İDRAK YAMULMASI KARGAYI BÜLBÜL YAPABİLİR
KİTLELERE KARAYI AK OLARAK GÖSTERMEK EGEMENLERİN EN BAŞTA GÖREVLERİNDEN BİRİDİR,EGEMENLİKLERİNİ SÜRDÜRMNEK İÇİN.
O kadar öyle ki,süreç içinde unutkanlık geliştirilir.Kalabalıklar çabuk unutur.
İnternette yapacağımız kısa bir aramada karşımıza böyle bir yazı çıkıyor.Kuşkusuz bunun daha ayrıntılı olanları da vardır.Sadece mevcut AKP hükümeti için değil,artık hortumcular ve yolsuzluklar cenneti kesilmiş ülkemizde,geçmiş iktidarların da bol miktarda yolsuzluk listeleri bulunabilir.
İşte http://www.haberbizde.com/detay.asp? hid=3712 sitesinden alınan liste
“
30 AYLIK AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN YOLSUZLUK DOSYALARI'
1-İZMİR TCDD LİMAN TAŞIMA İHALESİ
TCDD İzmir Liman’ı için, yıllık 70 milyon $'lık yükleme-boşaltma işleri için ihale hazırlığı yapılıyor. Daha sonra ihaleden vazgeçiliyor. İhalesiz olarak 15 yıllığına Reha Denizcilik ve Raden Lojistik isimli 2 şirkete veriliyor. Şirketlerin, 15 yılın sonunda arzu ettikleri takdirde 15 yıl daha ise devam edebileceği sözleşmede yer alıyor. (Toplam 30 yıl süreli) Toplam 2 milyar 100 milyon $'lık iş ihalesiz veriliyor. Bu firmalardan biri, sözleşme tarihinden 2 gün önce kuruluyor, diğeri de aynı gün kuruluşu gerçekleşiyor. Bu şirketin büyük hisseli ortaklarından biri AKP'nin Bakırköy İlçe Başkanlığı'nı yapmış olan Rahmi Genç. Sözleşme imzalandıktan sonra bu kişi, hisselerini devredip, ayrılıyor. Olayın usulsüzlüğü dile getirilince, TCDD Reha Denizciliğin sözleşmesini iptal ediyor. Bu şirketin Genel Müdürü de, diyor ki; 'TCDD’nin aleyhine dava açtık, davayı TCDD kaybederse 225 milyon $ tazminat ödeyecek, haberleri olsun.'
NOT: TCDD yapılan işlerin usulsüz olmadığını açıklıyor.
İLAHİ BİR TESADÜF!
2-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARAÇ SİGORTA İHALESİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ağır taşıtlar için, sigorta ihalesi açıyor. Bu ihale, 197 milyar lira ile AKP İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya'nın, önceden ortağı olduğu Büyükkaya Sigorta Aracılık A.Ş.'ye veriliyor.
NOT: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihalenin usule uygun olduğunu açıklıyor.
İLAHİ BİR TESADÜF!
3-TCDD İSTASYON YENİLEME İHALELERİ
TCDD'den 10 istasyon yenileme ihalesi AKP Kadın Kolları MKYK Üyesi Emine Alioğlu'na veriliyor. Bu AKP'li müteahhit hanım, aynı zamanda yeşil kart sahibi. Önce devletten yeşil kartı alıyor, sonra da 10 İstasyon yenileme ihalesini alıyor.
NOT: TCDD ihalelerin usule uygun olduğunu açıkladı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
4-GEBZE AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI OLAYI
5 trilyonluk bir hadise. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Albayrak dahil, birçok bürokrat halen yargıda. Kemal Albayrak, AKP Kurucular Kurulu üyesi ve AKP Kırıkkale eski Milletvekili. Türkiye'de, yılda 1,5 milyar $'lık akaryakıt kaçakçılığının olduğu açıklanıyor.
NOT: Halen dava yargıda devam ediyor. Olayı ortaya çıkartan Kocaeli Emniyet Müdürü bilahare görev yeri değiştirildi.
İLAHİ BİR TESADÜF!
5-TMSF OTEL İHALESİ
TMSF, Ceylan Grubu'ndan, banka borcuna karşılık 52,5 milyon $'a Antalya'daki Deluxe Resort Otel'i alıyor. Devir öncesi otel fiyatı, ekspertif raporunda bu şekilde belirtiliyor. TMSF, aynı oteli bu sefer 25.3 milyon $'a satıyor. Ulusoy Grubu alıyor. 27 milyon $ devlet zarar ediyor.
NOT: TMSF, yapılan işlemin usule uygun olduğunu açıkladı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
6-DERİNCE ARAZİ ALIMI OLAYI
Özelleştirme İdaresi, Yarımca Porselen Arazisi'ni, 30.5 milyon $'a bir özel şirkete satıyor. Erdemir, 82 milyon $'a aynı araziyi, bu sefer sözkonusu özel şirketten satın alıyor. Devlet, 52 milyon $ kendi arazisinden zarar ediyor. Ve Erdemir yönetimi, 2 yıldır bir liman için arazi aradıklarını ifade ediyor, 20 gün içinde en pahalısını seçiyor.
NOT: Erdemir, yapılan işlemin usule uygun olduğunu açıkladı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
7-BALIKESİR SEKA KÂĞIT FABRİKASI İHALESİ
Fabrika, 30 Haziran 2003'te 1.1 milyon $'a Albayraklar A.Ş.'ye satılıyor. Özelleştirme İdaresi, piyasa değerini 51 milyon $ olarak belirliyor. Sonra Selüloz-İş Sendikası, mahkemeden satışı iptal ettiriyor. Bu arada ihale iptal edildiği için, bu parayı Özelleştirme İdaresi talep ediyor. Şirket bununla ilgili henüz ödemede bulunmuyor. 12.7 trilyonluk bir varlık kaybı tespit ediliyor. (Yaklaşık 10 milyon $'lık) Bu rakam stoktaki malların satılmasından ve alacakları tahsil etmesinden kaynaklanıyor. Mahkemenin iptal kararı Nisan 2004'te. Yani 10 ay sonra.
NOT: Maliye Bakanı, gerekenin yapılacağını açıkladı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
8-HALKBANKASI'NDA 30 MİLYON $'LIK KREDİ ZARARI OLAYI
Devlet Bakanı Ali Babacan'a, Net Holding'in 30 Milyon $'lık kredisinin geri alınamayacağı ve hemen müfettiş görevlendirilerek olaya el konulması, aksi takdirde zaman aşımına uğratılacağı, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nca ve resmi yazılarla uyarıldığı halde, bir işlem yapılmamış ve
30 milyon $ gibi bir alacak zaman aşımına uğruyor. Benzeri bir iddia ile,
57. Hükümet'in Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın, Yüce Divan'da yargılanmakta oldukları bilinmektedir.
