Kalbin; gizleyip dile vuramadıklarını, gözler açığa vururlar...
Hayatın bir imtihân deryâsından ibâret olduğunu unutanlar; yaptıklarının yanına kalacağı aptallığına bürünür...
Aceleciliğin sonu; en erken tarihli ecel trenine, ucuz bilet almaya benzer...
Siyaset eşittir; yalan demektir. Ne siyaset için, ne de görüşleriniz için; yakınlarınızı kırmayın. Kalp kırmak 70 defa kabeyi yıkmak gibidir. Farklı düşünceler olmasa, güç de olmaz. Bizi güçlendiren farklı görüşlerimizdir. Hem sonra; siyasetçiler kavurmayı yer de, siz ayrıştıklarınızla kalırsınız. Akıllı olun, bu dünyaya sadece uğrayıp göçücez; bir durak sadece bu dünya. Kimseyi üzmenin, kırmanın, kötü söz söylemenin âlemi yok. Etrafta onca düşman kokan sözleri ve ayrışmaları görünce hatırlatayım dedim, hepimiz kardeşiz, düşman değil. Bizi siyaset değil; kardeşlik ayakta tutacak. Selâm ve duâ ile...
Deizm saçmalığının sebebi; insanların sorumluluktan kaçmak istemesidir. Fakat bu aptallığa uyanların, kitâbı ve Resûlü inkâr etmelerinin sebebi ise; hayatlarını nefislerine peşkeş çekmeleridir. Ey deist ! sana soruyorum; mâdem bir Yaratıcıya inanıyorsun, peki neden düşünmüyorsun; Onu her yönüyle tanıtan, bugüne kadar bizlere sunan elçileri değil de kimdir ?.. Hadi bunu da geçtim, kurân'ın mucizelerine de mi inanmıyorsun !.. Sence bunu yazan bir insan olsaydı, bunda sadece kendini üstün tutacak yazılar olmaz mıydı ? (Ki, Onun peygamberi dahi, hayatını sadece islâma adadı, bütün zorluklara, sıkıntılara rağmen sabretti, ileriki zamanlarda çok zengin bir toprak bütünlüğünün başında bulunmasına rağmen, bir fakir gibi yaşadı. Hatta kendisine bu durum ile ilgili soru soran hz.ömer'e dahi; ''Dünyâ onların, âhiret bizim olsun istemez misin yâ ömer ?.." demiştir.)...
Ve bu bir insan yazısı olsaydı; bugüne kadar (1407 yıldır) tek bir harfinin bile değişmesi gerekmez miydi?.. (Şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik ve şüphe yok ki, O'nu her türlü bozulmadan da biz koruyup muhafaza edeceğiz. #Hicr9)...
Ayrıca bu bir insan yazısı ise; 1400 yıl önceden, sınırlı bir insan ilmiyle; sınırsız mucizeli bilgileri nasıl vermiştir?.. İşte, sen bu sorulara cevap aramıyorsun, çünkü sen aslında gizli bir ateistsin !.. Fakat bu kadar kusursuzluğun içindeyken, bir Yaratıcının olduğu gerçeğini; mantığın ve aklın ispatlarken, nefsin Yaratıcının kurallarına uymana izin vermiyor... Son defâ soruyorum, mâdem bir Yaratıcıya inanıyorsun; peki bu Yaratıcı yarattıklarına hiç mi karışamaz, haşâ bizi bu dünyâya ot toplamaya mı yolladı ?
(Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım #Zâriyat56)...
Kardeşim, kusura bakma ama senin sorunun; düşünmemek, daha doğrusu; düşünmek istememek. Çünkü, eğer düşünürsen; doğruyu bulacaksın ve kimsenin yaptığının yanına kalmayacağını anlayacaksın ! (Kim zerre kadar iyilik yaparsa karşılığını görür. Kim zerre kadar kötülük yaparsa karşılığını görür #Zilzâl7-8)...
Çünkü eğer düşünürsen; âhirete îmân edeceksin ve hayatını değiştirmek zorunda kalacaksın. İşte, sen istediğin gibi yaşamak istediğin için; aslında nefsini ilâh edinip, gerçeklerden kaçma yoluna girmişsin. Lâkin doğrulardan kaçmak; doğruları değiştirmez. Vakit varken; adam gibi îmân et ve imanın altı şartına uy. Aksi takdirde ölümün; senin için temiz bir başlangıç olmaktan çıkar ve seni, hem bu dünyâda, hem de âhirette cehennem çukuruna düşürür !...
İnsanları yargılamadan evvel kendini yargıla. Kendi nefsinin yargıcı olursan, hiçbir sahte ve karanlık deryâ seni boğamaz...
Dağlar kadar ilmin olsa da, kendini dağlar kadar büyük görüyorsan; bir karınca büyüklüğünde değerin yoktur. Büyüklük, ne kibirdedir ne de egoda !.. Büyüklük; tevâzudadır. Tevâzu arttıkça; büyüklük artar. Kibir ve ego arttıkça; değer azalır...
Fitne ortamında insanlık kendini gösterir. Kimi fitneye körükle gider; insanlığını kaybeder, kimi de; eliyle, diliyle veyâhut kalbiyle buğzederek insanlık nâmına konuşur. Herkes bir şeyler konuşur fakat, herkes gerçekleri konuşmaz; kimi korkar, kimi kin kusar, kimi de yanlışa susar. Kimsenin konuştuğu silinmeyecek, tüm kelimeleri tarih not ediyor. Gün gelecek tarih gerçekleri haykıracak. İşte o gün, fitneye körükle gidenler, fitnenin aleviyle yanacaklar. Çünkü, tarih her zaman tekerrür eder; tarih boyunca kimsenin yaptığı yanına kalmamıştır, kalmaz da. Buna el-Adl olan; sonsuz adâlet sahibi izin vermez...
İnsanları ayrıştıran; fitne ateşidir... Bu ateşi hem yakan hem alevlendiren; fitne alevinde yanıp kül olmaya mahkûmdur. Çünkü, ateşle oynayanlar; ateşe en yakın olanlardır...
Toplumu ayakta tutan ahlâkın üstünlüğüdür. Ahlâkı yok olan toplumların, kokmuş bir cesetten farkı yoktur. Bulundukları yeri mundar ederler...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!