Gizlediğim sevgimi bir gün söyleyemeden
Kazanmadan kâlbini neşeyle gülemeden
Seni ellerle görüp uyanırsam ruyadan
Seni maziye gömüp giderim bu diyardan
Hatıram hasretim ve yazdığım şiirlerdir
Tam da herşeye yeniden,
yeniden başlamak için bismillah derken..,
Yine kırılan ümitler,
solan hayaller.
Ufukta kaybolan güneşle..
Omuzlarıma çöküveren,
Her sabah kalktığında o buğulu sesinle,
Arar günaydın derdin bütün içtenliğinle.
Son günlerde farkettim bana ilgin azaldı,
Hayatım tatsızlaştı senin sessizliğinle.
Bundan böyle ayranı üfleyip içiyorum,
İki boğazın ayırdığı
Bir coğrafyayız.
Ama bölünmez bütün,
Anadolu ve Trakya'yız.
Bir tarafımız kara mı.., Kara
üç tarafımız denizlerle sarılıyız.
Bir deniz sahilinde kumsallara uzanıp,
Bir orman kuytusunda çiçekleri koklayıp,
Bir dağın zirvesinde rüzgârlar soluklayıp
Kendimle kaldığımda seni düşünüyorum
Tek sen varsın içimde tek seni seviyorum.
Hasret engel tanımaz her şeyi yıkan bir sel,
Hançeremden yükselen sesi duyup koş ta gel.
Ferhat gibi aşk için sıra sıra dağları,
Daha yok mu diyerek çağlayarak yık ta gel.
Beni duygulandıran manâlı bakışların
Beni çok mutlu eden elimi tutuşların
Beni sakinleştiren yanıma oturuşun
Beni hemen uyaran koynuma sokuluşun
Beni zevkle mesteden kucağıma yatışın
Otuz dakika sonra ezan.
Gece yine sonlandı.
Yatağım bu gece de kırışmadan,
bir gün daha yaşlandı.
Yazmaya çabaladığım satırlar,
koynuna uzanıvermeden biten karanlık..
Bağdat.., Ana gibi bildiğimiz,
birileri tarafından
her fırsatta bombalanan diyar-ı aziz.
Bir yandan oğulları, Saddam,
ve hain çıkan Tarık Aziz..
Neden kaşırsın bir asır öncesini?
Başımıza sardığın,
Ermeni meselesini..,
Neden kaşırsın, neden?
Peki sana sormazlar mı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!