Seni aradım boş sokaklarda
Ardında bıraktığın izlerde
Kar tanelerinin kapladığı loş sokaklarda
Gözlerini aradım yine dün akşam
Çocuk bakışlarında kayboldu tüm ümitlerim
Hep içimde garip bir bekleyiş
Tanıyamıyorum artık kendimi
Bu beden bu yüz benim mi
Her ayak uydurmaya çalıştığımda
Meçhul bir adamla karşılaşıyorum
Kalbim duracakmışcasına çarpıyor
Nefesim apansız beni terk ediyor
Ne zaman adını ansam
Yüreğime saplanır acı duygulardan bir bıçak
Ne zaman gözlerimi kapatsam
Gözlerin gözümün önünde hep çakmak çakmak
Zaman zaman içimi dağlasa da her hatıran
Hiç kaybolmuyor içimde bu seninle dolu sevdan
Neler neler yapmazdım ki senin için
Tel tel saçların için yakardım bu şehri
Avazım çıktığı kadar bağırmak isterdim sana dair her kelimemde
Gözlerimi her açtığımda yalnız sen sen diye yanırdı içim
Ne oldu ne oldu da sırt sırta dönüp gittik o gün o banktan…
Küskünüm o gün bağıra çağıra simit satan simitçiye
Şiirlerimle selamladım seni
Her gülüşünle ağladım
Hani yok olup gitmeyecekti, bu sevda
Alacakaranlıkta göründü ellerin
Son bir kez sallandı
Kaybolmadan evvel
Gün gelir sende başını alır gidersin
Bense yorgun gözlerimle şafak olmasını bekliyorum
Solmuş güllerin arkasındaki gölgeler
Birde sırtımdan vuran şu hatıralar
Ne acımasız bir sondur
Yüklü sevdaların sonundaki yalnızlıklar
Saatler yalnızlığa vurunca
Bir hayalsin artık sen
Ne ellerini uzatabilir
Ne gözlerime bakabilirsin
Her saniyesi isyandan isyana
Sürüklenen anları sezemezsin
Zaman ahire yakın
Yüreğim gaflet ile dalgın
Bahar bile renklerinden bezgin
Kaybolan zaman mı
Ben mi zamana mahkum
Nedir bu beni benden soğutan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!