NOT: Bakan ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. Müfettişle ilgili, görevi ihmalden dava açıldı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
9-TEKSTİLDE 1 KATRİLYONLUK HAYALİ İHRACAAT OLAYI
2004 yılında, 915.3 trilyonluk Katma Değer Vergisi tahsil edildi. Buna karşılık, 2 katrilyon 83 trilyonluk vergi iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 katrilyonluk hayali ihracaat yapıldığı iddiası var. Bu konu ile ilgili Maliye Bakanı Unakıtan; 'Denizli'de 50 milyon $ ihracaatı olan bir firma, inceleme görmüş. 100 bin $'lık Rusya'ya yaptığı ihracaatların alıcısı bulunamıyor. Yahu Rusya'da kimi buluyorsun ki? Araşan Rusya'da Başbakan'ı bile bulamazsın. Bu adamın adı olmuş hayalici. İnceleme yapılmış. İnceleme elemanı böyle demiş. İnceleme elemanı kim Allah aşkına? Maliye Bakanı adına inceleme yapıyor. Maliye Bakanı kim? Yahu Bakan benim ya! ' diye konuşabilmiştir.
NOT: Bu konu ile ilgili bugüne kadar resmi bir soruşturma açılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
10-MAVİ AKİM DOĞALGAZDA EK PROTOKOL OLAYI
19 Kasım 2003 tarihinde, Ruslarla ek protokol imzalanıyor. Türkiye, 'F1 Formülü' nden vazgeçip, Rusların istediği Fo'i kabul ediyor. Ve 1 Nisan 2005 tarihi itibariyle 8,5 milyar dolar fazladan ödemeye Türkiye razı oluyor. Ana Muhalefet Partisi, konuyla ilgili gensoru verdi. Sayın Başbakan bizzat oylamaya katılıp, gensorunun reddedilmesini sağladı.
NOT: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir. Aynı ve benzeri konudan, geçen dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in, formül değişikliği yaptı diye ve sonucunda devleti 257 milyon $ zarara uğratılmasına sebep olduğu iddiasıyla, Yüce Divan'da yargılanmakta olduğu biliniyor.
İLAHİ BİR TESADÜF!
11-281 MİLYARLIK 'HÜZÜRLÜ ORTAM BULMA' OLAYI
Atilla Başoğlu'nun Adana'da şirketi var. Şirketinde Maliye vergi incelemesi başlatıyor. Atilla Başoğlu'nun ailesine ait Adana-Yüreğir'deki 'Yüksel Tekstil' de, vergi kaçırdığı gerekçesiyle, bir süre önce baskın yapılıyor. Ve usulsüzlük dolayısıyla şirkete, 600 milyarlık ceza kesiliyor. Atilla Başoğlu CHP Adana Milletvekili. Bir müddet sonra CHP'den istifa edip, AKP'ye geçiyor. Ve AKP'ye geçtiğinde ' huzurlu bir ortam buldum' diye bir açıklama yapıyor. AKP Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun aile şirketiyle ilgili
600 milyarlık cezasının, 319 milyara indirildiği ifade ediliyor.
NOT: Bu olay kamuoyuna '281 milyarlık huzur ortamı' diye yansıyor.
İLAHİ BİR TESADÜF!
12-İZMİR HALKAPINAR KAPALI SPOR İNŞAATI İHALESİ
İzmir'de yapılacak Kapalı Spor inşaatı ihalesi için, ilan verilmemiş. 30 trilyonluk bir is. AKP Çankaya Belediye Başkan Adayı’nın sahibi olduğu şirkete, usulsüz olarak verildiği ileri sürülüyor. Hatta 2004 yılı Yatırım Programı'nda, sözkonusu salon için, ödeneğin bulunmadığı da ifade ediliyor.
NOT: İhalenin usule uygun yapıldığı açıklandı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
13-ULUSAL MARKER TEMİN İHALESİ
Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) 2002-2004'te ihale sürecini başlattı. EPDK önce Ekim 2004'te bir yeterlilik ilanına çıktı ve denildi ki; 'ben bu ihaleyi 1 Ocak 2005'te bitireceğim ve marker kullanımına başlayacağım'. Bu ilandan sonra, 3 defa yeni teknik ve idari şartlar getirildi. Ve 2 ayda 200 adet dedektör temin etme zorunluluğu getirildi. Tek firmaya yönlendirildi. O da 'John Hogg' adlı İngiliz firması. 100 trilyonluk iş.
NOT: İhale bitirildi. Onaylanma safhasında.
İLAHİ BİR TESADÜF!
14-SSK'DA ILAÇ YOLSUZLUĞU OLAYI
Roche'un, SSK'ya piyasaya sattığının 2-3 misli fazla fiyatla ilaç verdiği tespit edildi. Bu konuyla ilgili dava açıldı. Dava sürecinde, SSK’nın 2 üst düzey yöneticisi tutuklandı. 16 sanıklı dava, İstanbul 10 Ağır ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Savcılık iddianamesinde, SSK'nın nasıl batırılmaya çalışıldığına yer verildi. Ve Türkiye'nin, ilaç şirketlerine fazladan 6 milyar $ ödediği ifade edildi.
NOT: Yargılama devam ediyor.
İLAHİ BİR TESADÜF!
15-AYCELL-ARIA BİRLEŞMESİ KONUSU
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin ricası üzerine, AYCEEL-ARIA birleşmesinden doğan AVEA'nın yaklaşık 3 milyar $'lık zararı, Hazine'ye yüklendi. İleri sürüldüğüne göre; ' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun, kamuyu zarara uğratan ve 'hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçu' işlediğini öne sürülen Aycell yöneticilerinin, Savcılığın soruşturma istemine onay vermedi. Erdoğan eski yöneticilerin uyarılmasına, haksız edinildiği düşünülen bir paranın tahsiline onay verdi. Yüksek Denetleme Kurulu'nun (YDK) Aycell'e ilişkin 2003 yılı raporuna göre, şirkette Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı ve Danışmanlar'a, 'ortalama yasal ücret tavanından' fazla ücret bağlandı. Bu konuda YDK'nin isteği ile Hazine'ce yapılan uyarılara rağmen Türk Telekom A.S. ve Aycell yasalara aykırı bu durumu sürdürdü. Bunun üzerine YDK, 'ivedi durum raporu' hazırladı. Bu rapor üzerine, Başbakanlık Teftiş Kurulu soruşturma başlattı. Hazırlanan raporda, Başbakanlık ve Hazine'nin bağlı olduğu Devlet Bakanlığı'nın talimatı ve mevzuata aykırı olarak, Aycell yönetiminin yüksek serbest ücretlere soruşturma aşamasında da yüzde 15 zam verdiği ve bunu uyguladığı bilgisi yer aldı. Raporda, 'Şirket yönetiminde yetkilerine verilen kamu kaynağını sorumlulukla kullanmayan, bu suretle kamu zararına yol açan Aycell Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri'nin durumunun, 'hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal' hükümlerine uyduğu cihetle haklarında kamu davası açılması ve gereğinin takdir ve ifası için raporun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi istendi. Ancak, Başbakanlığa sunulan bu onay teklif yazısı, Erdoğan tarafından, 'raporun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi' şıkkı hariç, diğerleri 'uygun' görülerek, onaylandı. Oysa Devlet eski Bakanı Hüsamettin Özkan’ı Yüce Divan'a gönderen olayda da, YDK raporlarına göre, Halkbankası'nı zarara uğratan bürokratlarla ilgili olarak Teftiş Kurulu'nca hazırlanan raporun gereği yapılmamış ve bir buçuk yıl Özkan’ın masasında bekletilmişti.'
