Epifiz Bezi Şiiri - Deniz Ercivan

Deniz Ercivan
138

ŞİİR


108

TAKİPÇİ

Epifiz Bezi

Giriş:

yağmur düşer kıyılarıma
güneşten ayrı yazılır gökyüzü

ansızın bir serap avlu duvarına
çöl sızıları döker harcı
dururuz zamanla yarasında onun
kan keser elimizi yüzümüzü
tüm eşiklerde uzun kıskacı gece boylarının
gül bahçemin yüzünü solgun hüzünler
oysa kırmayayeterdi incecik bir ses bile
yüreğin camını

zaman
silkeleyip düşürdü ağaçtan
yeşili
yerde dal ve erik
ayrı yazıldı...

1.bez

gecenin kıyısında oturuyorlar
olmazlar/ olmayacaklar/ olmamışlar

dedim ki siz hep mi böyle yakındınız
karanlığın bağrında böyle çığıl


durmadan bir gülü çekiştiriyorlar
olmazlar/ olmayacaklar/ olmamışlar

ıslak ıslak dövündü
hüznümün kuzgun kanatları
gülü sundurmanın altına
onun yerine de koydum hüznümü...

II. bez

doğrul! bükük devrilmişlik
nasılsa geçer bu rüzgarlar
terine tuz,
tenine ıtır koşmasada sokaklar...
doğrul sen!
gün doğmadan neler doğar...

III. bez

bu tavana bu aşk ağır geldi
onu kent boşluğana astım
bir hüzün kabilesi
yürüdüm yüreğimin üzerine
ve o tümden silinmelere yatkın aklım
yiter yiter dönüp gelir
yine anne sıfatında

okşanır başı yalnızlığımın...

IV.bez

Geceye bir açıp bir kapatıyorum
pandora kutusunu
derken orman, derken pinokyonun burnu

ömrün kıyısında bir toz bezi elim
kütük masallarını önce çocukluğumun
sonra siliyorum ellerimi de tümden...

ben gecede durdum çolak ve ergin
gece de bana şiirsiz baktı...

V. bez

emir kipiyle
gerdanıma şiirler dizme dedi karanlık
tuttum kırdım kalemi,
kaldırdım defteri rafa
bir romanın şakağının kıyısını
vurdum uzun uzun gecenin ortasına
dönüp bakmadım

kan kaybından öldü ayraç da...

VI. bez

sende şimdi...
o ağır bulutlardan yılgın kanat çırpıntıları
soluk soluğa aranılan sığıntılar
ellerinde bir türlü dinmeyen dingin tedirginlik
ellerin o şehirin sapkın labirintlerinden
artık döne döne gelsin!

nasılsa herşeyin çoğu zarar
azı kârmış sevgilim

e l i m s e n d e d e d i m

bilesin...

VII. bez

dünde bırak
kalsın korunaksız dönüşün bir aşktan
sus içinin esmer seslerini

şu tuzu kaldır,
uzak ovalarda papatya toplarken
kanattığın ellerine
sarıl dört elle...

sırtını uzat zamanın
mavi denizlere
bir çimeni dinle
ve ilk kez duyarmış gibi
sanki bir yeşili

ve ölüme çokmuş daha
öyle bak zamana

VIII. bez

tüm bildiri ve tutanaklarda
delirmelere en yakın
duran ben
akşam sefaları üzerine bir işeyip
bir kapatılan fermuar senin

işte vakit şimdi o vakit
kendini artık
kendi ölümüne dahil et!

IX.bez

buraya bu akasyayı ben açtım...
havanın, suyun, toprağın
katkısıyla biraz
kökümü en çok
senden aldığım atıklarla
acıttım
dallarımsa ihanetlerinden beri
derin ve esmer

buraya bu akasyayı ben açtım evet

senden silindi yeşil...

X. bez

gidersin...
dışım içime genişler
gidersem..
için dışın aynı senin
gidersek
yaşamak dediğin durur!
durursak...
beraber karanlığın özünde ışık

kış içinde çekirdeğini bahar
saklar bizim için...

