Bir rüyaydı aşkımız, sen çobandın ben koyun;
Yoldukça yordun beni, çok şükür bitti oyun...
Sanki, sefere çıkılan bir akınmış ölüm,
Bir an meselesi; meğer ne yakınmış ölüm !
-Dedim ki; "Yine Akşama Kavuştuk Ramazan Dayı..."
-Dedi ki; "Eğer Yaşarsak; Sabah da Olur Evlat..."
*Not:Ramazan Dayı Şimdi Öldü...Ölümlü Dünya İşte...
Şu gencecik yaşımda yandırdın beni,
Ah... kanamadan suya; kandırdın beni,
Düşürdün pusuya, inandırdın beni,
Ah ulan yalancısın; ölümlü dünyâ...
Serâbın yeryüzünü hep esir almış,
Âcizsin âdemoğlu, ecel her an ensende;
Ölüm var ! sen kabul etsende, etmesende.
Kâbustan hülyâya yürüyen seldim,
Aşkın zincirinden taştım da geldim.
Aşılmaz denen o, dağları deldim,
Uzun uzun yollar aştım da geldim...
Kim demiş ki, cânlar verilmez diye?
Mevsim geçer ardı sıra;
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Vedâ eder tüm asıra,
Yeni bir iklimle tanış !
Yağmur, kar ve dolu yağar,
"Yarın, güzel günlerde, dokunmasın postuma,
Haber salın riyâkar, o vefâsız dostuma..."
Çıkmak lâzım dünyâdan, huzuru kata kata,
Kavuştur Rabbim bizi o ilâhi vuslata...
Kurtulmak lâzım nefsten, hevâyı ata ata;
Ancak öyle erilir gökteki saltanata...
Gürleşen çiçekleri düzeltemem, deremem;
Şu imtihân deryâsından, düşürme n'olur veyle,
Yâ Râbbel âlemin, bizi; sabredenlerden eyle...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!