Sıcak hayaller kuruyorum bu mevsimde iklimine paralel, çuha topluyorum yakışır yanına, ayın şavkıyla eritiyorum güzelim beyaz bulutları, ve yeni güzergahlar seçiyorum hepsinden sen gelen
Ama sen kışı sevmiyorsun...
Narkao, yunan tanrılarını bile sersemleten o his, belki bir koku, ya da süliet, kısa, ama anlamı bir medeniyetin aval oluşunda gizli, bir kıta, ismi Afrika, öyle bir manzara ki limos bile kibirlendi, yeryüzüne meydan okuyan, bir çağ açıp bir çağ kapatan bu süslü nefes, garip gurebaya neler yapmaz, gitme tersine o halde geriden al, kalabalığını sırtla, yak ardında kalan asma köprüleri ve salıver önünde siper alan hain bekçiyi, birileri burada senin müjdeni bekliyor.
Bağı üzüm olan toprak, sarhoş olmuş kökün ziyadesiyle, humus bağlatmış arsız adımların, ay ala bulanmış bir zevkle, tohumundan sızan zehir uykuya teşfik, bir şair duyuyor, saz eşliğinde çalıyor ninni, telede vuruyor yüreğede, bir şair tükeniyor, sözler onun olmayacak mavi bir mercana denk geldiğinde, bir şair ölüyor,şiir serzenişe hazır, vazgeçmez yurdunda istirahatten, sefası gaflet, yeke davet.
Benim menzilim hayallerimdir, iletilen her hayal için bir mum yakarım aydınlanır dünyam, anılarıma oluşturduğum loş ışık eşlik eder .
Bu, çok fazla şey istemeyen adam için bengi vahadır
Şahbaz yolda, muhanneti tezgahta işleyen bir usta arıyor, bedbaht yasta, ya can gördü ya safsata, tezden bitti bade masada, ya öldü ya uyandı hatıra, ses pespaye, yaraşır işe, bulundu ustaya hammedde, kusur beşerde, imtina eder yabancı ellere, gösteri zihinde, ezbersiz bekler cahil kuliste, aşiyan bülbüle elzem, ötmez çomakla kafeste, dere sedire imtihan, kapılacak sele, o vakit hissetmez kokuyu çekene.
Dile varmadan gönlü okumak, ne menem ferasettir bilene, suya sabuna dokunmadan yaşamak, hali gamsıza iştir, yükü haşiv olana bulunur mu şiirde hamal, anla yazamadıklarımı hisli kalıplara, uydurma olmasın diye bütün çaba, huzurumda bu dolu iştir.
Aslına çeksin dilim, şaşırırsa bedenim ilk ismim bilen dertlensin, kurtarmışım el alanı, susuma denk düşeni kavramışım, ihtiyaç anında davranışım okuma, hedefime zemheriler eklemişim, budur yaradılışımın ham kaynağı.
Yasımı işleyen bendim, çağlayan kelimelere borçtur şükran, bu diğer yanıma ektir haktan, geride dursun zaferlerim, en çok hatamı sevmişim.
Yüzün yüze yapışır, ne yaptığını biliyor musun, gecenin rengi değişir, kederin hası ilişirde papucuna yolunu bulamazsın, zamanında, bir ovaya bin çiçek saçılmış, bir başa bir çiçek takılmış, daha çok yakışmış, takdir edilmiş bu zirai manzara, bir tek elem inanmamış, kıyılarda yalnızlaşmış, araziye küsmüş çiçek, fıtratına ters nihayetinde, ipe çekilmiş başta çiçek, sen demiş ikrar veren "Sen yalancı bir baharsın, ve biz yalancı baharları sevmeyiz".
Gözlerin her şeyi anlatırdı, ama ben gözlerini anlatamazdım .
Sarhoşluğum düz doğruyu bulur ufuk çizgisinde, ben böylede varırım muhal düzenin neticesine, velhasıl veryansın soluğum , uzağım belki şimdilik nefrete, sahtesi olmaz karşımdayken maruzatımın afişesi, yinede aklım başımdayken güzel bir hatıra olabilirdi, hayalimin gerçeği.
Şimdi bu koca boşluğu bir hamal sırtlasın, yevmiyesi her günün pişmanlığı olsun, göğü sevenin yek tohumu benim, ruhunu adres belledim, kavuşmayı beklerim.
Yolcusu nazır, yolu dünden hazır kıta uyanışa, gök kubbe veda doğurur gayrimeşru, don yemiş çiçek, acısı dirildi belli, oradaydı firavun pejmürdeleri, şaşkın kral kıpırdamayı izledi, hatırlamıyor sonu gelmeyen masalı, hatırladığı sonu gelmiş züppe maskaralığı, ancak uçarsa çözüverecek yapbozu, yüzü yanacak, kanı çekilecek ama affedecek, inanmıyolar gece şahitti, nasırlı eller toprağı böldü ve korkusundan dolunayı gömdü,umut derinde sıcak yer bulmuş kendine, anılar hatırata terfi etmiş, veryansın ediyor gece, konser sanıyorlar uzaktan, senfoni acıya ait, enstrüman ıslak saç tellerin, kurutmalı zaman, kurutmalı çok geç olmadan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!