Erdem Uçan Şiirleri - Şair Erdem Uçan

Karıncalaşmış karma karışık
Kalabalığın içinde
Şaşkın sahipsiz bir karınca gibiyim
Geldiğim bir yer yol yok
Geride bıraktığım bir geçmişim bir izim yok
Geleceğim nerede neler olacak hiçbir bildiğim yok

Martıların gösterisini izliyorum Kadıköy iskelede..
Olağanüstü bir mutluluk yansıtıyorlar;
Baştan aşağıya mutsuz farkındasız altından geçen insanlara..
Geminin düdüğü, insanların iniltili uğultusu, şehrin gürültüsü;
Martılar için sanki arya tutmuşlar coştukça coşuyorlar..
Denizanaları toplanmış denizin üstündeki mutluluğa ortak oluyorlar..

Oturdum iskeleye bakıyorum, önümden geçen yüzlerce insan yüzüne..
Tek tek sokuluyorum, dokunuyorum yüzlerine benimkisine benzer var mı arıyorum..
Çıkmazlığın bir çıkarı, bir izi, bir ışığı var mı bulmaya çalışıyorum yüzlerce yüzlerde..
Gökyüzünde denizin ufuklarına doğru hızla giden gri bulutlar ilişiyor gözüme;
önümden geçen yüzlercesinin yüzlerinde gördüğüme benzer..
Denizden gelen tüyler ürperten karayel kadar tüyler ürpertiyor, gördüğüm şu yüzlerce yüzler..

Gündelik yaşam nedir acaba?
Uyanmak ile uyumak arasında
Düşünseli yaşamak mı?
Yaşamı düşünmek mi?
Düşüncesiz yaşamak mı?
Her gün aynı yüzleri görmek,

Barış olmasaydı

Bir eylül Barış günü olmayacaktı

Yaşasın Dünya Barış’ı denilmeyecekti

Ben hep Efkâr toplamaya çıkarım
Geçtiğim çile yolundan çil çil çekerim
Renk renk değil hep tek renk kurşuni
Boy boy olmaz hep tek boy mezar boyu
Açmaz tomurcuk doğuma, açar yalnız ölüme
Dört mevsimsiz yetişir; yeter ki olsun insan sevgisiz.../26.08.11

Sanat galerisine gidip
beynimdeki Freud dönemi snapslarımın eseri
paranormal soyutlamalarımı,
somutta soyutlanmış bir sanat eseri aradım.
Sanat eserlerindeki en soyut resim, en soyut heykel;
yağlı boya, pastel boya, kara kalem;

Bir adım sonrası
son olabiliyor ondan sonrası..
Çocukluk, gençlik yaşamın yansıması
taa ki yaşamın hası, yaşanılası olmadığını insanın anlaması..
Gökkuşağı yaşamın,
zifiri dehlizlerde biter; anlamadan nası..

Ne kadar sıradan, yaşanılan şu hayat.
Doğumdan ölüme insan, yarınsız ve bedbaht.
Çıkmaz yol, çıkmaz yoksulluk, bu nasıl bir baht.
Milyonlarca yıldır; Milyarlarca insanın
Hayatları üstüne kurmuşlar taht.15.08.11

Ne denilebilir ki sen doğmadan cevaplanmış sorulara
Sana sorulmamış cevapsız sorulara, ne denilebilir ki
Ne denilebilir ki sahte ilişkilere, eğreti birlikteliklere
Günü anlamadan geleceğin geçmişini anmaya, ne denilebilir ki...17.06.11