Giriş:
yağmur düşer kıyılarıma
güneşten ayrı yazılır gökyüzü
ansızın bir serap avlu duvarına
çöl sızıları döker harcı
dururuz zamanla yarasında onun
kan keser elimizi yüzümüzü
tüm eşiklerde uzun kıskacı gece boylarının
gül bahçemin yüzünü solgun hüzünler
oysa kırmayayeterdi incecik bir ses bile
yüreğin camını
zaman
silkeleyip düşürdü ağaçtan
yeşili
yerde dal ve erik
ayrı yazıldı...
1.bez
gecenin kıyısında oturuyorlar
olmazlar/ olmayacaklar/ olmamışlar
dedim ki siz hep mi böyle yakındınız
karanlığın bağrında böyle çığıl
durmadan bir gülü çekiştiriyorlar
olmazlar/ olmayacaklar/ olmamışlar
ıslak ıslak dövündü
hüznümün kuzgun kanatları
gülü sundurmanın altına
onun yerine de koydum hüznümü...
II. bez
doğrul! bükük devrilmişlik
nasılsa geçer bu rüzgarlar
terine tuz,
tenine ıtır koşmasada sokaklar...
doğrul sen!
gün doğmadan neler doğar...
III. bez
bu tavana bu aşk ağır geldi
onu kent boşluğana astım
bir hüzün kabilesi
yürüdüm yüreğimin üzerine
ve o tümden silinmelere yatkın aklım
yiter yiter dönüp gelir
yine anne sıfatında
okşanır başı yalnızlığımın...
IV.bez
Geceye bir açıp bir kapatıyorum
pandora kutusunu
derken orman, derken pinokyonun burnu
ömrün kıyısında bir toz bezi elim
kütük masallarını önce çocukluğumun
sonra siliyorum ellerimi de tümden...
ben gecede durdum çolak ve ergin
gece de bana şiirsiz baktı...
V. bez
emir kipiyle
gerdanıma şiirler dizme dedi karanlık
tuttum kırdım kalemi,
kaldırdım defteri rafa
bir romanın şakağının kıyısını
vurdum uzun uzun gecenin ortasına
dönüp bakmadım
kan kaybından öldü ayraç da...
VI. bez
sende şimdi...
o ağır bulutlardan yılgın kanat çırpıntıları
soluk soluğa aranılan sığıntılar
ellerinde bir türlü dinmeyen dingin tedirginlik
ellerin o şehirin sapkın labirintlerinden
artık döne döne gelsin!
nasılsa herşeyin çoğu zarar
azı kârmış sevgilim
e l i m s e n d e d e d i m
bilesin...
VII. bez
dünde bırak
kalsın korunaksız dönüşün bir aşktan
sus içinin esmer seslerini
şu tuzu kaldır,
uzak ovalarda papatya toplarken
kanattığın ellerine
sarıl dört elle...
sırtını uzat zamanın
mavi denizlere
bir çimeni dinle
ve ilk kez duyarmış gibi
sanki bir yeşili
ve ölüme çokmuş daha
öyle bak zamana
VIII. bez
tüm bildiri ve tutanaklarda
delirmelere en yakın
duran ben
akşam sefaları üzerine bir işeyip
bir kapatılan fermuar senin
işte vakit şimdi o vakit
kendini artık
kendi ölümüne dahil et!
IX.bez
buraya bu akasyayı ben açtım...
havanın, suyun, toprağın
katkısıyla biraz
kökümü en çok
senden aldığım atıklarla
acıttım
dallarımsa ihanetlerinden beri
derin ve esmer
buraya bu akasyayı ben açtım evet
senden silindi yeşil...
X. bez
gidersin...
dışım içime genişler
gidersem..
için dışın aynı senin
gidersek
yaşamak dediğin durur!
durursak...
beraber karanlığın özünde ışık
kış içinde çekirdeğini bahar
saklar bizim için...
XI.bez
her ağrı
kendini akrep yalınlığıyla genişletir
ve daraltır sinir sistemini
kımıldasan kıyılarına
amalgam tozu
dursan kemiğe yürür
çürük sancın
durup dururken açıl susam açıl
hani açılsa masa
masaya da vazo
boynu büküklüğüne bir dirsek yaslansa
pamukta bir damla rakı
koksa tabak ucunda
karanfil kurusu,
ama bilinir
yer çekiminden daha ağırdır
insanın kendi içine çekilmesi
yelteniyorum yelteniyorum...
hiçbir lale düşürmüyor
dişimin arası
boş kalıyor vazo...
XII. bez
kimi insanlar sağaltamaz
kendinde var olanı
suyu kirletmeden...
XIII. bez
insanlığa baktım herkes ustası olmuş yaşamın
yiyip, içip, geziyor
hep yazgıları sülüs
kendime döndüm saçlarımda halâ dağınık rüzgarlar
hala öğrenmemişim bağlayamayı
kendi başımı kendim
yazgıma baktım hep küsüs...
XIV. bez
ben artık zamanı
annemin pütürlü ellerinden
anlıyorum
babamın başındaki selviden
dinliyorum ölümü...
XV. bez
herşey ölüm kadar yakın
ve yaşam kadar uzak!
XVI. bez
arasıra unut türküleri
eşelenmesin yaraların
arasıra hiç devrilmemiş gibi bak!
badem ağacına
arasıra güneşlerden geçir bir elini
olsa da diğer elinde
bulut karagahları
arasıra zaman gök
arasıra çağla...
