bu gece, yine hüzün geceyi tam ortasından ikiye bölerken
bir usta baktı yüzüme
sahte gülüşümün altında
yakalamıştı hüznümü…
duvarlar üstüne üstüne gelirken yalnızlığımın
Onlarca Ölmek
takvim yapraklarında on kasım
aklımda beynimde hep sen varsın
silüetin hiç gitmez gözümün önünden
mavi gözlerinle çakmak çakmaksın
çirkin yalnızlıkların
sabaha çıkma vaktinde
en büyük,
en acımasız ışığındaydı ay
çünkü dolunay vaktiydi…
Bir elimiz uzansa da dostça
diğer elimiz hinlikle birlikte
apış aramızdadır…
Çok zaman unutsak da
erkekliktendir bu hinlik
en güzel resmim
ayaklarımda ankara lastiği
kerpiç duvar önünde
yılmaz güney bakışlı
siyah beyaz
12 yaşımın resmidir
Yıldız yağmaz Filistinli çocuğun düşlerine
Gecelerine,
Füzeler döver gecelerini
Yıldız gibi bombalar düşer
Işık saçarak
Karanlığın ortasına
Ege'nin tam ortasında
İki yakada da aynı ışıklar vardı
İki yakanın da üstünde dolunay
Bir yanında Costa
Bir yanında Ahmet var
Bir yanında Elena
Kabus dolu gecelerden
Karanlık yalnızlıklardan
Umutlu yarınlara
Şafağımda aşk /Gönlümde sen
Sana uyanıyorum artık…
dağ yamaçlarında
mevsim sonu gazelleri gibiyim
son güneşlerin sıcaklığında
inadına sana üşüyorum
sar beni üşüyorum...
Alların pulların bile yok be gülüm
Kuru kara bir kız gibisin yüreğimde
Sokakların, sitelerin kirliliğinden nasibini almadan
Yarınlara sevmek gibi bakan,
Yüreğin ta kendisisin sen…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!