmet ise seller kıskanılmalı
Ufkun sırrı dediğim bir serapa yükseklik
Aşkın cezbesindeki güller kıskanılmalı
Ne çiçekler açıyor içimde her dakika
Avucuna sunulmak üzere her gün
Sen eriyorsun günden güne
Ben eriyorum senden sürgün
Pişmanlık bir şey yapamamaktır
Yeni yetme bir çocuk gibi düşürme beni
Ardın sıra çayır çimen
Yürek çocuk olur olmasına
Bu ağarmış saçlar varken
Sıcak yakıyor,sen yakıyorsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!