Gözüm yaşlı kaldığım gün,
Sensiz yalnızlığa sinem yandı ,kor oldu bu gün.
Seninle güldüğüm gündü ömür,
Hüzünlerin sardığı bu gün.
Hayatımın olmadığı hir yerdir sensizlik
Sen okusaydın mektuplarımı,
Üstelik meydanlara atıyorsun yırtarak
Senin meyhane hatıraların gibi,
Zihinsel arızanı sende görmelisin,
T
Her anı bir dem değilmi bu dünyanın, o halde,
Ömür dediğin de o demin her satırında sırlı değilmi?
Can, baha biçmeye nazı cevre cennet ister o halde
Bir beden alemine bu dünyanın, aşılmaz duvarı surlu değilmi?
Mola vermiş gibi gecenin sonunda, tan vakti
Dururken ne düşündüğünü kimse bilmez semanın,
Öylece çökerken son tan kaybolurken,
yeryüzü hıçkırıklarla uyanır
bir güzel sedamı duyacağım yoksa diye etrafı dinlerken
Rüyaların esrarı çoktan dağılır
Tutmadın ellerimi bu gün
Vefalı turnalar göçmedi daha bizim yayladan
Derilmiş hasır kamışları,ötesinde,
Susam tarlasını düşünüyorum.
İçinde çavuş kuşlarının yuvalandığı,
Biraz uzaklarda ağaç kakanların tarrakaları
Köhne, kimi kurumuş ağaçların öteki hayatı...
Geceler çok uzun,
Sesleri Ören böceklerinin son çığlıkları,
Fiyortlara çarpan dalga sesleri aksediyor ,
Tarih öncesinin buzulları yıkılırken,
Doğ artık ey şafak yıldızı,
Çavdar, arpa ,buğday başakları,
Tınaz desteleri,
Kenger çalısının ötüştüğü kıraçlar,
Yamaçlarda seyrek leşen ardıçlar
Tutunduğum ümitlerim,
Bahar yaprağında açılan çiçek,
Senin tablon,
Sabah bulutlarından dökülen çisemlerde,
Çisemlerin damlasında sen;
Nar çiçeğinde kırmızı serpuş, altında libası haki,
Kaşağı sesleri sağrıdan geliyor
Bir dönemeçten öte, hangi sefere
Anılarıma yazdığım, bir yol çıkar
Ak taşlı patikadan vardığım,
Yol ayrımından bu güne ilerliyor,
Bir şan-ı şeref anısı olsun diye,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!