Lal olsun dillerim, gözler tutulsun,
Küskün olan ellere gönül katılsın,
Dostluk şeref, haysiyet pula satılsın,
Sorar mı bu gönül, alır mı selam,
Anar mı bu dilim, eder mi kelam.
Gülüşü bahar olacak kadının,
Seni seviyorum demeyecek,
Gözleriyle haykıracak aşkını;
Bir bakışıyla kuşlar uçuracak içinde.
Bir kadını olacak adamın;
Deniz üstündeki tahta gibiyim,
Dalga nereye vursa oradan yara alıyorum.
Sığınacak bir limanım da yok,
Vurup kuruyacağım bir sahilim de...
Masmavi gökyüzüne nispet gözleri,
Bulutlara değer azref-i zürefâ.
Sıcaklığıyla güneşi kıskandırır gülüşü,
Bülbülleri âşık eder hoşneva.
Avucumda ateş toplanıyor sen aklıma gelince,
Bir çıra gibi yanıyor yüreğim,
Bir damga Kevser olsa da söndürse diyorum.
Cehennem ile harlıyor yanışımı AŞK…
Ayağını yere sürür,
Kibri arşa değiyor.
Vicdanı terk etmiş,
Şeytanı başa geliyor.
Ölse yuğacak kalmamış,
Bugün bayramın birinci günü,
Bugün de dünkü kadar yalnız ve hüzünlüyüm.
Yalnızlığım kimsesizliğimden değil,
Yalnızlığım sensizliğimdendir.
Hüznün denizinde boğulurken ben,
Umurumda değil tatlı bakışın,
Gözlerinin güzelliğinden bahsetmeyeceğim,
Avuçlarının kokusu değil özlediğim,
Kalbin...
Sevecen, sıcacık kalbin hasretini çektiğim.
Gösterme yaranı ey gönül,
Avucunda tuzuyla bekleyen var.
Acıyı seyirlik bilenlerde;
Merhamet değil, nefret var.
Sakla içinde kopan fırtınayı,
Seni sevdiğimden değil dilber!
Ben bakışın güzelini,
Gülüşün güzelini,
Sesteki o hoş sâdayı seviyorum;
Onlarda bir sende var.
Sersem eden sözler,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!