XVII.bez
gelirsen
vakitli vakitsiz maviler çalınır alnıma
ayışığından daha aymaz olur dilim
şarkılara sığmaz ağzım
aklımın kargaşasına
üç karanfil,
bir düş uğultusu gülerim...
bu kent özgürlüğe soyunur
yolları umuda,
ellerimiz ekmeğin buğusuna
zaman da ıtır çiçeği kokar...
sen gelirsen eğer...
XVIII.bez
ömrümü ucuz kremlerle yalvaçladım hep
tüm estetik cerrah-i geçirdim beynimden
XIX.bez
durmadan ağız dalaşı yapıyoruz Tanrıyla
ben ona durmadan dua
o hep tükürüyor
dilenci kabıma...
XX. bez
hüznümü ortadan kestim
ağlattım kahverengiyi
mart'ta biri öldü
ağladım, ağladım
bir başka mart'ta
kendim seyirtim ölümün kıyılarında
hiç ağlatmadı kirpiğimi kül
onun ömrünü en çok aşk acıttı
hırpalanmış mesane diye geçti
ölüm kayıtlarına
benim perde aralığından sızan gölgelerden kırıldı ışığım
cebimde biriktirdiğim cam kırıklarıdan kesildi elim kolum
öyle geçsin kayıtlarama...
XXI.
çadırımı yalnızlığın ovasına kurdum epeydir
mütevekil bir yanlışı söyledi rüzgar
epeydir kulağımın üstüydü yattığım
hadi sen de al grini burgun daya
ayın yüzüne çiz hüzünleri
Epifiz Bezi II
XXI bez
Buradan giderse ilk
İlk önce senin ayakların gider sanırdım
Ki öyle olmadı
Yıpranmış bir kilim gibi kıvrılıp
Toparlandı altından yol
XXII bez
Sonra gözlerin düşer sandım
Bir uçurum kıyısından
Öylece derin
Utanç ipini fırlattım attım sana
Ki düşmeden belki beline dolarsın diye
XXIII bez
Ama bir kaya sana çakılmayı yeğledi
Ben mani olamadım
Ve gözümün önünde
Öldün sen...
XXIV bez
Sonra
Zorladım zorladım zorladım
Bir türlü açılmadı gözlerimin kurnasını
Birileri suyu dahi kesmişlerdi
Musluk elimde kaldı...
XXV bez
İlk önce atlar ve sen
Sonra sen ve atlar
Birdenbire hepiniz yığım yığım
Önümde
Ah! gözüm vah! gözüm
Hanginizi vursam ilk önce
Bu vurgunda kayıp ne
Ayıp ne deyip
Bir de buna şaşmazmıyım
XXVI bez
Baktım ki gözüm ilk sana kaymış
Dilim de ise ardından çok üzgün
Bir de üstüne üstelik
Dil
De
En
XXVII bez
Dilde ise ...
-Tabancamın sapını gülle donatacağım şarkısı kalmış-
Kayıt Tarihi : 26.12.2014 16:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
EPİFİZ BEZİ (üçüncü gözümüz) Kozalaksı bez, beyin epifizi, 3.göz diye de tanımlanan epifiz bezi, vertebre-omurgalı beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir. Epifiz bezi, uyku-uyanma modülasyon kalıpları,mevsimsel fonksiyonları etkileyen seratoninin türevi olan melatonin hormonu üretir. Epifizin şekli küçük çam kozalağına benzer ve beynin iki yuvarlak talamik lobu arasında, beynin orta yerinde yer alır. Konu üzerine daha fazla bilgi için: http://okyanusum.com/makale/epifiz-bezi-ucuncu-gozumuz/
![Deniz Ercivan](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/12/26/epifiz-bezi-2.jpg)
Bilimsel bir şiir beklerken açıklamaya gelince durdum.
Büyümenin hormonu melatonin.
Şiirde büyüklere olunca yeteri kadar büyüdüğümü şimdi anladım.
Kutlarım azize. Bravo.
pandora kutusunu
derken orman, derken pinokyonun burnu
ömrün kıyısında bir toz bezi elim
kütük masallarını önce çocukluğumun
sonra siliyorum ellerimi de tümden...
ben gecede durdum çolak ve ergin
gece de bana şiirsiz baktı........................... yürek sesiniz daim olsun güzeldi efendim
ömrün kıyısında bir toz bezi elim
kütük masallarını önce çocukluğumun
sonra siliyorum ellerimi de tümden...
XIX.bez
durmadan ağız dalaşı yapıyoruz Tanrıyla
ben ona durmadan dua o hep tükürüyor
dilenci kabıma...
onun ömrünü en çok aşk acıttı
hırpalanmış mesane diye geçti
ölüm kayıtlarına
benim perde aralığından sızan gölgelerden kırıldı ışığım
cebimde biriktirdiğim cam kırıklarıdan kesildi elim kolumöyle geçsin kayıtlarama...
alnıma vakitli vakitsiz maviler çalınır
ayışığından daha aymaz olur dilim
şarkılara sığmaz ağzım
aklımın kargaşasına
üç karanfil,
bir düş uğultusu gülerim...
bu kent özgürlüğe soyunur
yolları umuda,
ellerimiz ekmeğin buğusuna
zaman da ıtır çiçeği kokar...
sen gelirsen eğer...
***** *****
Çok Güzeldi..
Kutluyorum şiir dolu yüreğinizi..
Nice güzel şiirlere dileklerimle..
Saygı ile..
silkeleyip düşürdü ağaçtan
bir yeşili
yerde dal ve erik
ayrı yazıldı
kutlarım sizi sevgili şair.YUVASIZ KUŞ
TÜM YORUMLAR (9)