Bugün doğum günüm on haziran
Kimse bilmiyor neden, niçin,
Anam hangi çileyle,
Beni doğurmuş ne zaman?
Beklerdim;
Ey şair;
Göğü bir sis kaplar şimdi
Yüreğini pus,
Dilini sus,
Alır da sinersin
Ve felç olur düşersin
Beş santim bir dilin, eğip büktüğü bu bizi
Cümle Alem gelse, doğrultamaz belimizi.
Aşk aşk dediğin bu, iki ucu sivri değnek
Sökmeyiz göğsümüzden, yüklenip geri çeksek.
Bize dört mevsimi de, zehir eden ey Yar!
Asi bir gökyüzü, esir etsen ne yazar?
Sevginin kokusunu, sürdük dört duvara
Biz ağladık duvar, ağladı acımıza.
Ölürsem kendim için değil
Senin için üzüleceğim..
Topraktan emanet aldığımı toprağa,
Allah’tan emanet aldığımı,
Allah’a teslim edeceğim.
Sana bir türkü küfrederim şimdi kaldıramazsın!
Sana herşeyin en aşağılananı hakettirip
Şimşekler çakarım ağlarsın!
İnan yüreğimin yıkıntılarından
Yağmurlar yağarım
Islanır uzayamazsın.
Şu süslü püslüler içinde en çok seni sevdim
Rengarenk bakışlarını,
Vişne alı dudaklarını
Ve en çok yapmacık olmayan gülüşlerini.
Şu boyalılar arasında en çok seni sevdim
Sen üzülme çocuk!
Beklenilenler ufukta görünmüyor olsada
Bir gün ummadığın ağaçlar gölgesinde
O gül alı yüzüne gülümserler
Grup grup adamlar.
Bana sevme, sevilmeyi öğrettin ilk önce
Santim santim aşk ile büyüdü bu çocuk
Bir tercümesi yoktu, bulamadım kendimce
Ümide boyandı her yer, gülümsedi sonsuzluk.
Gözlerinde bir ışık, sözlerinde sükunet
Gülü artık dikeniyle seven yok Yiğidim!
Sevmek;
Dala asılı bir mendil gibi
Umutsuz vakada!
Dağların ter kokan rüzgârlarında
Gerçek bir aşka çakmak istediğinde bir çiviyi
erdal arkadaşım kaliteli bir şair olup çok delikanlıdır. kara günün dostudur. Ona hayatta başarılar diliyorum.