Canımın özüne hapsetmişim seni
Nereden bileceksin ki
Gün boyu aklımdasın, kelime kelime
Hece hece, gönlüme vurulmuş, bir bilmece
Gözyaşı ile akarsın, katmer katmer gecelerime
Ah neye yarar, içimdeki şu duygular olmasa
Bir avuç topraktır bu beden, tarlaya serptiğin
Bir çiftçi gibi sev
tohum gibi sarsın hiç olmazsa
Biraz kahverengi balçık yalnızlığın düşsün üzerime
İşte biraz sonra geleceksin
Uykusuz gözlerimden habersizce
Karanlıktan kurtulmuş boş sokaklardan
Geçip gideceksin, Biraz Sonra
Güneş haber salmış geceye
Ve gidiyorsun
Dağlar gibi umutlarımı yıkarak
Ve gidiyorsun
Deli dolu bir sevdayı ardında bırakarak
Telaşlı, derinden solurken nefesi
Şarkıların bittiği yerde
Gözlerini usulca çevirme
Ne oldu da dargınsın artık söyle
Nasıl unutursun
Yağmurlu bahar sabahlarında ellerinden tuttuğumu
Nasıl unutursun
Gün gelir sende başını alır gidersin
Bense yorgun gözlerimle şafak olmasını bekliyorum
Solmuş güllerin arkasındaki gölgeler
Birde sırtımdan vuran şu hatıralar
Ne acımasız bir sondur
Yüklü sevdaların sonundaki yalnızlıklar
Bir bardak suya düştüğünde Ay ve yıldızlar
Akrep ve yelkovanin ardında çalarken Melankolik şarkılar
Akasya ağacının dalından kar tanesi gibi düşerken yapraklar
Unutturur demiştin sensiz geçen yıllar
Kalbin derinlerine gömülmüş hatıraları
Gözlerinde, bir bakış olsam bu gece,
Adını tasvir etsem bilmeyenlere, hece hece
Bir mahkum olsam, gözbebeklerine prangalı
Kazısam adını sahillere, denizler gibi dalgalı
Sabah olmalıydı
Günlerden, bilmem hangi gün
Saat kaç?
Henüz erken
Belli güneş kurtulmamış karanlıklardan
Mevsimlerden ilkbahardı anlıyorum
Ah kaybolan yıllar
Ne kadar da zalimsiniz
Aldığınız yetmedi mi her şeyimi elinden
Keşke uzanabilsem kelebeğin kanadından yeniden
Ve kurtulabilsem
Hayat denen boşluğun girdabından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!