NOT: Yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi. Aycell ile Aria kanun çıkartılmak suretiyle birleştirildi.
İLAHİ BİR TESADÜF!
16-İKTİSAT GAYRI MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI OLAYI
İktisat Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Şirketi, Güneş Turizm Seyahat A.S.'ye
18 milyon 250 bin $'a satılıyor. 30 Aralık 2004'te. Para 4 yıl vadeli ödenecek, bir açık arttırma yapılmıyor. Güneş Turizm, 'Albayraklar Grubu'nun bünyesinde bir şirket. 31 Aralık 2004'te TMSF bir portföy raporu hazırlıyor, bağımsız denetim kurulu raporu çıkartıyor. İstanbul ve Bodrum'da bina arazi, otel toplam değeri 38 trilyon.(Resmi rapora göre) 31 Aralık
2004'te kasada 10.9 trilyon nakit var olduğu ifade ediliyor. Bunu 30 Aralık
2004'te satıyor. Toplam 48 trilyonluk şirket, 25 trilyona satılıyor. 23 trilyon zarar edildiği ifade ediliyor.
NOT: Yapılan işlemin usule uygun olduğu açıklandı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
17-AYCELL-SIEMENS ANLAŞMASI OLAYI
Siemens'ten alacağı 10 milyon Euro'nun tahsili için harekete geçen Aycell, Bakan Binali Yıldırım'ın engeline takıldı. Aycell, 2001 yılında Siemens ile sözleşme imzaladı. Ancak, Siemens yükümlülüklerini yerine getirmedi. Konuyu araştıran Aycell Komisyonu ve Hukukçular, bu nedenle Siemens'in günlük 96 bin Euro ceza ödemesi gerektiğini belirledi. Miktar artınca, Aycell alacağını tahsil etmek için girişimlere başladı. Bu aşamada devreye Bakan Yıldırım girdi. Aycell Yönetimi, apar topar değiştirildi. Yönetim Kurulu Başkanlığı'na, Bakan Yıldırım’ın Gemi Sanayi A.S.'de beraber çalıştığı Cahit Paksoy getirildi. Bu sırada Siemens de, milletvekillerine Aycell hattı karşılığında bedava cep telefonu dağıttı. Bunun ardından alacaklar rafa kaldırıldı.
NOT: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi.
İLAHİ BİR TESADÜF!
18-BAŞBAKANLIK TADİLATI İLE İLGİLİ KONU
Başbakanlık Yeni Bina, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Merkez Bina'da büyük çaplı tadilatlar yaptırıldı. Ana Muhalefet Partisi, 3 Kasım seçimlerinin ardından, 58 ve 59'ncü Hükümetler döneminde, Başbakanlık Yeni Bina, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Merkez Bina'da yapılan bu büyük çaplı tadilatları, TBMM gündemine taşıdı. Ana Muhalefet Partisi, 2003-2004 bütçelerinde bakım-onarım için cüzi ödenekler dışında bu tür bir tadilat için kaynak ayrılmazken, bu iş için hangi kalemden ne kadar ödenek kullanıldığı ve ihale açılıp açılmadığı sorularının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması için bir soru önergesi verdi. Verilen soru önergesinde, Erdoğan'a şu sorular yöneltildi:
' -2003-2004 yıllarında yenilenen Başbakanlık Merkez Binası, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Yeni Binası'nda yapılan tadilat ve yenileme için hangi kalemden, ne kadar ödenek ayrılmıştır?
-Bu yenileme ve tadilatlar için ihale açılmış mıdır? Bu işler hangi yöntemle verilmiştir? Hangi şirket veya şirketler ne kadarlık bedeller söz konusu işi üstlenmişlerdir?
-Merkez Bina’nın sit alanı içinde olması sebebiyle yenilenmesi için Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan izin alınmış mıdır?
-İşlemleri Mücahit Aslan mı yaptı? Önergesinde, bu yenileme ve tadilat işlemlerinin Başbakanlık Danışmanı Mücahit Aslan’ın koordinasyonuyla yapıldığını öne süren Ana Muhalefet Partisi, Erdoğan'a 'Mücahit Aslan'la cezaevinde birlikte hapis yattınız ve sonrasında Aslan’ı yanınıza Danışman olarak aldığınız doğru müdür? Doğruysa Aslan’ın cezaevinde yatma sebebi nedir? diye sordu.
-Ödemeler örtülü ödenekten mi? Yine önergede, yenileme ve tadilat için müteahhitlere ödemelerin Vakıfbank'taki bir hesaptan yapıldığının belirtildiği de ifade edilerek, 'Bu hesap hangi hesaptır? Bu işlerle ilgili tutarla örtülü ödenekten mi yapılmıştır? '
NOT: Bu konuyla ilgili bugüne kadar bir açıklama yapılmadı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
19- EMLAK GAYRI MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI OLAYI
Emlak Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı (GYO) A.Ş.'nin, 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği kat karşılığı arsa projelerinde, 1.1 milyar YTL (katrilyon lira) tutarındaki kamusal servetin müteahhit firmalara 'örtülü kazanç' şeklinde aktarıldığı ileri sürüldü. TOKİ'ye ait Emlak GYO'nun projeleriyle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu ile SPK'nin ortak soruşturma yapması istendi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) , 2003-2004 yıllarında ihale edilen ve inşaatı devam eden yedi projeyle ilgili özel inceleme raporu hazırladı. Besi İstanbul Ataşehir'de, ikisi de İzmir Mavişehir ve İstanbul Yukarı Dudullu Köyü'ndeki projelerde, Emlak GYO'nun arsalarının gerçek değerinin altında gösterildiği, müteahhitler tarafından yüklenilen inşaat maliyetlerinin ise şişirildiği ileri sürüldü.
