Ey Sevgilim
Düşünürsen Ne Olur
Dönüştürmek Ve Kendini Var Oluşlarınla
Son İstasyonunda Yaratmak Adına Bir Başkadır Dua
Kutsal İnançlarınla Ruhsal Olan Varlığa Ulaşmak İçin
Solgun Yaşananlar Arasında
Aşk-ı tasvir- Garip Çoban Sıradışı > Söz Yaşlarım -Beyaz Şairler Kahvehanesi -www.beyazrenkler.org
--------------------
Bunca geç kaldığıma üzgünüm
Yalnızlıklar hayatında uçuşurken sığındığın duvar dibindesin
Siperinin arkasında bir çocuk var her biri bir başka günle karşı duvarında
Aşk-ı Üryan -Garip Çoban Sıradışı > Şükür Günlüğü -Beyaz Şairler Kahvehanesi -www.beyazrenkler.org
--------------------
Gönlümde oturan kendilerini pek severım
Sessiz sokakların tutunamayanları hep gelmediniz,
MEŞK-İ HU VAKTİ... Sabahın bereketine ulaşmak, onun için çalıştığımız ve ona ait olduğumuz sınırları aşan hıncahınç düşünce yumağıdır aşk. Kibirli yanında yolculuğuna rağmen, hüsnü niyetin arkasını gör, sineye çekmek istediklerin aşkın ikramıdır, fedakarlık yapmayanın sevgisi olmaz, gafletten hissedemiyorsun, kendini yaşarken konuşursun, hem seveceksin, hem sevileceksen bütün iş uyanık bulunmak. Kalpleri ölüler söz dinlermi? Oysa şems vakti insanın sökülen, yırtılan ruh kumaşının atkı ve çözgüsünü ışıktan iğneyle örenler karanlık kavramını aydınlatırlar. Gecenin çobanları uykuda uyuşan ruhlar dumura uğrayan şuurları uyandırmak,daha doğrusu üç perdelik yıkım oyununu bozmak için zehirli oklarını hem melanet soyluları suretlere, hem de çağdaşlarına fırlatır. Okları, Aşil'in kılıcına benzer; hem öldüren, hem de dirilten kılıca aşk. Sınırlarını zorlar, ufuklarını genişletip tertemiz, pırıl pırıl, kristal bir dil armağan ederler. Cümle bilgini zorlar inanmak, kuşlar ötüyor, biz anlamıyoruz. Zora talip olanlar sessiz kalır, basite talip olanlar zamanı aşıyor. Sonra suskunlaşır başlar ve devam eder şimdilik yok olan, anasız/babasız doğan çocuk neyi fetheder? Hepsi, O'durdan az düşüncelerin kırışıklıkları kalbinin arzusunu gözetleyen bu gözler aşkın resmine bakarken, zamanın raksı ne bu yuvaklakta? Bir asrın değil, bütün asırların şarkısında yanan ruhumda alevlenen. Aşkın ışıkları ışıl ışıl üzerinde güneş gibi,sen nasıl birşeysin hala çözemedim,bilmecem gibisin
HEPSİ SENİN İÇİN...Sevgi/li bir kimseyi gördün mü? Hanginiz ben'im derin bir bahtiyarlık içinde derdime cümle yanınla buyurdu Pirim. Iyimser olmak için pek çok neden var, geride kalanlarla ekmek tadında, dedi İhtiyar Bilge. Bize dünyayı unutturacak yolculuğu unutamam! Herkesin isteği kendine göre şafak vaktinde dedi Mirim. Yaz yağmuru gibı duygular kendiyle zıtlaşmada, seninle cümle kurmayı öğrendin mi? dedi Üstatım. Dünya cehenneminden çıkışım, alın yazısı demekten başka bir isim bulamadığım çok değerli adımlar sayesinde gerçekleşti, dedi Garip Çoban. Hiç kimseyle göz göze gelmemeye dikkat edenlerin ruhundaki karmaşayı fark ettiriyor suretler dedi Yoksul. Goncası bağırıyor gülün şems vaktinde, dikeniyle salınıp kuş dilinde okumak için aşkı dedi Deliler Şeyhi. Her gün uyandığında başka biri mi oluyorsun, ateşe at kendini ağlaşsın kıvılcımlar dedi Hırkasız Derviş. Söyleyecek sözü olanlara bülbül haber veriyor, meltem sana neyden bahsediyor kimseden yardım bulamıyorsan makamın naz'mıdır,niyaz'mıdır dedi Miskin. Geleceğe ilk adım için ne talep edersin sevgiden, çile içinde harekete geç ezber bozan yanında, muhalif yanınıza bir satır sonra cevap bulacağınız temaşaların hasretini yazın dedi Zahit. Cezbetmek, etkilemek, kendi önemini anlatmayan gecenin çobanları için sıfat aramayın insanlık sonsuz ihtirasla her hareketinle ölüyor dedi Şakirt. O meşhur yalnızlıktan kurtulmuş Allahla olan aşk!
