Uzaklara bir yol uzanıp gider ömründen geriye ne kalır
İnce uzun bir ahh gibi çelişkiler dizesinde bir hece kalır
Büzülüp yüreğinin içinde kalırsın öylece sesssiz kırgın
Gözlerin topaç gibi döner durur etrafında bir sen kalır
Oturup ağlamak istersin kızgın kırgın ve yorgunsun artık
bir sen kaldın yamacında sarp dağların
bir haber sal bana yamacına orman olayım
bir yel esintisinde sana serenat dizeyim
bir tebessüm et dudaklarında gülen ben olayım
bu ilk telaşım hüzün denizinde bu ilk kulaç
Bir sabah sırtıma çantamı, yüreğime seni,
Boynuma atkımı, koluma gölgeni takıp çıktım
Hayatımdaki tüm düş kırıklıklarını suya saldım
Hüzün dedim adına ne varsa yüzmeye başladım
Asfalt yolların rutubetli katran tadında kokusuyla,
Bazen tökezleyen bir kamyon misali öksürdüm.
Savurup atsın yapraklarımı uçsuz bucaksız diyarlara.
Son baharın en yorgun günü yaşanıyor olsun, ömrüm.
Nehir koparıp getirsin yâd ellerden biriktirsin yüreğimde.
Bir çiçekle açsın gönlüm adın bahar olsun benim dilimde.
Türkü olsun adın dilimde nakaratı biz olalım şarkıların.
Erken uyandım bu gün yine,
Güne sensiz başladım.
Sonra bir selam saldım.,
Sen sandığım gün ışığına.
Yastığımda bıraktım yine,
Yarım kalmış uykumu.
Yine dünden kalan bir düş gibi
Yarına gebe bir gün yaşıyorum
Üşüyor avuçlarım, kirpiklerim
Üşüyorum uzat ellerini neredesin
Yüreğim ıslak, yatağında nehir gibi
Tir tir titriyor sevgiden, nedir? bu titreyiş
Yarına dair düşlediğim bütün düşlerimde sen
Bazen düş sonlarım da bazen bir tan şafağım da
Sessiz çığlıklar kulak dibimde en derin yaralara gebe
Acılar birikiyor bu suskun dilimde.
Bu kaçıncı sitem hasretle sen diye sayıklanan
Duy artık sevdiğim
Mezopotamya hasreti gözlerimde yine
Görkemli afaklar ova dağ tepe
Vefasız aşklar dolaşıyor ucrasında aklımın
İhanet kokan kızıl verilmli toprağında
Dalıp kalıyor gözlerim bilmem kaçıncı bu
Buruk bir Fırat tadında şarkılar dilimde meze
Bir türlü yazamadım, kaleme gitmez ki ellerim
Kördüğüm olup kaldı sanki, gömülen düşlerim
Kulağına fısıldarım diye sakladım, kelimelerim
Yazamadığım, bu son tutsak kaldı kalemimde
Derinden bir sükutla ram oldu bu dilim
Suskun durmasın öyle dudakları kan içinde
Gülümse gülistan içinde tomurcuk gül içinde
Yürek keder içinde ruh kayıp vermiş can içinde
Gitme uzaklar pus içinde bir kap çarpıntısı sen içinde
Yüreğimde yanan alevdi belki de,yanıp yanıp sönen
burdamısın