NOT: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi.
İLAHİ BİR TESADÜF!
20-KAYSERİ ELEKTRİK DAĞİTİM SIRKETİ KATKI PAYI KESİNTİSİ OLAYI
Kayseri Elektrik A.Ş.'de, %10'luk enerji fonu katkı payı kesintisi Enerji Bakanı Hilmi Güler'in oluruyla %1'e indiriliyor. Oysa Bakanlık Teftiş Kurulu'nun bu şirkete açtığı davadan 74 trilyonluk alacağı var. 2002'den beri devam ediyor. Sadece böyle bir şey Bakanlığın aleyhine yıllık 20 trilyonluk bir fondan vazgeçme anlamına geliyor. Söz konusu firmanın daha önce Genel Müdürlüğü'nü yapmış olan ve halen AKP Kayseri Milletvekili olan Taner Yıldız'ın, bu kararda etkisinin olup olmadığı merak ediliyor.
NOT: Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
21-BİNGÖL DEPREM KONUTLARI OLAYI
Bingöl'de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca 2016 konut inşaa ediliyor. Tanesini 38 milyardan yaptırıyorlar. TOBB de aynı yerde ve aynı projeyle 480 konut yaptırıyor ve aynı konutu 30 milyara malediyor. 1 konutta 8 milyar fark ediyor. Toplam TOKİ, 12 trilyon fazla ödemede bulunuyor. Başbakan’ın da katıldığı görkemli törenle teslim edilen konutların daha içine girmeden çürüdüğü ileri sürülüyor.
NOT: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
22-TEKEL TOKAT SİGARA FABRİKASI MAKİNA İHALESİ
Tekel, 10 Haziran 2004 tarihinde Tokat Sigara Fabrikası'na, sert paket kutulu sigara paketleme makinaları alımı için ihale açıyor. Ve sözleşme şartnamesinde 'makinaların kullanılmamış ve yeni olması koşulu' bulunuyor.13 milyon 840 bin Euro'ya malolan makinaların bazılarının yeni, bazılarının da kullanılmış olduğu anlaşılıyor. Tekel'e tanesi, 1,7 milyon Euro'ya satılan bu makinalar, Beyaz Rusya'ya 570 bin Euro'ya satılmış. Bu farkedilince AKP, Meclis'e Torba Yasası ile bir madde getiriyor. Tekel tarafından ithal edilen kullanılmış makinaların, satın alınmasına izin verilmesi öngörülüyor. Bu işi örtbas etmek için, Tekel ile ilgili maddenin yürürlük tarihi ihale öncesine çekiliyor. Böylelikle, yaklaşık 24 trilyonluk kullanılmış mal satan İspanyol Firması'ndan alınan makinalar, aklanmış hale getirilmek isteniyor.
NOT: Tekel'in bu ihalesi, 'Kamu İhale Kurumu' nca iptal ediliyor. Tekel Yönetim Kurulu da, makinaların iade edilmesi kararını alıyor. Ancak, konu ile ilgili tazminatların miktarı ve bunun sorumlularının kimler olduğu konuşu, henüz soruşturulmuş değil.
İLAHİ BİR TESADÜF!
23-HUMMER CİP'Lİ 9.8 TRİLYONLUK İHALE OLAYI
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in oğlunun düğününe, Milli Eğitim Bakanı'nın eşi Şahsenem Çelik'le birlikte, Hammer Çip'le giden Melek İpek'in ortak olduğu şirketin, okullarda dağıtılan bedava kitap kampanyasına katıldığı ve bedava kitap ihalesine katılıp, 9.8 trilyonluk ihale aldığı ifade ediliyor.
NOT: Konu ile ilgili yapılan açıklama, kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
24-ULAŞTIRMA BAKANI'NIN OĞLUNUN GEMİ KİRALAMA OLAYI
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım, ihalesiz olarak Ankara Feribotu'nu alıyor. Santour isimli şirket almış oluyor. Bu feribotun, günlüğü en az 15 bin $'dan kiralanması gerekirken, 9 bin $'a kiralandığı ifade ediliyor. Burada önemli bir konu da, Çeşme- Brındışı arasında Devlet, Samsun Feribotu'nu işletiyor. Madem bu hat iş yapıyor da, Devlet 2 feribotu neden işletmiyor? Ankara Feribotu ucuza kiralandığı için, bilet fiyatlarında indirim yapılıyor. Ankara Feribotu, 740 yolcu ile Çeşme’ye gelirken, Samsun Feribotu 400 yolcuda kalıyor.
NOT: Konu ile ilgili Ulaştırma Bakanı'nın yaptığı açıklamalar, kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
25-İZMİR SORU KİTAPÇIĞI İHALESİ OLAYI
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, seviye tespit sınavı soru kitapçığı için,
320 bin öğrencinin durumunu belirlemek üzere, ihale açıyor. İhale; öğrenci başına 265 bin lira teklif veren firma yerine, 470 bin lira teklif veren, Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen'in kardeşi Ömer Faruk Ergezen'e ait 'Sarakuşka' adlı şirkete veriliyor. İhalenin teknik şartnamesinde yer alan 'kesinleşmiş SSK ve vergi borcu bulunmadığına dair belge istendiği' maddesiyle ilgili evrak, 14 Aralık'ta Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geliyor. Ancak, 13 Aralık'ta sözleşme imzalanıyor. 120 milyarlık bir is.
NOT: Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
26-THY 36 AIRBUS UÇAK ALIMI KONUSU
THY'nin, Özelleştirme kapsamında iken halka arzı, %51'den fazlası amaçlandığı halde THY'nin uçak alımını, özelleştirilmeden sonra gerçekleştirilmesi beklenirdi. THY, Mayıs 2004 tarihine kadar Kamu İhale Yasası'na tabii idi. Çıkartılan bir yasa ile THY uçak alımlarını, İhale Yasası'na tabi olmadan gerçekleştirilmesi imkân dahiline getirildi. THY Genel Müdürü, uçaklara 1,5- 2 milyar $'lık bir ödeme yapılabileceğini söylemişti. Airbus işe, rakamın 3 milyar $'i geçeceğini açıkladı. Uçakların kaç liraya alındığını, başka firmalarla bir görüşme yapılıp, fiyat istenip istenmediği açıklanmıyor.
NOT: Konu ile ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.
İLAHİ BİR TESADÜF!
27- BOTAŞ'IN FERNAS ŞİRKETİ'NE İHALESİZ 24,5 MİLYON $'LIK İŞ VERİLMESİ OLAYI
Fernas şirketi, CHP'den AKP'ye geçen Batman Milletvekili Mehmet Nezir NASIROĞLU'nun kuzenine ait. İhalesiz iş sözleşmesini BOTAŞ yapıyor. BOTAŞ Genel Müdürü; ' İşi yapsa da, yapmasa da Fernas şirketi'nin 24,5 milyon $ ödeyeceğini ve bunun doğru bir karar olduğunu ' savunuyor.
