Seni, anlatabilmeyi ne çok isterdim bir bilsen
sevdalılara, arkadaşlara, dostlara,
Seni, anlatabilmeyi ne çok isterdim bir bilsen
duygu yoksunu, namussuz beden hırsızlarına,
çıkarcı kahpe yalancılara.
Dişlerinle kopardığın tenimi
tırnağımla daha da kanattım
hiç kalmasın diye
kızıl kanımda zehrin...
bilir-misin sevgilim
yüreğimden sökülürken
kökleriyle benliğime tutunan aşk...
ve sevdalarla vedalaşırken
avazınca bağıran ayrılıkları,
güneşin kızıllığında
ayak izlerine bastım usul usul...
Türkü eşliğinde sevdim seni gülüm
Türkü eşliğinde sevdim seni... bakışlarınla tutuşurken bedenim, bahar akşamlarında yenildim sevdana... eyyy sevdalara yazılan al yazmalı türkü ve türküyü icra eden tütün kokulu nefes nağmeler mi ruhun senin? göz pınarlarımı harekete geçiren coşturan duygu seli..... yaşama nefes veren sen misin? .. yoksa yaşamı kucaklayan can mısın? ölümler içinde... yüzünde su kanalları ve de çınar kökleri yaşamdan kalan.... açlığın nefesini taşır yaşama usul usul... ve kaygısını var oluşun... Türkü eşliğinde sevdim seni gülüm en çok da.... nağmelerle tutuşurken bedenim, yorgun düşerken güne bedenim... yeniden dirilirim her ezgide, bir Anka kuşu olurum... ve yeniden tutuşurum her bakışında.. türkü eşliğinde sevdim seni... ve türkü eşliğinde özgür kaldım içten sevişlere.... erdal yalçın...
keskin bir bıçak alıp
tutsak yönlerimi özgür bıraktım
dingin seyhan nehrinin kıyılarında
omuzlarımdan attım senden gayrı ne varsa sevgilim....
yanğınlarıma takılma sakın gülüm
ey benim ılık temmuz yağmurum
ey benim olgunluk telaşım
iki kadehten önce de aklımdan çıkmayan bağımlılığım...
her an okuduğum baş ucu kitabım...
balım
gönlümün sahibi...
önümüz ilkbahar, önümüzde umut var bir ihtimal
bilsem karakışta çıkıp geleceğini
biraz temmuz biriktirirdim soğuk kış günlerime
süpürmezdim kaldırımları....
dökülen sarı yaprakları yapıştırırdım bir bir yerlerine...
şimdi sen gidersen dallar sancısındayken çiçeğin
yaşam...
ey sevgili
sevdalar şehrinin çekim gücünün,
ismi konmamış gizemi gibiydi gülüşün...
nazlı bir gül gibi gülerek gelen ölümün değil,
hayattan vaz geçişindi gönlünce...
yeni günün ilk ışıklarıyla beraber
şu kaos ortamında,
tüm olumsuzlukları göz ardı edip...
seni anlatan bir şeyler yazmalıyım zamana...
bunca çelişkiler yumağında...
ve halen nefes alışlarım dört nala koşarken ciğerlerime....
seni sevmek
son bahar akşamlarında
ağacından ayrılan sarı kızıl yapraklar gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!