fırtınalı denizin ortasında ki bir adadan farksızdı ruhu
azgın dalgalar yavaş yavaş eşiyordu ruhunun kıyılarını
ben ne denizci hikayeleri duydum, o koca fırtınalarda bile
gemilerini karaya ulaştırabilen kaptanlar tanıdım kelimelerde
her hikayenin bir gerçekliği vardır
otursam yıldızlara
oltamı sallasam dünyaya
otursam yıldızlara
kalbimi taksam yem diye oltaya
beklesem
saatler geçse
- mery’e-
“dünyanın en güzel gözleri eşeklerdedir
bunca iltifatım sana bu nedenledir”
sen Cosby ailesinden
Antakya’ma ışınlan kara kız
O ruhum ve kalbim kadar
öldürdüm O’nu
ağlayarak
ama
çürümüş cesedi hala
yanımda
duyacağım kokusunu
Gazoz paylaşımı üzerine bir şiir
bir sana
bir bana
bir sana
bir bana
omuzlarımda taşıyorum tüm insanlığın yükünü
gelişen savaş teknolojisi biniyor omuzlarıma
ıslak gözler, mahcup bedenler, parçalanmış cesetler
sıkıyor boğazımı,
boğuluyorum
küçük
yaşamak, yaşlanmak
her sabah kalktığında
gençliğinin bir parçasını
yatağında unutmak
yaşamak güzel de
yaşlanmak olmasa
1.
tutup sıktı memesini
bir damla süt akıp düştü
siyah bulutlar arasından süzülüp
alev topuna
düştü bir damla bereket
Birbirinden ne farkı var ki geçen zamanın
Bugün perşembeymiş de yarın cumaymış
İçim cumayı kabullenmedikçe
Her sabah kalkıp yataktan elbiselerimi giyermişim de
Üzerlerine de mutluluğumu bir hırka gibi geçirip
Bilmiyordu kazdığı mezar sayısını...
Ama biliyordu birgün mezarının da kazılacağını...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!