NOT: Yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.
İLAHİ BİR TESADÜF!
28- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 62 İLKÖĞRETİM OKULU İHALE OLAYI
Konuyla ilgili Ana Muhalefet Partisi, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK hakkında soruşturma önergesi veriyor ve bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, AKP Grubu çoğunluğu ile soruşturma açılmasını reddediyor. Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı (Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkanlığı) , 07.06.2004 tarihinde, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) 8 Yıllık Temel Eğitimi desteklemek amacıyla, kendi kaynaklarından sağladığı 500 trilyon liralık kaynak ile, 44 farklı ilde toplam, 958 bin 166 metre karelik, 135 adet ilköğretim okulu inşaatı ile ilgili bir paket içinde 62 adet ihaleyi yaptı... Akabinde, Bakanlık değerlendirmesini tamamlayarak sonuçları ihaleyi kazananlara bildirdi... Bir taraftan, farklı illerde, aynı klas ve standartta inşaatlar için çok farklı fiyatlar onaylanırken; diğer taraftan aynı ihalede teklif edilen en düşük fiyatlar gözardı edilmiş, kabul edilen teklifler, daima ortalamanın üstünde fiyat veren firmalara ait olmuştur... En düşük fiyatlı teklif, BİRİNCİ sıra olmak ve tüm tekliflerin küçükten büyüğe sıralanması halinde, toplam 62 ihale içinde, örneğin, 'en ucuz teklif sıralamasında' BİRİNCİ, İKİNCİ ve ÜÇÜNCÜ firmalara HIÇ İHALE VERİLMEMİŞTİR... Sonuç olarak; Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, EN YÜKSEK TEKLIFLERİ ONAYLAYARAK, (KDV hariç) 86 trilyon 291 milyar liraya kadar bir Kamu kaynağı kaybına yol açacak işlemlere göz yummakta hiç bir sakınca görmemiştir. - M.E.B.'nin ONAYLADIĞI Fiyatlarla İhale toplamı.. 379.944 milyar TL. -M.E.B'nin REDDETTİĞİ, En Düşük Fiyatlarla İhale Toplamı 293.653 Milyar TL. -Kamu Kaynağı KAYBI....................: 86 trilyon 291 milyar TL. -KDV dahil Kamu Kaynağı KAYBI..: 101 trilyon 823 milyar TL. NOT: Resmi açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.
İLAHİ BİR TESADÜF!
29- 2. BEYAZ ENERJİ YOLSUZLUĞU OLAYI
Enerji davasında 3 AKP'li var. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Enerji Bakanlığı'ndaki ihale yolsuzluklarıyla ilgili dava açtı. İddianamede, 18 sanık, 'çete kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet'le suçlanıyor. İddianamede ayrıca, işadamı İbrahim Selçuk’un AKP Genel Sekreter'i İdris Naim Şahin'le görüşerek, Bakanlığın Teftiş Kurulu'nu etkilemek için, baskı yaptığı da yer aldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan’ın hazırladığı iddianamede, sanıklarla ilgili ulaşılan sonuçlar söyle yer aldı: ' İbrahim Selçuk'un, Enerji Bakanlığı'nda aldığı siyasi güç ve çeşitli yöntemlerle oluşturduğu baskı, şiddet ve tehdit sonucu çıkar amaçlı suç örgütü oluşturduğu, bu örgütü yönettiği, örgüt adına faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu faaliyetler doğrultusunda Bakanlığa bağlı anonim şirketler tarafından çıkarılan tüm ihalelerle ilgilendiği, ihaleleri kendi şirketi Ezgi adına almasa dahi, şirket sahibi diğer sanıklar adına alınması için, yoğun çaba sarfettiği, bu amaçla ihalelerin ertelenmesini, şartnamelerin değiştirilmesini temine yönelik faaliyetlerde bulunduğu ortaya çıkmıştır.' İddianamede, işadamı İbrahim Selçuk'un, AKP Ağrı Milletvekili Cemal Kaya ile olan telefon görüşmelerine vurgu yapıldı. Kaya’nın, Selçuk'u arayarak eşi üzerine kayıtlı Aram Şirketi'ne, EÜAŞ'dan ihale alma girişiminde bulunduğunun anlatıldığı iddianamede, 'Bu amaçla Kargamış, Özlüce ve Urfa ihaleleri ile ilgili ayrıntılı görüşmeler yaptıkları, bu görüşmelerde sanık Selçuk'un, Milletvekili Cemal Kaya'ya yapması gereken kırımları dahi söylediği, Cemal Kaya'nın teklif edilen bazı ihaleleri küçük bularak, kendisine daha büyük ihaleler vermesini istediği ifade edildi. İddianamede, Selçuk'un, müfettişlerce hazırlanan teftiş dosyasının Adliye'ye intikal ettirilmemesi için Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç'a baskı yapması için, AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin'le görüştüğü ve Malkoç'a Şahin aracılığıyla baskı yapıldığı dosyanın halen Teftiş Kurulu'nda incelendiği kaydedildi.
NOT: Yargılama devam ediyor. CHP'den AKP'ye geçen ve iddianamede suçlanan Ağrı Milletvekili Cemal Kaya, Milletvekilliği'nden istifa etti. AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ile ilgili herhangi bir fezleke düzenlenmedi.
İLAHİ BİR TESADÜF!
30-JOKEY KULÜBÜ'NDEN SHÇEK PAYININ ALINMAMASI OLAYI
Türkiye Jokey Kulübü, at yarışları hasılatından %1'lık payın, SHÇEK'e alınmamasının engellenmesi olayı.
SHÇEK Kuruluş Yasası'nın 18.maddesinin h bendine göre, 'kanuna göre şans oyunları tertip eden kurumların, hasılattan %1'lık payın SHÇEK'e verilmesi' gerekir. Türkiye Jokey Kulübü, bu parayı ödememiş ve Tarım Bakanlığı'nı mahkemeye vermiştir. Ankara 6.İdare Mahkemesi, SHÇEK lehine karar vermiş ve bu kararın uygulanmaya konulması beklenirken, Devlet Bakanı Güldal Akşit, özel bir avukatlık bürosunun talebi doğrultusunda, yasaya aykırı işlem yapılması talimatını veriyor. Bu özel avukatlık bürosunun ortaklarından birisinin Murat Aksu olduğu ve babasının da, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu olduğu anlaşılıyor. Kanunu uygulamayan Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü ile görevini kötüye kullandığı için Devlet Bakanı Güldal Akşit için, Ana Muhalefet Partisi tarafından soruşturma açılması isteniyor. Fakat, Meclis'te AKP Grubu'nun çoğunluğu tarafından reddediliyor.