GİZLİ GERÇEKLER...Kimsenın neden konuşmadığını anlamak için tek neden kendine zaman ayıramamaları buyurdu Pirim. Bakmadan görenlerin tek kişilik yaşamı bir garip dedı Mirim. Herkesin bildiği sırlar o gece kayboldular yağmur vurdugunda dedi Meczup. Hitabet kullanıyor hamiyetsız duygular, zavallı mantıktan meydana getirdiğiniz yaşam tarzında dedi İhtiyar Bilge Ruhla bedenin boğusmasını inkar eden suretperest yaşamlar, faziletin saadetten asla ayrılmaz olduğunu düşünemez dedi Seyyah. Biz suçluyuz, bedenin zevkleriyle ruhu çarpıştıramadığımız için dedi Sufi. Çok meşguldük sözlerin köşelerinde, en hayran en sadık urban duygumuzla dedi Hırkasız Derviş. Sonradan tutkunu olduğum şems vaktini işin içıne kattık ki, gönül sözlerinde üçümüz de vardı, büyük ılham kaynağına sık rastlayamamak çok acı olsada, iyiye doğru bir değışim bu meşk, ikisi arasında gidip geliyorum dedi Garip Çoban. Nerede olduğunu bulmak için uğraşıyor olmak bir mesaj aşka, en çok da bu çok boyutluluğu seviyor galiba ruh dedi Zahit. Her halükarda ne görüyorsan o düşler diyarında aşk dedi Miskin. Bin nedametle nihayet anladık ki dünyada belki herşeyi bulmak kolay, kendini bulmak zormuş. Kendimizi nerede bulalım? dedi Deliler Şeyhi. İki cinsiyet arasında sıkışıp kalmış olan suretinde güzel görünmek ne kadar zamanınızı alıyor? dedi Aklı Kıt Adam. Onların hikayesi tümden kayıp, ne kadar karmaşık ve acılı söylenecek sözünüz var.
YAŞADIĞIMIZ ÇAĞ.. Benle sen arasındaki en güzel dildir biz. Sevginin insanda geldiği nokta, gürültüsüz yanlarındaki hep sende duranlar. Sessiz olan yanın susuyor. Söyle şems vakti aşk tanır bizi. Sanki sen gibi dağların ardı. Hor bakma yağmur yağarken deli deli her yere diyen sestemi yalan. Beni hoş gör gece, bırak gideyim benim ne suçum varki. Nasıl razı olacak, hayata davet olarak ölüm yaşadıklarımızdan. Yumuk gözümüz akıp giden görünümlü yaşama. Çünkü sevgi pratik bir iştir. Burada durarak bir noktaya değinmek lazım. Onu görenler geldiğinde; bu, bu benim daha çok seven midır akan gönül. Kendini bulduğu için biraz sessiz ol diyen mutluluk çığlıkları arasında büyük bir mutluluk yaşıyormusun? Ortada güzel paylaşılan bir şey sevgi varsa, o güzel şey her zaman güçlüdür. İçindeki rüzgara ulaşman için hazanı kıskandırmalı gecenin kıyısındaki içindeki sızılar. O karanlıkta susalım savaşan yaşamla flört eden yanında. İçindeki bütün kuşları uçur, ve ellerin coşsun. Ölüm korkusuyla denize dalıp nefesin tutan yanında dudakların kupkuru. Somut olan, ben buyum, der hep o gün. Her tarafından riya damlayanlar arasında diline neyin adı düşüyor. Bu körlükle sırra erilır mi? Bir şey yok cisminde. Yok edici düş gücün, bir bütüne hizmet ettiğini gördün mü, tevekkül içinde savrulan yaprakları. Yaşadıklarını reddeden doğandan aynıyla yansıtmayı başaran yalnızlıklarından beslenenlere karşı duruşun üryandır
AŞKIN ŞEMS-İ SIRRI...
