Insanlari hiç anlayamıyorum biliyor musun?
Mesafeyi yakın tuttuğum kadar uzağa kaçıyorlar .
Kalbime ne kadar yakınlarsa, bende cehenneme
O kadar yakınlaşıyorum.
Sevmekten bıktıgım kadar,
Her defasında yanmaktan bıkmadım
Neden korkuyorsun yürek ? Yeterince iyi niyeti suistimal etmedin mi, düşmedin mi tekrar tekrar, ayağa kalktığında aynı kuyuya ? Dikmedin mi sevgi iğnesiyle kopan parçalarıni ? Neden dikişlerini patlatacak kadar haylaz bir cocuksun hâlâ?
Takvimin sayfalarını uzun süredir koparmıyorum,
Günler hep aynı
Günler hep boş.
Her geçen 360 gün de beyazlayan bir tel saç,
Eksilen, çekip giden bir insan.
Geride kalanlar hep ayni;
İstemiyorum zorlaştıkça güzelleşen hiç bir şeyi.
Güzelleşmek için zor olmasi mı gerekir?
İstemiyorum aşk uğruna cefa çektireni
Daha çok sevmek icin cefa mı gerekir?
İstemiyorum değerini bilmeyeni
Anlamak için değerini,kovalamak mı gerekir?
Bügün kumbaramı yokladım, epey dolmuş içi arta kalan, yaşanmamışlıklarla. Pencerene koyamadığım bir gül atmistim içine ve bir de seninle ilgili hayallerimi. Üzerimden sonbahar geçerken soldurmuşum hepsini teker teker ne yazık !
Kumbaranın içerisinden birkaç da yipranmış sayfa çıktı . Biri aklımın alamadığı romeo ve juliet alıntısı, diğeri ise ayın loş ışığını izlerken el ele çizilemediğimiz, bir yalnızlık ressamin baş yapiti. Ikisi de taninamaz hale gelmiş, yabancılaşmış çok yazık !
Bir çift de kanlı gözyaşı birikmiş senin uğruna akan gözlerimden arta kalan. Bir mucize saklı sanmıştım ilk kez biri için akan gözyaşlarımda oysaki , şimdi bakıyorum da kendi kalbimi yıpratmamdan kalma hiçlermiş hepsi ne yazık!
Kumlar aşağıya birikmeye başladı,
Saati ters mi çevirmeli ?
Ya da saatten uzakta mı durmalı ?
Bilmiyorum,
Algım uzun süredir kapalı.
Kumlar çok çabuk tükeniyor,
Gözlerimi kapattım.
Kalbimin atışını dinliyorum şimdi,
Bir güvercin kadar canlı.
Ancak biliyorum,
Kan yerine zehir taşıyor damarlar,
Göremiyorum ama hissediyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!