NOT: Konuyla ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.
İLAHİ BİR TESADÜF!
31- MALİYE BAKANI'NIN OĞLUNUN MISIR İTHALİ OLAYI
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu, Gümrük Vergisi % 70'e çıkmadan hemen önce, 4 bin ton çerezlik mısır ithal ediyor. Ve ithalden sonra, Gümrük Vergisi miktarı yükseltiliyor. Maliye Bakanı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada 'oğlum o mısırları, tavuklarına yedirecek' diye ilginç bir görüş sergiliyor. İfade edildiğine göre, 4 bin mısırla bir yıl boyunca 175 bin tavuğun beslenmesi sözkonusudur. Ve bu miktarda bir tavuğun da olmadığı ileri sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, mısır ithalinden 360 milyar kar elde edilmiştir. İleri sürüldüğüne göre, 17 Nisan 2003'te Mısır İthali'nde Gümrük Vergisi %20'ye indiriliyor. 15 Temmuz 2003'te 4400 ton ADB menseeli mısır ithal kontrol belgesi alıyor ve 4 Ağustos 2003'te 4000 ton mısır ithal ediliyor ve Gümrük Vergisi hemen bu ithalden sonra yükseltiliyor. 8 Ağustos 2003 tarihinde % 45'e yükseltiliyor. Daha sonra da söz konusu vergi, % 70'e yükseltilmiştir.
NOT: Maliye Bakanı'nın açıklamaları kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
32- MALİYE BAKANI'NIN KAÇAK VİLLASI VE RESMİ MÜHÜRLERİN SÖKÜLMESİ OLAYI
Üsküdar Belediyesi'nin 3 kez mühürlenmesine rağmen, mührü kırarak oturduğu villanın bahçesine bir de kaçak villa inşa eden Unakıtan, depreme dayanıklı bina yaptırmak için belediyeye başvurunca, kaçak villanın hikayesi de ortaya döküldü. Kaçak villanın şikayet konusu olması üzerine, İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Şahin Demir, olayı incelemeye başladı. Bir gün sonra Üsküdar Belediyesi, bir gazeteye villanın yıkılması için ilan verdi. Gerekçe olarak da, evin bulunamadığı belirtildi. Yıkım için verilen ihale ilanına başvuran kimse de çıkmadı. Demir, raporunda önemli ifadelere yer verdi. Raporda, 'Belediye Başkanı, bu olayda görevini kötüye kullanarak, adeta ruhsatsız inşaatın bitirilmesi için gayret göstermiştir. İnşaat, kalitesi ve mevkii açısından son derece rantı yüksek bir halde tamamlanmıştır. Bu durum da dikkate alındığında kaçak yapının tamamlanmasında ilgililer ile inşaat sahibi (Kemal Unakıtan) arasında yasal olmayan ilişkilerin olabileceğini akla getirmektedir' denildi.
NOT: Maliye Bakanı, oğlu ve kızının villalarının kaçak olduğunu; ancak Belediye'nin kendisine düşen hizmetleri yerine getirmediği için kaçak duruma düştüklerini açıkladı.
İLAHİ BİR TESADÜF!
33- TÜPRAŞ İHALE OLAYI
2004 yılında 15 milyar $ cirosu bulunan ve 500 milyon $ net kar eden TÜPRAŞ'ın, Zorlu Grubu ve Rus TAF-NEFT Konsorsiyumu'nun iptal edilen satışında, değeri 1,3 milyar $ idi. Bilahare TÜPRAŞ'ın % 14.7'si 446 milyar $'a satılıyor. Bu durumda TÜPRAŞ’ın bu fiyattan hesap edildiğinde, toplam piyasa değeri yaklaşık 3 milyar $ ediyor. Yani aynı TÜPRAŞ'ın çok kısa bir süre içerisinde, fiyatı ortalama % 50 artmış oluyor. ve halen TÜPRAŞ, AKP iktidarı tarafından satılmaya devam edilen bir kurum olarak ortada duruyor. TÜPRAŞ gibi, stratejik bir kuruluşun, yangından mal kaçırır gibi satılmaya çalışılmasının amacının ne olduğunu ve eğer mahkeme yapılan satışı iptal etmeseydi, meydana gelen yaklaşık 1,5 milyar $'lık zararın sorumluluğunun kimlere ait olacağı merak edilmektedir.
NOT: İktidardan, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
34- ÇORLU MOTİF TEKSTİL A.Ş.'NİN TPAO'YA BORCU KONUSU
Çorlu’daki Motif Tekstil San. Tic. A.Ş., TPAO'dan doğalgaz alıyor. Borcu 1,5 trilyonu aşıyor ve ödeme yapmıyor. Bunun üzerine TPAO, doğalgazı kesiyor ve söz konusu firmayı icraya veriyor. İddiaya göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan devreye giriyor. Verdiği talimatla gaz tekrar bağlanıyor. Ve konu resmi yazışmalara da yansıyor. Merak edilen hususlar şunlar; -TPAO'ya 1,5 trilyon borç takan ve hakkında icra işlemleri başlatılan bu firmaya, gazın bağlanması konusundaki emir, bizzat Başbakan tarafından verildi mi? Verilmişse sebebi nedir? -Firmanın sahipleri kimlerdir? Bunların Başbakan'la ve AKP ile bir siyasi yakınlığı var mıdır? Firmanın sahipleri, Başbakan'a nasıl ve kimleri aracı koyarak ulaşmışlardır? -Söz konusu firmanın borcunun daha sonra 3 trilyona yükseldiği söyleniyor. Bu doğru müdür?
Söz konusu olan firmanın, TPAO'ya olan borcunu ödemeden kapandığı ileri sürülüyor. Bu gerçek işe, Devlet burada ne kadar zarara uğramıştır? V e bunun sorumluları kimlerdir? Eğer Başbakan bir talimat vermemişse, Başbakan'ın ismini kullanıp belge düzenleyenlerle ilgili bir soruşturma açılmış mıdır?