Hiç olma yolunda şeye varan yolcunun aşkı öğrenmek istemesi şaşırtmaz bizi buyurdu Pirim. Alıp başını kaçmak isteyenler sonuçta hiçbir yere varamamış dedi Mirim. Hafif bir iç geçirmeyle başını yastığa gömüp esen yelin fısıltısına eşlik eden kartaneleriyle, o sesi duymaya çalışırcasına yüzünü şems vaktinin penceresine dönen gecenin çobanları, biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamıştı dedi Garip Çoban. Halihazırda ne de olsa adı hayat, bir açıklaması olmalıymış mutlaka dedi Miskin. Taat ve ibadet etmede bize yardımcı ol ya rabbi dedi Meczup. Kimisin gönlü, kimin gözü, kimin dili susmuş, kimindede hepsi susmuş aynileşmek için ve susuvermiş koparılmış dal, söndürülmüş mum gibi dedi Aklı Kıt Adam. Ve bir gün hikmetini anlayacağın, gömüleceği mezarlıktan bile sessizmiş vuslatta olan, büründükleri yalnızlık zırhını aşıp da kolay kolay ulaşamazmış derman diye yananlar dedi Seyyah. Alemin hallerine zaten vakıf olan gecenin çobanları, suretten öteye ötesini görmeye heves etmezler dedi Kırklar. Ezelden beri süregelen ve ebediyete dek sürecek her şey zaten gözlerinin önündeymiş, şimdi ve buradalar, insana vacip olan hz insanlar sağlam durakmış dedi Zahit. Sevgilinin seninle konuşmasını nasıl umarsın? Ömür kadar narin, geçmişi yitirmiş bir abdal, suyun rengi nura dönmüş, aşk doğduğunda aklını yitirmiş bir fakir, ya da sevdiğine ulaşmak için yusuf kuyusunda olanlarda aşk
İSTEYİN YETER..
Her türlü kirlenme arasında erdemli bir yoksul ol ki, çiçeklensin dem dem kuraklığın dört mevsim. Tutarsız ve samimiyetsiz olanların tanığı ve vicdanı alfabenin davudi sesleri. Çok daha derin şaşırtıcı olanların gizliliği sıradan yaşamlarıdır. Ön sıralarda bulunanlar gönlünüze neler tahsis ediyor şems vaktinde. Çilekeş iç hanen, sözün özünde heyecanların dalgalandığında, sizden söz edeceğiz aşkla. Sana danışmadan nelerden vazgeçtiğini gördün mü? Sırlar gördükçe gönül gözün. Duyduğun en güzel sözün ne? Onu ihya etmezsen muhabbetten yoksun olursun. Sevgi ve sevgilinin hakkını vermelisin fırsat ganimettir. Rabbinin hakkını veriyormusun? Hangi kıskançlık duygun düşman şeytanına. Olması gerekeni yönelt, ilgi duy rollerine ama modelin kıskançlık olmasın. Duyguların hakkında fikir sahibi olursan, vakitlerin devamlı seninle olur. Duygusal ihmal içinde olanlar, güven duygusundan uzaklaştıkça felaketin isyanına direnemez. Amentünün esasları kalbine neler kazandırdıysa, her şeyin başka olur, senden uzak duramazsın. Güneşin doğmasıyla yıldızların kaybolduğu anda kulağın, gözün, gönlün kiminleyse onunlasındır. O kadar, tahrip etmiş gramer hatasına düsmüş cümleler gibi belleklerdeki bulanık görüntüler. Öteki dilde karşılığı yok olan cümleler için uzun uzadıya tarifler muğlaklıklar katıyor belleğinde kalan izler. Ruha derin izler bırakan engin duygulardadır duygular aşkla aşıksan
----------------------------------------
İçim hazin diplerde halime çok acıyorum.
Öyle bir hikaye uyarlanan saatlerde umutluyum.
