Sen, daha önceki sevdalar gibi değilsin
Seninde gözlerin kara
Kaşların simsiyah, ok misali
Ama, sende yüzü güldüren başka bir hava var,
Bir şarkı, söyler gibi bakışların
Hiç yazılmamış, bir beste gibisin
Senin olmadığın her yer gurbetim
Varamıyorsa ellerim uzak gölgelere
Batıyor elime dikenleri güllerin
Güllerde sensiz kaldı, gönüllerde
İsyan fırtınasıyla kararmış
Hatırlıyor musun?
Daha dün gibi
Yollarda yalın ayak yürüyüşün
Taze umutlar ekerek hayata süzülüşün
Duyabiliyor musun?
Koparırken daldan gülü
Bir türkü hep hüzünlü
Yaşamak nefes almak değilmiş
Ağlamakmış gülmeden önce
Arama aradıklarını
Düşünürüm bazen
Çekilip odamın bir köşesine
Bakarım, penceremden içeri yansıyan
Işık hüzmelerine
Beynim ile dilim arasında
Zuhul eden derin girdapları
Okunuyor Camilerden günün ilk ezanı
Yorgun uykusuna uzanmış Mehmed’im
Terk ederken damarlarındaki son birkaç damla kan
Bir ana çığlığı çınlatıyor vatanı
Kürekler, çığlık atarcasına toprağı savuruyor
Bir garip hüzünlerdeyim
Ara bul beni, Sevdiğim
Gülümsemiyor artık, yüzüm
Sesimi duy, Sevdiğim
Dilimde, bir acı intizar
Sokak lambaları aydınlatıyor
Uzayıp giden simsiyah geceyi
Bir şehir yapayalnız ıssız yatıyor
Bakınca uzak diyarlara bir göz ucu ile
Görürsün gökyüzü ile sarmaş dolaş mehtaba doğru
Uzanmış denizi eski aşkları anar gibi
Diz çökünce anladım hayatı, yaşlı gözlerle bakmayı
Su gibi gelirdi bana bazen
Gizli sandığımda değil, meğer apaçık gördüğümdeymiş sır
Sen hiç bakmadın mı dağlara yücelerden yüce midir?
Eleyip, üflersen kum olup giden midir?
Ah şu hasretine inat yaşamak yok mu?
Ne gözlerin gidiyor gözümün önünden
Ne de içime akan bu yaşlar
Ellerimde sadece bir avuç sessizlik
Sensiz gecenin sonunda bana kalan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!