Özlem dedikleri bu mudur bilmem,
İçimimize ateş, kor düşer canım...
Acı, ıstıraplar yakar kavurur,
Alev alev olur har düşer canım.
Ayrı kaldık sen orada ben burda
Bedenimiz harap, ruhumuz darda
..
bu gün
yarin
kardan adamlar gelecek
sessiz
sakin
ve kaderine razı olarak
adam olamayanlar
..
Kara ELMAS derler adına
Göçük çökerse başına kimse yetişemez imdadına
Çare yoktur her işe gidişte korku endişe telaşına
Kuraldır inerken helalleş ailene arkadaşına kardaşına
Kömürün karası bulaşır yüzüne gözüne kaşına
Girersin azraille yaşam savaşına
Çünki ne gelecek belli değil aşşağı da başına
..
Hayat gölgesinde söngün bir bakış
Bir nefes bir selam sır ifşa dünya
Ne olur görünüz tekrarsız akış
Terk edemediğim ben’im dedim ya
Gıpta etmeyiniz bir yanım yanık
Bendeki mısralar izafi küldür
..
Ne ölmeyen adam var
Ne ihtiyarlamayan kadın
Bizim burada kadınlar erkeklerden
Biraz fazla yaşıyorlar, hepsi bu kadar
Biz sadede gelelim
Aradaki farkı gözlerinle görünce
İnanamıyor insan
..
Kaldırıma oturup, yollarını bekledim
Gelmeyeceksin diye hep endişe taşıdım,
Her geçen dakikaya yenisini ekledim,
Soğuktu İstanbul’un geceleri üşüdüm,
Bu son gidişin var ya yüreğime tak etti,
Bir gecede simsiyah saçlarımı ak etti,
..
Kaldırıma oturup, yollarını bekledim
Gelmeyeceksin diye hep endişe taşıdım,
Her geçen dakikaya yenisini ekledim,
Soğuktu İstanbul’un geceleri üşüdüm,
Bu son gidişin var ya yüreğime tak etti,
Bir gecede simsiyah saçlarımı ak etti,
..
Doldur ver içeyim şarabı aşkın
Nolacak içimde harabı aşkın
Olmuşum bak gör ki türabı aşkın
Doldur ver şarabı sarhoş olayım
Sevdayı aşkından bir hoş olayım
..
Kardeş gözüyle bakıp aşk ilanını
Saygıdan sayanlara dikkat et gönül
Mertliğin üzerine kur planını
Endişe duyanlara dikkat et gönül
Sevmekte sevilmekte duruşu ciddi
Olmayanlar zamanla aşıyor haddi
..
Çayı, poğaçayı unutmuş,dakikalarca onun ardından baka kalmıştım. Nefesti adı,ve buraya yeni taşınmıştı. Muhasebeciydi,hava alanında,annesi vardı yaşlı.Bunlar hakkında bildiklerimdi,birde hissettiklerim vardı hakkında
Ela gözlerinde bir saat dursam sıkılmayacağım,saçlarının her bir telini ayrı ayrı okşamak istediğim,o kızgın bakışlarına vurulduğum gibi.
Günler geçiyor,ben aldığım her nefesi daha bir sevmeye başlıyordum.
Hemen hemen hergün büfeme geliyor,beş on dakika oturup,trene binip gidiyordu.Sadece sabahları uğruyordu büfeye,dört gözle beklememe rağmen hiç bir akşam,gelmiyordu.Trenden inip hızlı adımlarla karşıya geçiyor,caddede kayboluyordu.
O akşam hiç beklmediğim bir şey oldu.Ben trenden indikten sonra onun yine karşı caddeye geçip,gideceğini düşünürken,o bana doğru gelmeye başlamıştı.Hava kararmak üzereydi,kuru soğuğun olduğu bir Aralık akşamıydı,ve o soğukta büfenin içinde olmama rağmen ben bile üşüyordum.Taaki önümde durup,''Merhaba,biraz konuşabilirmiyiz'' diyene kadar. Şaşırmış,bir okadar sevinmiş, fazlasıyla meraklanmıştım.Benimle ne konuşmak istiyordu acaba? Hemen iki tabure alıp dışarı çıktım,''Buyrun sizi dinliyorum.Ama durun önce iki çay yapayım,hava soğuk üşümüşsünüzdür''
''Yok'' dedi, '' çaya vakit yok''
..
Hastahanede geçen iki günün sonunda, tekrar büfeme dönmüştüm.Annesini hiç görmemiştim.Taburcu olacağı gün artık bana gerek kalmadığını,eve kendilerinin gidebileceğini söyleyip,benim hastaneden ayrılabileceğimi söylemişti.İtiraz ettimsede,annesinin yanlış anlamasından çekindiğini söyleyince diyecek lafım kalmamıştı.Öyle ya bekar kız, tereddüt ediyor olabilirdi.
İlerleyen günlerde arkadaşlığımız daha samimi olmaya başlamıştı.Artık akşamlarıda büfeye uğruyor,günde en az bir saatini benim büfede geçiriyordu.Ona çok alışmıştım.Öyleki bir aksilik olsada bir gün göremesem özlüyor,merak ediyordum.Oda aynı benim gibi hissediyordu sanırım,çünki bir gün gelemese yada gecikse telefon açıp sebebini söylüyordu.Adını koyamasakta sevgili olma yolunda ilerliyorduk.En azından ben öyle sanıyordum.