NOT: Konu ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
35- TOKİ'DEN BAKAN KARDEŞİ'NİN İHALE ALMASI OLAYI
TOKİ 24 Mart 2004'te toplam bedeli 1 trilyon 580 milyar lira olan İstanbul Halkalı 3.Etap Konut Projesi'nin sosyal donatı, alt yapı ve çevre düzenlemesi işi için ihaleye çıktı. İhaleyi Ticaret Sicil Kayıtları'nda Fatih Demiryürek ve Dede Şahbudak'ın ortak gözüktüğü Demarş İnşaat Şirketi % 31,69 fiyat kırımı yaparak kazandı. 8 Ekim 2004'te teslim edilmek koşulu ile 7 Mayıs 2004'te şirket ile sözleşme imzalandı. Ancak, teslim tarihi geçmesine rağmen iş tamamlanamadı. İhaleyi kazanan Demarş İnşaat’ın kağıt üzerinde gözükmemesine rağmen, asıl sahibinin Ömer Faruk Ergezen olduğu ifade edildi. Ömer Faruk Ergezen'in, geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Bakanı’nın Zeki Ergezen'in kardeşi'nin olduğu ve kardeş Ergezen'in TOKİ'nin yanı sıra Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan da ihaleler aldığı ileri sürülüyor. İfade edilen Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen'in kardeşinin ihalelerde kayrıldığı şeklindedir.
Geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen, Milliyet Gazetesi'nden Saliha Çolak'a yaptığı açıklamada; ' Ya yiyen Bakan’ı görevden alırlar, ya da yedirmeyeni ' demişti. Ulaştırma Eski Bakanı Yaşar Topçu, Zeki Ergezen'in Bakanlığı döneminde kendisine geldiği ve kardeşi için kendisinden ihale istediğini de açıklamıştı.
NOT: Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
36- DATA TEKNİK ŞİRKETİ'NİN İHALE ALIMLARI OLAYI
Ülker Grubu Şirketleri'nden Data-Teknik Bilgisayar'a, bazı kamu ihalelerinin usulsüz olarak verildiği ileri sürülmektedir. PTT Genel Müdürlüğü’nün otomasyonu için 3 bin, büro için de bin olmak üzere toplam 4 bin adet bilgisayar Data-Teknik Bilgisayar kazandığı, PTT'nin bu bilgisayarlar karşılığında Data-Teknik'e 4 trilyon 348 milyar ödeyeceği ve Data-Teknik’in
30 Eylül 2004'te başlamak üzere 4 yıl içinde söz konusu sözleşme süreci içinde teslim edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Aynı şirketin Adalet Bakanlığı’nın 20,5 trilyon lira bedelli teknik donanım ihalesini kazandığı ve Türk Telekom'a ADLS kurulumu ve servis desteği ihalesini yine Data-Teknik tarafından kazanıldığı ve ayrıca Adalet Bakanlığı’nın UYA kapsamında Mahkeme Kalemleri'ne dağıtılmak üzere 10 bin masa üzeri bilgisayar, Hakim ve Savcılar'a verilmek üzere 8 bin dizüstü bilgisayar temini işini de üstlendiği ifade edilmiştir. İleri sürüldüğüne göre, Ülker mamüllerinin dağıtım ve pazarlamasını yapan şirkette Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir müddet öncesine kadar ortak olduğu, bu nedenle söz konusu ihalelerde belirtilen firmanın kayırıldığı ileri sürülmektedir.
NOT: Konu ile ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama bugüne kadar yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
37- EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜGÜ GİYİM İHALESİ
İçişleri Bakanlığı'nın açtığı, toplam 22,8 trilyonluk ihalenin büyük bir bölümü Albayrak Turizm İnşaat A.Ş.'nin aldığı ve 12 trilyon 680 milyar liraya 200 bin adet polis montu dikimi işini, SİYASİ NEDENLERLE söz konusu firmaya verildiği ileri sürülmektedir. Yine, Sümer Holding A.S.'ye ait TÜMOSAN ihalesini de Albayraklar Şirketleri'ne bağlı ALÇELİK Yapı İns. A.Ş.'nin aldığı ve bu ihalenin de soruşturulması gerektiği ifade edilmiştir.
NOT: Bu ihalelerle ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
38- TOKİ'NİN 280 TRİLYONU ASYA FINANS'A YATIRMASI KONUSU
Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Bütçe Yasası'ndaki 'kamu kurumları, kaynaklarını kamu bankalarında tutar' ilkesini çiğneyerek, 280 trilyon lirasını özel finans kurumu (ÖFK) Asya Finans'ta tuttuğu belirlendi. Faizsiz bankacılık yapan Asya Finans ilişkisiyle ilgili belge ve dökümanların da üzerine 'gizli' damgası vurularak, Erdoğan'a iletildiği öğrenildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun (YDK) TOKİ faaliyetleriyle ilgili raporunda, kurum yönetiminin 'kamu zararına neden olduğu' sonucuna varıldı. Birçok konunun 'iz bırakılarak' ifade edildiği ana raporun ekinde, İstanbul ve Ankara'da özel firmalarla ortak inşa edilen toplu konutlara 'özel inceleme raporunda' yer verildi. TOKİ, hızlı toplu konut üretimi amaçlı projelerde 'gelir paylaşımı modeli' ni esas aldı. İstanbul Halkalı, Ataköy, Ümraniye ve Kozyatağı'nda, Ankara Eryaman'da gerçekleştirilen 10 bine yakın konut üretilmesini amaçlayan 10 proje için açılan ihalelerde firmalar, tekliflerini 'idareye bırakacakları paylar' üzerinden hazırladı. İhaleler sonuçlandığında, geçmiş yıllarda yüzde 50'nın üzerindeki 'TOKİ paylarının' yüzde 25-30 civarına çekildiği ortaya çıktı. Bir firmadan gelen istek üzerine, sözleşmelerin 'satış hasılatını kullanma yöntemini' düzenleyen hükmünde değişiklik yapıldı.'Yüklenici, İdare'nin uygun göreceği bir bankada İdare adına TL hesabı açacaktır' şeklindeki hüküm 'bir bankada veya bir özel finans kurumunda hesap açılacaktır' şeklinde değiştirildi. Böylece, satış hasılatının Asya Finans'ta tutulmasının yolu açıldı. Hukuk Müşavirliği ile İdari Mali İşler Dairesi'nin karşı çıkması sonuç vermedi. TOKİ Başkan Vekili Erdoğan Bayraktar işe, yaptığı açıklamada, ÖFK'lara yatırılan paranın kuruma ait olmadığını belirterek, 'O para bizim paramız değil. Müteahhitlere 'paranızı oraya yatırmayın' diyemeyiz' demişti. YDK, kurum parasının bir ÖFK'da tutulmasının, kamu kurumlarının bütün kaynaklarını kamu bankalarında tutulmasını (kamu haznedarlığı) öngören Bütçe Yasası'nın 10.maddesi'ne uygun olup olmadığının belirlenmesini, durumun soruşturma konusu yapılabileceğini ifade etti. Bütçedeki kamu haznedarlığı hükmü, istisnai uygulamalar için Başbakan’ın iznini şart koşuyor. TOKİ'nin işe, Asya Finans'ta hesap açmak için izin de almadığı belirlendi.
