Yazıt kötüdür işlense ,dağıtır esmes rüzgar bu defa fırtınanın kininden, ketum bir sema çatlasa tepeden, alık tapar toprağa, akıl sapar sonraya.
Kerameti kendinden menkul, ey son olacak, sana cenk eden meftun mu görmüş, ya üzene avdet, ya üzmeyene sabır.
Gürlüyor arş, gidiyor kadın, sızıyor tam dudağına ulaştığımda gerçekler, kaçak olmuş anılar, öyle bir kaçakki artık bir hain ve cephemi açık bıraktı taarruza, siperimde süngümle beklerken gözüm ilişti parçalamış koya, sandallarıyla kurtulmaya çalışan askerlerin madalyonları düştü suya, şimdi anlattıkları savaşa kim inanacak.
Müşkül seyyah, başı dikken düştü damla olarak suya, sudan yeni çıkmıştı halbuki, boğuldu lodosun tepetaklak ettiği konak, bir faciaya dönüştü güneşin daha sarı olduğu zamanlar, kuyrukta bir hezimet, yaralı satır başları sırasız sarsıntılar, şafaksız aydınlıklar, hepsi kalem tutuyor, şimdilik aciz masada ki boş bulmaca, ama zor değil sorular, resimdeki acizlik? yetginliğe rengini veren madde? bi kaç cevaba hazır olacak, portfolyoda kroki yalnızlıklar.
Kurduğu düşe sadece baktığı duvar eşlik eden , ama yüzünde hiç eksik olmayan gülüşleriyle , yanaklarımda gezinirken yıllanmış elleriyle sen korursun beni , bitmeyen türküme nefesim ve gittiğim yola rehberim.
Usul usul inerken gökyüzü , ben hep seyrinde olacağım , kapatırken tahta penceremi ,artık bende yıllanmış ellerin sahibi olacağım .
Hüzün dokundu rüzgara , alt edemediğinden ikiz doğurdu ayaz , tırtıl kelebek oldu , beşer yaban oldu, ama yerküre hep döndü .
Durağım her güne bir mabedin
Mabedin her güne halvetin
İlimle cehalet arası bir yerde dilin
Siyah şanstır, beyaz cennetin
Ker varım, ker kerimim
Ama yitemiyor mukaddes kitap sancıya zemin bulundukça, parça parça ayrılmıyor beden uçurumlar saplandıkça.
Hissiz ve sarı
Hisli ve siyah
Yakın çağın melek yahudası, yönünü sattın, derviş olana kıydın mabedinde.
Hissiz ve güneş
Kart çeker put, iz düşer mavi hattına, antipatik seçkiler.
Hali mesken tarafı, uç verir malına, tunç söker altını, kalifiye şans.
Deve yüküyle ihdas, boşa kürek ağırdan, azı çoğu hiçe sayarak bat.
Başı omuzdan kesik, çifte anıt harabesi yerle yeksan, tarihi eksiklik.
Kubbe yere açık, hayal tepeye aşık, tüy sarar betona, çocukça bir istek.
Hedef ilerde çatık, ayakta yırtık çarık, bir adım ileri iki adım geri, mesnetsiz çağrılar
Şeytanın melek maskesi kul yapımı tanrım, sözü bilmeden karayı beyaza boyamak amatör ressam işi, derine indikçe ayyuka mazhar asılsızın kini, ağrısı korken açıldı içsizin kaderi, tutun ortak daldan bülbül, öc al zehirli çiçek, velev ki arkam dönük cambaza, önüm garam cansıza neyleyim, bugün bir kalem dostu yaraladı derteyleyim, ilmini bilmez esfelin özüm, çehrene bakıp faşeyleyim.
Özüm, şen ol hüznüm, sen ol yalnız sen ol gökyüzüm, kaçık bir kasaba şahit, neredesin halit, gitmek oldu vacip, dudak ne diyor katip, beyin değilmi hakimliğe talip, ne ufak bir ambiyans, toparlanmayan hasretmiş, bu yüce enkaz bir zamanlar cennetmiş, çöküntüler yüze desenmiş, el işlemiş, el oğlu işlemiş, bitmiş, ne avammış ümit, okyanusta sonsuz gelgit, tütün artık yaraya basit, zaman kendine taklit, net ol halim, sabrı katletti isyan salim, ne zormuş yari derbest, gazel oldu yurtta serbest, bir es, yarayı açtı nefes, giyotine el ver sen kes...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!