Altı ay kadar sürdü arkadaşlığımız,ve artık istasyondaki daimi çalışanların hepsi bizi sevgili sanıyorlardı.Güvenlik personeli,temizlik işçileri,bilet gişeşindeki kız,hepsi ama hepsi,Nefes köşeden göründüğü zaman bana müjde verir gibi hareketler yapıyorlar,yakınımda olanlar geliyor abi seninki diye haber bile veriyorlardı.
Sonra birgün Nefes gelmedi istasyona.Daha öncede gelmediği olmuştu ama o gün telefonda etmedi.Akşamüstü ben aradım ulaşamadım.Ertesi gün,ve daha ertesi gün içimi kemiren bir merak,endişe,üzüntü,ve özlemle bekledim gelmesini.Ama gelmedi,evini tam bilmiyordum,bir kaç sefer sorduysamda açık adres vermemiş'' ya şurda Çaldıran'da oturuyoruz'' demişti.
Üçüncü günün akşamında da gelmeyince,ertesi sabah soluğu Çaldıran mahallesinde almıştım,sokaklarda gördüğüm teyzelere soruyordum,tanıyan çıkmıyordu.Çocuklara tarif ediyordum görmediklerini söylüyorlardı.Sanki hiç o mahallede oturmamış gibi bir izlenime kapılmıştım,Hava alanında çalışan,annesi kalp hastası bir genç kızı,helede o kadar güzel bir genç kızı kimsenin tanımamasına imkan yoktu.
.Marketlere,eczacıya,herkese,sormuştum katiyyen tanımıyorlardı.
Tek yol havaalanına gitmek diye düşünüp,hava alanına gittiğimdeyse tam bir hayal kırıklığıyla karşılaşmıştım.Oturduğum yer diye başka mahalle söylemesini annesinden,çevreden çekinebileceğine yormuştum.Ama altı aydır her sabah işe gidiyorum diye trene binip gittiği hava alanında da hiç kimse kendisi tanımayınca şok omuştum.Güvenliğe,polise,temizlikçilere,hatta özel şirketler bile sormuştum,ama hiç kimse hakkında en ufak bir şey bilmiyordu.
..
Can pazarına döndü yurdun her yanı
Canlarımızı yaktı asrın hain alçakları
Bir hiç uğruna gidiyor vatan evlatları
Yeter bitsin insanımızın da gafletleri
Nedamet yok hainlerin hiç birisinde
İnsanlıkta mahlûklar asrın gerisinde
..
Ne saklayabilirsin tarihinde öz gençlik,
Al bayrak sarılınca ruhuna üç hilal fırtına,
Geçmiş bir tarihin düş kırıklığı ağır yaralı,
Sokulur usul usul hasretine küskün nehir yalnız kalmış Tuna.
Öyle kıvrılırki gözaltını işgal eden destansı çizgi Sakarya.
Gökyüzünde tarih akar,
Destan akar,
..
Ne vakit tefekkür etsem
Başımı iki elimin arasına koyup, derinliğin izlerini sürsem
İçimde nükseden figanı ve feryadı hakkıyla sahibimeanlatabilsem
Ruhum rahatlayacak, kalbim bizar olmaktan kurtulacak,tasavvur başkalaşacak
Hangi rengi elime alsam
..
Kaç zamandır soramadım
İçime attım, meşguliyet adına kandım evet, aldandım
Mütehassis olan bir kalbin incinmesi, hiç söz etmeden edebi nefeslenmesi ne latif
Ve fakat bu hakikati anlamak için hissiyatım, naifliği terennüm ederek, tefekkürün ikliminde inşa edilerek ayılması lazım
Ne vakit zarif birnezaket görsem
Seni hatırlarım, sabrı vekana atını imrenerek hal-i aczi yetime yanarım
..
Sırtına vurulsa dünyanın yükü,
Kimse yardım etmez belinde kalır.
Sanırsın mezarda huzurun kökü,
O da imdat etmez, derinde kalır.
Koca kağnı tek öküzle çekilmez,
Taşlı tarla sürülmeden ekilmez.
..
Galiba yüreğine sevgim sığmadı
İstiyorsan böleyim emret sultanım
Bulutlar engel oldu güneş doğmadı
Gölge varken geleyim emret sultanım
Sevgimi avucunda sıcak tutarsın
Gece bağrına basar rahat yatarsın
..
Üzgün görünürsün benim ey sevgili refikam
Nerden geliyor sendeki kasvetli derin gam
Neş'eyle yaşam fırsatı varmış ki kaderde
İhsan edilen ömre henüz gelmedi encâm.
Yetmiş yılı geçtik yaşarız belki de seksen
Tozdan ve gubâdan arınıp kalk yere düşsen
..
zifiri karanlık içinde
endişe korkuya geçit vermiş
yoğun bir beklenti, tanımsız
niçinin ana kaynağı, belki
eskilerden, çok eskilerden gelen
peşimden gelen aşk
..
Sen..
nasıl anlayacaksın hürriyeti,
henüz keşfetmedin içinde yaşadığın hücreyi,
aklını, vicdanını,
muhakeme yetini esir alan sayısız hurafeyi
İbret..
..