Katre-i Temaşa -Beyaz Şairler Kahvehanesi > Garip Çoban Sıradışı > Hikmet Arayışları -www.beyazrenkler.org
--------------------
Herkesin gördüğünü görmezlikten gelme
Dua'nın düsturundan hareketle ruhun cevaplarını arıyor
MEŞK-İ HU VAKTİ... Sabahın bereketine ulaşmak, onun için çalıştığımız ve ona ait olduğumuz sınırları aşan hıncahınç düşünce yumağıdır aşk. Kibirli yanında yolculuğuna rağmen, hüsnü niyetin arkasını gör, sineye çekmek istediklerin aşkın ikramıdır, fedakarlık yapmayanın sevgisi olmaz, gafletten hissedemiyorsun, kendini yaşarken konuşursun, hem seveceksin, hem sevileceksen bütün iş uyanık bulunmak. Kalpleri ölüler söz dinlermi? Oysa şems vakti insanın sökülen, yırtılan ruh kumaşının atkı ve çözgüsünü ışıktan iğneyle örenler karanlık kavramını aydınlatırlar. Gecenin çobanları uykuda uyuşan ruhlar dumura uğrayan şuurları uyandırmak,daha doğrusu üç perdelik yıkım oyununu bozmak için zehirli oklarını hem melanet soyluları suretlere, hem de çağdaşlarına fırlatır. Okları, Aşil'in kılıcına benzer; hem öldüren, hem de dirilten kılıca aşk. Sınırlarını zorlar, ufuklarını genişletip tertemiz, pırıl pırıl, kristal bir dil armağan ederler. Cümle bilgini zorlar inanmak, kuşlar ötüyor, biz anlamıyoruz. Zora talip olanlar sessiz kalır, basite talip olanlar zamanı aşıyor. Sonra suskunlaşır başlar ve devam eder şimdilik yok olan, anasız/babasız doğan çocuk neyi fetheder? Hepsi, O'durdan az düşüncelerin kırışıklıkları kalbinin arzusunu gözetleyen bu gözler aşkın resmine bakarken, zamanın raksı ne bu yuvaklakta? Bir asrın değil, bütün asırların şarkısında yanan ruhumda alevlenen. Aşkın ışıkları ışıl ışıl üzerinde güneş gibi,sen nasıl birşeysin hala çözemedim,bilmecem gibisin
MASAL MASAL İÇİNDE...Bu yaşamda kendine kaçış yürek ister, masal bu ya. Demek istediğin hangi tavrınla sensinde bulamadıklarındaki şaşkınlık mideni bulandırdıda kör döğüşünle görenlerin, masal bu ya. Nelerin arasındasın kendini okumadan ebeveynlerin olmustu, dahası aynı münakaşalarınla yad ettiklerin zamanı sanki bir masal diyarı gibi tasvir ederler, masal bu ya. Yaşadığı en basit olayı anlatanların kudretinden söz etmek gerek uzun uzadıya, yoksa öyle herkese hz insan demezler! ,masal bu ya. Çok uzattım harfllerle temaşayı hasbihale geçmek çok daha zordur, ama bir sebebi var, bunları söyletmek zorunda bırakan suretperestler peşimizde, öyle güzel masallar anlatıyorlar ki, aşk,sevgi,arkadaş,dostuz diye, masal bu ya. Dünyaya veda eden ustalar arasında yer almış olan ruhlar için yazmaya başlamak, hz insan olmaya imza atmış haklılık payı çıkartırlar, yürek ister böyle kendinden kaçabilmek, masal bu ya. Benden söylemesi hayatımızda eski değil eskimeyen engin yürekli ahbabımız lazım, şimdiden söyleyeyim ihtiyacımız yok mu sizce de? ,masal bu ya. Akıl alması için gereken doğru insanları bulabilir, ama daha düzeltecek çok şey var, merhamete muhtaç yanına sıvayın kolları hepimize iş var gecede ateş düşen yanına, masal bu ya. Dünyayı yaşanabilir kılmak bayağı zor oldu, gözlerin çaresizliğinde nehirleri geçmek için köprü olacak sevgili yoktur sabaha ermek için. Gönül dağlarına tırmanmak aşk, masal bu ya! .. Çok şey mi istedi bu dost meclisi bu gece hacıbayramda,anlatmışlar ahkam kesmişler,dinlemişsin ama desem o öyle değil böyle aslında,anlatsam anlamaz şimdi,beni yorar diye vazgeçmişsin,gülüp geçmişsin delilere
Hoşçakal Diyemem Sana
Bir tek sen kaldın hayatımda, Bir de aşk
Bir aşk demekti bu dünyada.
Sana Yolculuk Yapmak İstiyorum..
Bir Feveran-ı Aşk dilensem Aşk’tan!
Merhaba. Bu nasıl bir t/aşkınlık, bunca güzel şiiri nasıl yazmayı başardınız ve halen devam etmektesiniz? Şiirlerinizi lütfen kitaplaştırın. Biz de kütüphanemize koyalım. Selamlar...
'Sevilen bir kadın can demekti.
Bu yüzden en çok canım denirdi ona
ortasında bir eliflik nefes hacmiyle...'
(Nazan Bekiroğlu - İsimle Ateş Arasında)