Göğü yırtılmış afaklar gibiyiz şimşek, şimsek.
Parsel parsel bölünmüşüz lime lime koparılmış.
Ayrılığın ağır vebali yüreğimizde sancı misali.
Döşeğimiz fay hatları beynimizde lav çukurları.
Ne çok özlüyorum bir bilsen, kirli-temiz çocukluğumuzu.
Bir çizgi çizdim, oturup bilge susumuyla susacağım
Gerçek ile düş arası ütopik hayallere dalacağım
Birikmiş öfkemi, hayal kırıklarımı da saklayacağım
Ne düşte kalabileceğim ne de hayata döneceğim
Arafın hangi evresinde kalırım, kim bilir hangi düş
Kah gözlerimden süzülen yaş uyandıracak gibi beni
Beklenen gelmeyecek bunu sende biliyorsun
Benim gibi intizara sarılıp ah çekme ey gönlüm
Semazenler semaya, yolcular yola durmakta
Sil eleme bürünmüş gözlerini uyan artık sende
Daralınca göğüs kafen sıkışınca ruhun zamansız
Kim hesabını verecek, şimdi bu fidan vaktinde ömürlerin
Sebebsiz öldürülen kardeşime, yüreğine kan damlamış aileme.
Cesetleri inkar edilen talebelere sınırda tampon canlara
Bombardıman altında hayat süren silahsız süngüsüzlere
Kimliği inkar edilen terör diye lanse edilen Vedat’a Kemal’e
Hangi günahın bedeli bu nedenini sizce bilen var mı?
Korkuyorum incitmekten ürkütmekten bu aşkı.
Onca yaşanılası duyguları tüketmek, içinde seni.
Dokunmak hissetmek ruha seni nakşetmek varken.
Yine de korkuyorum bir çıkmaza sürekler beni aşk diye.
Feryat figan eder fırtınalar da bi-nefes kalan ruhum.
Karlar yağar mevsimsiz
Sıcacık yüreğime
Nefesime işleyen bir sen
Dilimde sen den kalma bir tad
Yönünü şaşırmış beklide
Bir sığırcık kuşu gözlerimde
Bir kaç sokak lambası telaşımı acımı yansıtmakta.
Adım atığım her yön her köşe, kör sağır sensizlik.
Kaldırım taşları çatlamış avuçlar gibi kanamakta
Gece ızdırıp damlatır yüreğime, senin eşliğinde.
Meltem devr alır hüznü gecenin koyu saçlarından
Yüreğinde alevi gördüm, yüzünde bir tutam acı.
Pişmanlıkla karışık nefreti ve içindeki keder yumağını.
Kapkara alın yazısının altında, güleç bir yüz berraklığı.
Soluduğum abu-hayatın her zerresinde yaşam gördüm.
Özdeşleşmiş bir yalnızlık, isyan-ı beşer gibi doğal.
Kalk ey sevdam uyan …
Zemheri sine sığındığın aşklar yalan
Gerçekliğini yitirmiş tüm dorğu bildiklerin
Bahşettiğin can, hibe saydığın zaman
Uyan bu rüyadan bildiğin tüm aşklar yalan
Yorgun bedenimi şimdi kim kaldıracak.
Bu bir avuçluk toprak dunyadan...
hanginiz sahiplenecek bu sararmış sevdayı..
Düşlerime hanginiz ortak olur ki..
Söyleyin bana hangi rüzgar savurup atacak.
burdamısın