Çarpan bir kapı gibi gönül kendi kendine
Neşe ile kederle oynar akşama kadar
Sevda diye tutturmuş bakmaz kendi derdine
Şiir denen bir garip, bıkmaz oyuncağı var
Salon yine uzun ve duvarı maviydi
Televizyon koltuğun karşısında
Pencereler ısı geçmez bir parlaklıkta
Sehbanın üzerinde kuşkonmaz saksısı
Kapılar yarı açık duruyordu
Sonsuzluğun içinde bir nokta
Noktanın sonsuz büyümesinin içinde
Yine küçücük bir nokta
Noktanın içinde bir aşk
Sonsuzların sonsuz genişletenine
Bir ayna var içimde beni takip ediyor
Beni göstermede de usanmadı,durmadı
Seviyorum der gibi bana hitap ediyor
Hiçbir çaresizliği,yüzüme de vurmadı
O boş anlarımın gümüşlü bir mehtabı
Bitmez karelerde zamanımdasın
Hafızama aldım bende saklısın
Gittim diyorsun ya hep yanımdasın
Hatırama daldım bende saklısın
İşitip sesini şen kahkahanı
İşte bir artık zaman
Kararsızlığına kararsız
Zararsız
Hiç kimseye yararsız
İçimde bahardan çıkmış bir duman
Aklı asa gibi tutma
Yüreğinle gör biraz da
Hesap kitap edip yutma
Şu nefsini kır biraz da
Hayat kiraz dalı olmuş
İz kalır mı gök boşlukta
Gök mavisi umut izi
Sonsuz bir gürültü sükutunda
Kim dinler, kim anlar bizi
Sabırlardan neşelerden geçerek
Geçmişin sayfalarında yıpranmaz durur
İlk okul gömülerimin arasında bir isim
Tarihlendirmeksizin beğenme iç güdüsünde
İlk hayranlık duyduğum sahtekarlığımdır
Edalı attığım öğretmen imzası
Bahar benim dersen
Anlarım rüzgarların niye estiğini
Gökyüzünün niye darmadağın
Mavinin arabalarını çektiğini
Bahar benim dersen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!