Onsuz hayat bî-tamam, onsuz ân’a bakamam,
Yüreğimi koşturup, sel olur da akamam,
Gönül fendim, sedefim, hayat ile kemendim,
Onurlu bir dağ gibi, yürek kokuyor babam…
--*--
Aklımın ortasında yürüyor yiğit adam,
Bir kuş mu gördüklerim, bir nazarlık karemde,
Ruhuma can giydiren, ayakları parende…
Önünü alamadığımız kör dönüşler kopuyor önümüzde,
tozunu alamadığımız zamanlar geçiyor üstümüzden,
bir kara lekedir bulaştı dünyaya, telaşlıdır israfil,
bir gürültülüdür götürüyor bizi bu dar sokaklarında..
Turab-ı âdem, çıkınca ademden,
Nev-i beşer demlendi, o demden,
Varlık kadar ademi, çıkardı künden,
Habbede, meyvede, aynı madenden,
Anlatmazlar ki bilesin...
Şiirin rengine boyanan harflerin nasılda ağlarken gülümsediğini
Ketuniyet şiddetinde bir depremin kalpte ne yarıklar oluşturduğunu
...
Anlatmazlar ki bilesin...
Şak şak göz yaşlarının yürekten nasıl taştığını
Meçhule Ağıt
Geceye yazıyorum seni, dilimde dökecek adın kalmadı;
Nağmelerinde beli kırıldı, sesimde çıkmaya mecal kalmadı...
Maziyi kaldıran, kasırga gibi,
Gölgeler dün gece, yoluma esti,
Vecd ile bükülen, bir boyun gibi,
Şuurunda aklımın, ferini kesti,
Gölgenin gölgesini gördüm düşerken,
Önümde gölgeler, bir bir eserken,
Kimsesiz sokaklar, sessiz ve boşken,
Yollarda izimiz, ben ve gölgeler…
Gölgede leylayı görmüş gibi,
Gölgeyi yudumlamış, göz bebekleri,
Gölgenin peşinde, hapis göz gibi,
Özler beni yanımda, uzak gölgeler,
Gözlerin, tükeniş doruklarında bulunmayanları aramak;
Gözlerin, yüreğe uzanan umutların çıplak ve acımasız korkusu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!