Ensar Aktaş Şiirleri - Şair Ensar Aktaş

En şiddetli fırtınalar bile derin bir sessizlikle başlıyor
Ruhumu dinlendiriyor, hatırlatıyor bana senin gözlerini
O yüzden çok seviyorum ben fırtına öncesi sessizliğini
Bile bile arkasından üzüleceğimi, içimin ürpereceğini

Oysa en hafif yağmurlar bile gök gürültüsüyle başlıyor

Ayrılık, tut elimden, bırakma
Ben ilk defa çıkıyorum bu yolculuğa
Yol bilmem, iz bilmem korkuyorum
Bu yol çok karanlık önümü görmüyorum
Tut elimden ayrılık, bırakma
Gece çok soğuk, üşüyorum

Hiç bir hastalık, dert çaresiz değil
Yeterki kapıyı çalmasın Azrail
Yenilme kederlere, sabretmesini bil
Küsme kimselere, hayatı sevmesini bil
Kendinle barışık ol, gülmeye bak
Herşeye rağmen çok güzel yaşamak

Eskiden,
Çok eskiden
Ben küçükken
Dünya çok büyüktü
Büyük gelirdi gözüme
Sığdıramazdım hayallerime

Seyyah oldum, düştüm yollara aşkın peşinden
Madem gelmişim şu dünyaya, sevmemek neden?
Gökkuşağı aksetsin istedim siyah beyaz günlerime
Beni de bir seven çıksın istedim can-ı gönülden

İlk seni gördü gözlerim, ilk seni sevdi yüreğim

Ne sandığın gibi deliyim ben, ne de serseriyim
Aşkın kuralı böyle, bıraktım kendimi gözlerinden içeri
Yüreğine doğru, tepetaklak yeniş aşağı
Başka bir yolu yok gönül kalesini içten fethetmenin
Tek basamak çıkılmıyor yukarı mutluluk, beş düşmeden aşağı
Yıkılmıyor aşkın gizem surları, elden bırakmazsan aklı, mantığı

Bir yuva örmüştük kırmızı, beyaz, mor güllerden
Ayrılık rüzgarları bir hışımla esti ki bu ellerden
Sen kırıldın, değerli bir kristal vazo gibi dağıldın
Ben yaralandım, yüreğime batıyor can kırıkların

* Bu şiirin isim babası, değerli dost sayın Mim Kemal Ertuğrul’a saygılarımla.

Herkesin birleştiği bir nokta var dünyada
Acısıyla, tatlısıyla geride kalıyor bir yıl daha
Tebrikler, mesajlar, telefonlar uçuşuyor
Dilekler, dostluk ve barıştan yana bu yıl da

Burası Rotterdam, havai fişekler patlıyor

Madem ki herşey yalandı
Yaşananlar bir rüyaydı
Madem ki gidiyorsun
Herşeyi bir kalemde siliyorsun
Madem ki sende bir iz bırakamadım
Sevgine layık olamadım

Sansür bir aspiratöre benzer
Bazan nahoş kokuları süzer
Bazan da hoş kokuları emer
Kurunun yanında yaş da yanıp gider...

Peki sansürün ömrü ne kadar sürer?