Kaç dalga bertaraf edilmiş okyanusta, hisli bir gözyaşı süzülmüşmüdür yanaktan, kavuşmuşmudur labirentli yollardan masumluğu kanıtlanmış bir el, bu nasıl son yolculuk olacak, deniz dingin değil henüz, boğulur üçüncü tekil şahıs, bilmez bu suları, bilmez ulaşılması gereken rotayı, kozmik çarelere kaldı yurtsuzun mutsuzluğu, okültik haz peşinde uzak diyar sultanı, yoruldun seni anlıyorum, yavaşça bırak kendini toprağa, zihnin kapanıyor, otursun gözlerine kelebekler, sen uykuya sarıl, bende sana...
Sen acımda keyiflenen gökyüzü, berd inecek , iade-i itibar et semamı, semam benim tek evladımdır, bende evlat olacak kadar devasız,
Sen beyaza sığınan gökyüzü, toprak senin esirin oldu; yok etmekte toprağın esiri, bende bu döngünün zorunlu sefiri.
Sen; sana kara diyene beyaz ufuklar açan deveran, gözlerimin ışığı kadar aydınlığın, seni gözlerimde kapatacağım, çökecek üzerime hayalin bir deprem gibi, hırslanacak vaktim bile olmadan, o engameyle yok olacağım.
Parçalanırken öpüşümde gülüşün, bir tarafına tutunurum elbet, ıskalamaz akreple yelkovan, zaman artık şiire akar.
Asimetrik kadın, gövdeni ipe dizerken zorlanmamış tanrı, sadece gözü yoruyor yağmurda ki dansın.
Yan sokağımda küçüklüğüm,elimde büyür gençliğim, yanağının solunda küçülürüm, orda dizilen benler gizli.
Yaralı adam, ipe dizerken gövdeni ne zorlandın, güzel görülüyor yağmurda çırpınışın.
Yazmayı sevdiğin elin solun, ama sağın sana bahşedilmiş çare , çamurdan bir heykeli ayakta tutan ellerin, sonunda en alasını işleyiverdi
Yazmayı sevdiren solun, mürekkebim okyanus, suya yazmam bu umudu, suyu yazarım zaten kağıda.
Dinlenmiş bir sevdaya tutunuyorum, bu ağır ağır yürüdüğümde olur hep, ve izninle uykunu bölüyorum, küçük yalanların büyük gölgesi altında, gerçek bir yıldız seyrediyorum.
Daha iyi anlıyor tabiat beni, ona uzak bir yeşillikte hayat başlıyor, bir tarafım ona tutunuyor, bu yağmurunda hoşuna gidiyor, nasıl buluttan ayrılıyor biliyorum, fedakar bir yare koşuyor ve toprak ona avuç açıyor.
Yolculuğunu tamamlamamış dünler var yarının yollarında,eksiğimi tamamlamak adına, bu hızlı hızlı yürüdüğümde olur hep, ve izninle yollara düşüyorum, küçülen ışıkların altında, büyüyen dünyamı keşfediyorum.
Ben uyumasam da siz uyuyun gecelerim
Müzikten bir set çekmiş dizelerim
O beyaz günde siyah giyer hecelerim
Kim diyor susmuş, kim anlamış yazmış da
Uçarsan bitermiş hayallerim, uçarsan biter mi göğün kadar ilkim
Adına yazdık bir adım hatrına, bir şey mi eksikti, ekine iki satır koyduk fazladan, sabahtan beyazsın affet beni, ben sis beyazıyım, teyide muhtaç bırakılmış doğruyum, düşsel bir avuntuda alıntı yapmadan ararım çıkış yolunu, yoksa bırakırım gerçek olmanın garip duygusunu , ben bir yüzün güzünü anlatsam, anlatamam, anladım ki bu sonsuz bir uğultu, ben öyle kuru bir yaprak, ellerinde hışırdar dizelerim, öyle biter serüvenim.
Bu bir başlangıç, başlangıçlar hep bir sona gebe, bir kaç adım önce sonu da bilmiyordum, artık onu da tutuyorum elimde, temelimden sarsıldığım, yokluğa sarıldığım doğrudur, doğudur bir köyde güzeldir yolu, tesadüf biriktiren yıllar, o yılların gününe eklenmiş birler mevsimi soğutur, üşürüm aklıma sirayet etmiş yoklukla, güzelin yuvasına bir düş girer çoklukla, ısınırım ateş açan ahuyla, kökümden kavradığı doğrudur, anadoludur yanımda, uzundur yolu fakat, yolu yolumdur.
Yarı uykumda şehir akıyor, gözünde büyüyor bir ben, uyanıyorsun; gözünde büyüyor bir ben, bir gözümün bir gözüme yakınlığını anlatamam yanıbaşındayken uzaklığına, nefesin gibi geçer zaman, sen susmazsın her çekişimde.
Arkamdan izle, iki üç adım önüne geçiyorum, yolumun yokuşuna sapan gözlerinle arkamdan izle.
Çiçekler içindesin, hep güzelliğinin yüzünden, bakıyorum buradan, yüzünden düşmeyen gülüşlen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!