öğle güneşiyle çöken kabullenilmiş sessizlikte
ayağı sakat karıncayla konuştum sanki terli susamış
hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemiyorum sonsuz acunda
seni sevmenin yükümlülüğüyle atıyorum her adımımı...
duygularımı eritmeye çalışıyor sanki temmuz sıcağı
okullar kapalı
çocuklar uyuşuk uyuşuk yemek uykusundalar
gene de uzaktan zamana çalım atan ince sesli oyun coşkularıyla
yüzünü güldürüyorlar bakımsız apartmanların
sonum en sade haliyle hayatın içinde
ve seni düşünürken...
çılgın temmuzla cebelleşirken başıboş köpekler
yaprakları dallarına küs ağaçlarda kuşlar moralsiz
geçkin yaşlarıyla mahallenin efendileri
limonata serinliğinde gecelere havale ederken
yorgun heveslerini...
nemli odalarda uykusuz kalmayı seçiyorum
gündüz suskunluklarıyla ağlamaklı
duvarlara sığmıyor kalbim
senden başka kimseyi eve almak istemiyorum...
çöpçüler tüm dünyayı temizler gibi şefkatliler
pürüzsüz huzurlarında özgürlüğün yakınlığı
karşı binaya yeni bir ev taşınıyor
ama ev sahibesi hala dolu dolu özlemlerle yüklü
anlaşılan özlem taşımak ev taşımaktan daha zor
güneş demoklesin kılıcı gibi tepemde güya
senin olamadım ama
kahramanıyım üşümenin...
Kayıt Tarihi : 29.7.2011 02:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!