seni yazmazsam gülüm..
zifir karası mürekkepler sızıyor boynumun en ince kıvrımlarından...
nasıl anlatmasam seni...?
yüreğindeki o ağaç köklerini benim içime salarken
ruhum sana doğru uzarken
Düşünceler, gezmeyin beynimin kıvrımlarında
düşürmeyeceğim sizi bu gece dilime...
kelimelere,
sözcüklere,
ne de yeryüzüne....
sizi yazmayacağım şiire ve satırlara...
gülüm benim...
yine aklıma takıldın bu gün
olta da çırpınan balık gibi
ve aklımı alamadım senden
gözlerinden
özellikle ellerin gülüm
Gülümseyerek uyanacaksın dünyaya gülüm gül ile aşk ile gül ya karşında olacak vazoda ya da elinin altında... her an elin değecek dokunacaksın doyasıya ya da koklayıp öpeceksin doya doya canın isteyince... kırmızı şarap renginde olacak teni narin ve bakımlı olacak öpülesi o uzun elleri.... ceylan gibi olacak ayak bilekleri boynu uzun ve öpülesi olacak bir kuğu gibi... gülümseyerek uyanacaksın dünyaya gülüm gül ile aşk ile gül ya karşında olacak vazoda ya da elinin altında... her an elin değecek dokunacaksın doyasıya ya da koklayıp öpeceksin doya doya canın isteyince... gün boyu aklında olacak buluşma saatlerini iple çekeceksin ve zamanla iyi geçineceksin gülü alıp getirsin sana diye... doğayı çok seveceksin içinde gül var diye ve kırmızı şarap içeceksin rengi kırmızı diye... gülümseyerek uyanacaksın dünyaya gülüm gül ile aşk ile gül ya karşında olacak vazoda ya da elinin altında... her an elin değecek dokunacaksın doyasıya ya da koklayıp öpeceksin doya doya canın isteyince... erdal yalçın
Belki sözcüklere yasaklar gelir ülkemde...
belki yasaklar koyarsın senli hayatıma
neme lazım duyamaz sın... sözcüklerimi,
bak...
sana ayrılığımızı yazdım.
henüz kutsal kitaplara gölgesi düşmemiş satırları bilen,
o mübarek soyun son yaşayanı
günahlarının, hatırlatıcı bir cezası olarak,
o günahı işleyenin, cezasını bedeninde taşıyacağı,
ve acılar ülkesine sürgüne gönderileceği güne kadar...
ayın yüzü binlerce kez şekil değiştirdi....
gülüm benim...
yine aklıma takıldın bu gün
olta da çırpınan balık gibi
ve aklımı alamadım senden
gözlerinden
özellikle ellerin gülüm
ve kavuşma anıdır yaklaşmakta olan... gülün suya suyun güle hasretini dindirecek olan... karanlıkları aydınlığa dönüştürecek bir andır bu... tılsımlı egzotik yağmurların gizemlerinin çözüldüğü andır bu an.... ve kalplerin sevda susuzluğunu giderdiği bir andır... duran zamanın yeniden çalışmaya başladığı andır bu an... ve gülüm sana kavuşma anımdır benim hayatlarımızın yeniden anlam bulduğu... e.y
sen gittin yaa sevgilim...
ben geldim...
hazırsan, anlatayım;
önce gelen sendin aslında heyecanla "seni seviyorum..." diyerek
tam olarak şehrimin aşka kestiği...
benimse utanmadan çiçekler açtığım bir son bahardı....
ağlama gülüm
bu insanlar
güzel güllerin sarap kırmızısı yanaklarından sızan
o eşsiz damlaları tatmaya bayılırlar
sakın ağlama…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!