XI.bez

her ağrı
kendini akrep yalınlığıyla genişletir
ve daraltır sinir sistemini
kımıldasan kıyılarına
amalgam tozu
dursan kemiğe yürür
çürük sancın

durup dururken açıl susam açıl
hani açılsa masa
masaya da vazo
boynu büküklüğüne bir dirsek yaslansa
pamukta bir damla rakı
koksa tabak ucunda
karanfil kurusu,

ama bilinir
yer çekiminden daha ağırdır
insanın kendi içine çekilmesi

yelteniyorum yelteniyorum...
hiçbir lale düşürmüyor
dişimin arası

boş kalıyor vazo...

XII. bez

kimi insanlar sağaltamaz
kendinde var olanı

suyu kirletmeden...

XIII. bez

insanlığa baktım herkes ustası olmuş yaşamın
yiyip, içip, geziyor
hep yazgıları sülüs
kendime döndüm saçlarımda halâ dağınık rüzgarlar
hala öğrenmemişim bağlayamayı
kendi başımı kendim

yazgıma baktım hep küsüs...

XIV. bez

ben artık zamanı
annemin pütürlü ellerinden
anlıyorum
babamın başındaki selviden
dinliyorum ölümü...

XV. bez

herşey ölüm kadar yakın
ve yaşam kadar uzak!

XVI. bez

arasıra unut türküleri
eşelenmesin yaraların
arasıra hiç devrilmemiş gibi bak!
badem ağacına
arasıra güneşlerden geçir bir elini
olsa da diğer elinde
bulut karagahları
arasıra zaman gök
arasıra çağla...

XVII.bez

gelirsen
vakitli vakitsiz maviler çalınır alnıma
ayışığından daha aymaz olur dilim
şarkılara sığmaz ağzım
aklımın kargaşasına
üç karanfil,
bir düş uğultusu gülerim...

bu kent özgürlüğe soyunur
yolları umuda,
ellerimiz ekmeğin buğusuna
zaman da ıtır çiçeği kokar...

sen gelirsen eğer...

XVIII.bez
ömrümü ucuz kremlerle yalvaçladım hep
tüm estetik cerrah-i geçirdim beynimden

XIX.bez
durmadan ağız dalaşı yapıyoruz Tanrıyla
ben ona durmadan dua
o hep tükürüyor
dilenci kabıma...

XX. bez

hüznümü ortadan kestim
ağlattım kahverengiyi
mart'ta biri öldü
ağladım, ağladım
bir başka mart'ta
kendim seyirtim ölümün kıyılarında
hiç ağlatmadı kirpiğimi kül

onun ömrünü en çok aşk acıttı
hırpalanmış mesane diye geçti
ölüm kayıtlarına
benim perde aralığından sızan gölgelerden kırıldı ışığım
cebimde biriktirdiğim cam kırıklarıdan kesildi elim kolum

öyle geçsin kayıtlarama...

XXI.

çadırımı yalnızlığın ovasına kurdum epeydir
mütevekil bir yanlışı söyledi rüzgar
epeydir kulağımın üstüydü yattığım
hadi sen de al grini burgun daya
ayın yüzüne çiz hüzünleri

Epifiz Bezi II

XXI bez
Buradan giderse ilk
İlk önce senin ayakların gider sanırdım
Ki öyle olmadı
Yıpranmış bir kilim gibi kıvrılıp
Toparlandı altından yol

XXII bez
Sonra gözlerin düşer sandım
Bir uçurum kıyısından
Öylece derin
Utanç ipini fırlattım attım sana
Ki düşmeden belki beline dolarsın diye

XXIII bez
Ama bir kaya sana çakılmayı yeğledi
Ben mani olamadım
Ve gözümün önünde
Öldün sen...

XXIV bez

Sonra
Zorladım zorladım zorladım
Bir türlü açılmadı gözlerimin kurnasını
Birileri suyu dahi kesmişlerdi

Musluk elimde kaldı...

