Yine ateş düştü yüreklere
Hüzün çöktü karaelmas şehrine
Bir karabulut ki kömürden daha kara,
Öyle bir acı ki gönülleri dağladı bu yara
Madencilerimizin kaderimi bu
Yıllar geçse de hep aynı senaryo
Yeni bir dünya kuralım kendimize
Kalemler olsun silah tutan ellerde
Sevgiler olsun sadece yüreklerde
Birde umutlar olsun iyi, güzel günlere
Çiçekler solmasın, güller dalında kalsın, koparılmasın
Her insanın hayatta bir serüveni vardır mutlaka
Dünyaya geldiği andan itibaren
Başlar bu uzun yolculuk
Taa ki son nefesine kadar devam eder
Çeşitli evrelerden geçer insan
Zamanın bir yerindeyim
Ama bilmiyorum neresindeyim
Hayatın sürüklediği,
Durmadan bir yerlere getirdiği, itelediği
Bezende kendi içinde
Gizlediği, hapsettiği yerdeyim.
Bak gözlerin ışık saçıyor
Yüreğinde umut yatıyor
Damarlarından sevgi akıyor
Böyle yaşamalı hayatta böyle
Kime karı var kötülüklerin
Sırtına yüklenen bunca yük senin
Anandan Türk doğuşundan mı?
Ağzından lokmanı çalan devletin
Birilerinin uşağı oluşundan mı?
Koca bir semer vurulmuş üstümüze
Geçip giden zamanın içinde kendini aramak, bir yerlerde
Yılların nasıl geçtiğini anlamadan yapayalnız belki de
Sonsuzluk yolculuğuna hazırlanmak
Her geçen gün ona biraz daha yaklaşmak
Bazen kendini kendinden koparmak, kendinde yok olmak
Bir iftiraya kurban gittim
Hiç suçum yok iken hüküm giydim
Kaç yıl oldu bilmem mahpus damındayım
Ne zaman bitecek mahkûm yıllarım
Dört duvar arasında geçmiyor günler
Denedik olmadı bitsin işte
Zaten çok uzun sürmezdi bu gidişle
Sen sevgimin kıymetini bilemedin
İstediğim sevgiyi bana veremedin
Paşa gönlün bilir, çekip gidersin
Yerin elbet dolar bir tek sen değilsin
Yalnızlığın acısını yıllardır çekiyorum
Sen gurbete gittin ya ben onu hiç sevmiyorum
Gurbet ayrılık demek gurbet acı çekmek
Gurbet yaşarken ölmek demek
Sana gurbet yakışmıyor ne olur dön gel sılaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!