Ben garibim bu gökkubbe içinde
Budama dalımı düştüm eline
Bilirsin sefili sende garipsin
Yağmur yıldırımın düştü gönlüme
Sen yağmadan önce de harabeydim
Yalnızlık bahtıma yalnız yazılı
Yalnız geldim bir gün yalnız giderim
Yollarım engelli dümdüz yazılı
Ben bu engelleri aşar giderim
Değilim ezeli, güler ebedi...
Şiirini değil şöhretini beğenmiş
Bir dörtlükte silerim adı olmaz
Ben Erdoğan Yılmaz'ım ya o kimmiş?
Yalanma yalakadan şair olmaz
Ne yazdın ki ne bekliyorsun yazdan
Eskiden küçük ağalar vardı, köylünün anasını ağlatan,
Sistem adaleti onlara tevdi etmiş, onlar köylüyü köle!
Şimdi büyük ağalar, dünyanın anasını ağlatıyor,
Elini yakmıyor, sistemi maşa yapmış dünyayı köle.
Lâzım değil sevme istemiyorum
Benim için hiç zorlama kendini
Gel düştüğüm yerde yalnız bırakma
Gel ben sensiz kalkıp yürüyemem ki
Derdimi dökeyim desem kağıta
Yalnızlık aşıklara yazılır;
Aşığın şah damarıdır,
Daha da yakını vardır!
Şah damarından yakındır,
Yalnızlığın fethetmediği gönül!
Benim gönlüm var demesin?
Bir yalnızlık matemindeyim
Gülücükler ağlıyor yanaklarımda
Göğün mavisini çektim üstüme
Doğacak karanlığa ağlıyorum
Bugün böyle geçer yarın farklı mı
Bu ne afet böyle bu ne zelzele
Ağlayan çocuklar ölen bebekler
Gönüller seferber darda Türkiye
Şubat soğuğunda yandı yürekler
Cem etsem dertleri sarmaz topraklar
Hani ilk doğduğumuz gibi dünyaya
İlk gözümüzü açtığımız evimize
Hep yanımızda annemiz, babamız
İlk göz ağrımız mahallemize
Mahllemizden eser kalmadı şimdi
Belki evimiz de yok artık
Ben mi bu dünyaya geniş mi geldim
Yoksa da bu dünya bir bana mı dar
Bir canım cananım bir sevdiğim var
Aklım başımda yok can bedende yok
Gördüğün Mecnun'un Yaradan'ı var...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!