XXV bez
İlk önce atlar ve sen
Sonra sen ve atlar
Birdenbire hepiniz yığım yığım
Önümde
Ah! gözüm vah! gözüm
Hanginizi vursam ilk önce

Bu vurgunda kayıp ne
Ayıp ne deyip
Bir de buna şaşmazmıyım

XXVI bez

Baktım ki gözüm ilk sana kaymış
Dilim de ise ardından çok üzgün
Bir de üstüne üstelik
Dil
De
En
XXVII bez

Dilde ise ...
-Tabancamın sapını gülle donatacağım şarkısı kalmış-

Deniz Ercivan
Kayıt Tarihi : 26.12.2014 16:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


EPİFİZ BEZİ (üçüncü gözümüz) Kozalaksı bez, beyin epifizi, 3.göz diye de tanımlanan epifiz bezi, vertebre-omurgalı beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir. Epifiz bezi, uyku-uyanma modülasyon kalıpları,mevsimsel fonksiyonları etkileyen seratoninin türevi olan melatonin hormonu üretir. Epifizin şekli küçük çam kozalağına benzer ve beynin iki yuvarlak talamik lobu arasında, beynin orta yerinde yer alır. Konu üzerine daha fazla bilgi için: http://okyanusum.com/makale/epifiz-bezi-ucuncu-gozumuz/

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ömer Duru
    Ömer Duru

    Epifiz deyimce aklıma melatonin geldi be okumaya yüz tuttum.

    Bilimsel bir şiir beklerken açıklamaya gelince durdum.
    Büyümenin hormonu melatonin.
    Şiirde büyüklere olunca yeteri kadar büyüdüğümü şimdi anladım.

    Kutlarım azize. Bravo.

    Cevap Yaz
  • Ozan Ali Aydın
    Ozan Ali Aydın

    Geceye bir açıp bir kapatıyorum
    pandora kutusunu
    derken orman, derken pinokyonun burnu

    ömrün kıyısında bir toz bezi elim
    kütük masallarını önce çocukluğumun
    sonra siliyorum ellerimi de tümden...

    ben gecede durdum çolak ve ergin
    gece de bana şiirsiz baktı........................... yürek sesiniz daim olsun güzeldi efendim

    Cevap Yaz
  • Gülşah Başol
    Gülşah Başol

    Beğeniyle okudum. Tebrikler efendim. Çok güzeldi.
    ömrün kıyısında bir toz bezi elim
    kütük masallarını önce çocukluğumun
    sonra siliyorum ellerimi de tümden...
    XIX.bez
    durmadan ağız dalaşı yapıyoruz Tanrıyla
    ben ona durmadan dua o hep tükürüyor
    dilenci kabıma...


    onun ömrünü en çok aşk acıttı
    hırpalanmış mesane diye geçti
    ölüm kayıtlarına
    benim perde aralığından sızan gölgelerden kırıldı ışığım
    cebimde biriktirdiğim cam kırıklarıdan kesildi elim kolumöyle geçsin kayıtlarama...

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çubuk
    Hüseyin Çubuk

    gelirsen
    alnıma vakitli vakitsiz maviler çalınır
    ayışığından daha aymaz olur dilim
    şarkılara sığmaz ağzım
    aklımın kargaşasına
    üç karanfil,
    bir düş uğultusu gülerim...

    bu kent özgürlüğe soyunur
    yolları umuda,
    ellerimiz ekmeğin buğusuna
    zaman da ıtır çiçeği kokar...

    sen gelirsen eğer...

    ***** *****

    Çok Güzeldi..

    Kutluyorum şiir dolu yüreğinizi..
    Nice güzel şiirlere dileklerimle..

    Saygı ile..

    Cevap Yaz
  • İsmail Kızılay
    İsmail Kızılay

    zaman
    silkeleyip düşürdü ağaçtan
    bir yeşili
    yerde dal ve erik
    ayrı yazıldı

    kutlarım sizi sevgili şair.YUVASIZ KUŞ

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

Deniz Ercivan