Gönül dalga, dalga bahar gelende,
Gül açar toprağa güneş değende
Bülbül seherlerde boynun eğende
Bir sevda rüzgârı eserde gider.
Bin bir çeşit çiçek açar o demde,
Mazimin en derin türkülerinden
Acıklı bir destan öykülerinden
Göğsünü gererek onca silaha
İmanlar şahlandı yüce Allah’a!
Aç susuz milletin yazdığı eser
Bu toplu yüreği söyle kim keser?
Anaması sardı karın beyazı
Beyşehir'e düştü kışın ayazı
Bulutlar dağılsa açsa da bazı
Yolları geçilmez buzlu Beyşehir
Gözlere görünmez gizli Beyşehir
Kırdığım kalplerin ağırlığından
Mazimi sırtımda çekemiyorum
Mutluluk gülünün habbelerini
Gönlümün bağına ekemiyorum
Geçirip kurtulmak olmuyor kılıf
Ak ey kalbim, çirkefin içinden ak
Üstüne değerse çekinmeden yak
Ak ki dosta bir an önce varasın
Ak ki yolun yolsuzlara yarasın
Dumanlı nın meşhur olur dumanı
Özledim köyümü göresim gelir.
Kışın dağın beyaz olur her yanı.
Ölsem de yöremde doğasım gelir.
Yolu adı gibi tozlu, dumanlı
Şehitler ölmez, hem vatan bölünür
Görünmez şey değil bakın görünür
Bazı çakal vardır bozkurt bilinir
Çıkar dağlarıma dolaşır benim.
Kimi hiç görünmez gizler inini
Çarh-ı sitemger elinde……(çarh=dünya)
Hıçkır, hıçkır ağla bülbül
Sine yanık ta derinde
Söyle, söyle ağla bülbül
Haldaşın var bak karşında
Hani, ölünün üstüne toprağın bindiği gibi
Ruhumun yalnızlığını fırsat bilipte geceler,
Hani, sağanak yağmurun göklerden indiği gibi
Gönlüme binen bu yükü nasıl anlatsın heceler.
Dilim ahraz, halim mahzun, yüreğim yangınlardadır.
Bir sonbaharda geldi sonbaharım
Ruhum karanlığa akıyor benim.
Zarardan bir türlü dönmüyor karım.
Gözlerim arkama bakıyor benim.
Serapmış gördüğüm, hayalmiş, düşmüş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!