Keşke yanımda olabilseydin,
Ve keşke ben bu kadar geç kalmasaydım ışığa, şarkıya.
Ve keşke gözümdeki rüyalarda karartabilseydim senin resmini
Ve keşke sayfalar dolusu acılarımı okuyup,
Ve keşke ağlarken seyredebilseydim seni
Ve keşke bilseydim yaşadığın bütün acıları,
Gece olacak sen gideceksin
Sönecek şehrin tüm ışıkları
Arkandan çığlık çığlığa sessizlik
Gideceksin, çığlık, sessizlik
Giderken serinleyen korkularına,
Can katan gülüşünle hayat bulur dizlerim.
Ecrim sana cefadır, bilirim annem.
Naçar içinde sükût eder, dua okur ezberin,
Niyedir bilmiyorsun, nizaya düşmüş etfalin.
Elemin aşinadır, daralıyor çemberin.
Talan olmuş düşün bahçen, kum döküyor gözlerin.
Bugün güle oynaya yürüdüğüm,
Sana varmak için bir nefeste tükettiğim,
Bu yollarda;
Gün gelecek ne sen,
Ne de ben olacağım.
Yaşanan herşey;
Yaşamak gibiydi seni tanımak;
Yaşamak gibiydi arşta ateş arayan ellerine dokunmak,
Dalıp, dibindeki batağı bildiğin bir gölde balık aramak,
Yaşamak gibiydi, balığı tutup çıkarmak ve balığın canını acıtmak.
Susarak, içten içe çaresizce bağırmak duymayan sağır odana,
Ömre değecek bir şarkı gibi duran mihrabında,
Dalgın bir kuş bakışı özveriler,
Özünde özü tüketmiş, dönmeyecek yitenler
Yiten, kalbinden akıp giden bir sözse eğer
Zamanın bir anında olgunlaşıp evreler;
Menkıbeye dil olacak evrelerde kalmış bedeller.
Ta ki söylenen son türkünün son telinde nağmeler,
Sen de günler, ben diyeyim aylar geçti
Saatlerin yelkovanında;
Kansere tutuldu düşünceler, beklemeler
Önce yağmurlar yağdı damla damla
Sonra yapraklar sarardı, kıvrılarak düştü dalından
Rüzgarlar esti savurdu gazelleri başka bir bahara
İnce, ağır yorgun sabah.
Kalp ağrısı vermemeli bu hayat.
Güldükçe güzel olmalı gülüşün.
Geçen her günü çuvala atıp,
Dolaşmalısın bu şehirde.
Daha gidecek çok yolum var diyorum lakin;
Yollar taşlı, gökyüzü bulanık.
Yeşile susadım ve bahara.
Her şehirde bir yürek bıraktım.
Hayalim serin.
Kaldırabilsem şu taşı yerinden,
Ve yerine varabilse uçurduğum kuş.
Vicdan kafesinde usul usul büyürken pervasız bir illet
Ne kendimi görüyorum aynada, ne de eşiğimde minnet
Hakikattir halimdeki ivme, kahırlıyken zor olsa da arsıza zillet
Son bir muhtıra düşüp turna geçidi gibi geçiyorum sanma, farzet
Eyer boşaltmak erdem değil akıl işidir, akılsa Hakk’tan bir nimet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!