NOT: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
39- THY'DE E-POSTA VE İHALELER KONUSU
THY'nin, çeşitli alım ve hizmetlere ilişkin yapmakta olduğu ihalelerin Kamu İhale Yasası uygulamaları dışında, ilginç metodlarla yapıldığı ifade edilmektedir. Bazı ihalelerin gerçekleşmeden önce, THY Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hamdi Topçu tarafından bazı işadamları, bazı kamu görevlileri, bazı gazeteciler, bazı milletvekillerine ihale bilgileri içeren e-postalar gönderdiği ifade ediliyor. Konu KİT Komisyonu'nda THY hesapları incelenirken gündeme getiriliyor. AKP'LI Hamza Albayrak, Hamdi Topçu'nun E-posta adresinden 40 kişiye gönderilen ve THY tarafından 19 Nisan-25 Mayıs 2004 tarihleri arasında açılan ihalelerle ilgili bilgileri içeren notları dağıttığı, buna mukabil THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin'in 'Bütün ihaleler davul zurna ile ihale edilir. Bütün ihale duyurularını elimizden geldiğince eşe dosta gönderiyoruz. Böylece varsa ihale mafyasının kafasını kırıyoruz' diye açıklama yaptığı ifade edilmektedir. Cevabı aranan sorular şunlardır:
' Bu 40 özel kişi kimlerdir? Bunlar, bunların yakınları veya bunların aracılık yaptığı yakınları THY’nin açtığı ihalelere girmiş midir? Girmişlerse ihale almışlar mıdır? THY ile bağları nelerdir? Hangi ölçülere dayanarak bu 40 özel kişiye E-posta göndermişlerdir? İhale süreci İnternet sitesinde neden yer almamıştır? E-posta gönderilenlerin arasında AKP yakınlığı ile bilinen bir gazetenin Ankara Temsilcisi de var mıdır? Ve yine cevap aranılan bir diğer soru; Kit Komisyonu'nda AKP'li bir milletvekili, E-posta ile bildirilen ihalelerin araştırılması için önerge veriyor ve bu önerge diğer AKP'lilerin oyları ile reddediliyor. Neden? '
NOT: Hükümetten konu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
40- TCDD İSKENDERUN LİMAN BAKIM-ONARIM İHALESİ
İskenderun Limanı sınırları içindeki yaklaşık 11 bin 16 m2'lık kızaklama tesisinin, ilave yatırımlar ile mevcut amacına uygun işlerde ve tersane nitelikli olarak kullanılmasına yönelik 1 Nisan 2004 tarihinde yapılan ihaleyi, TESKO Endüstriyel isimli firma aldı ve tesis 30 yıllığına bu firmaya kiralandı. TCDD ile TESKO Endüstriyel arasında yapılan yap-işlet-devret sözleşmesine göre, sözleşmeyi takip eden ilk 6 aylık sürede, firmanın aylık kira bedeli olarak 4.7 milyar lira ödemesi ve bu süre zarfında Liman'a 1 trilyonluk yatırım yapması karar altına alındı. TCDD'ye ait kılavuzlama hizmeti veren deniz araçlarının bakım onarım hizmetlerini eskiden kendi personeli ile gören TCDD, bu hizmetin TESKO'ya devredilmesinin ardından ilk 6 ayda firmaya 1 trilyon 200 milyar lira ödedi. Buna karşılık firma TCDD'ye ilk 6 ayda kira bedeli olarak toplam 28.2 milyar lira ödedi. TESKO'nun en büyük ortağı Sadık Bal, Reha Denizciliğin de ortakları arasında yer alan bir isim. Reha Denizcilik, TCDD İzmir Limanı yıllık 70 milyon $'lık yükleme boşaltma işini ihalesiz olarak, 30 yıllığına alan 2 şirketten birisidir. TCDD İzmir Limanı olayında, AKP Eski Bakırköy İlçe Başkanı’nın da isminin yer almış olması dikkat çekmektedir. İskenderun'daki ihaleye sadece TESKO'nun teklif verdiği ve 6 aylık süre içinde tesislere 1 trilyon liralık yatırım yapma sözü vererek işi aldığı, ama buna mukabil söz konusu süre içerisinde bu yatırımın yapılmadığı öne sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, TCDD'nin denize girişi bile sakıncalı bulunan, 30-40 yıllık ekipmanlarını kullanmaya devam eden TESKO'ya yatırım yapacağı için kirada da kolaylık sağlandı. Tesisin 23 milyar lira olarak belirlenen kira bedeli, 6 aylık süre için 4.7 milyara düşürüldü.
NOT: TCDD, konu ile ilgili yaptığı açıklamada yapılan işlemlerin usule uygun olduğunu bildirdi.
İLAHİ BİR TESADÜF!
41- ÖZÜRLÜLER İDARESİ'NIN KİTAP İHALESİ KONUSU
Özürlüler İdaresi Başkanlığı 'İşlevsellik ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması' başlıklı bir kitap hazırlıyor. Nehir Yayınevi ihaleyi alıyor. Ve 21.12.2004 tarih ve 821672 numaralı fatura ile 12 milyar 750 milyon liralık faturayı, ÖIB'den tahsil ediyor. ÖIB'nin Başkan Vekili'nin Mehmet Aysoy olduğu, kitabın başımı için olur verenin de, aynı ismin bulunduğu, Aysoy'un 'AB Sürecinde Özürlüler Politikası' ve 'Geleneksel Sonrası Toplum Üzerine' isimli kitapların, yayınlanmış olduğu basımevinin 'açı kitaplar' olduğu ve ÖIB'den ihale alan Nehir Yayıncılık ile Açı Kitaplar firmasının, ikisinin de adresinin 'Ankara Cad. Vilayetler Han Cağaloğlu-İstanbul' da bulunduğu ileri sürülüyor ve yine iddia edildiğine göre, söz konusu yayınevinin eski ortakları arasında, Devlet Bakanı Beşir Atalay bulunmaktadır. İddiaya göre, ÖİB sözkonusu Bakanın eski yayınevini ihalelerde kollamaktadır.
NOT: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
42- ENERJİ BAKANLIĞI AVUKATLIK BÜROSU SÖZLEŞME KONUSU
Enerji Bakanlığı’nın bünyesinde güçlü bir hukuk müşavirliği ve çok sayıda resmi avukatları bulunduğu halde, Enerji Bakanlığı’nın dava takipleriyle ilgili olarak bir özel hukuk bürosu ile avukatlık sözleşmesi imzaladığı ifade edilmektedir. Coşar Hukuk Bürosu'nun, bu anlaşma gereği, ÇEAŞ KEPEZ davasını 1 trilyon 262 milyar lira vekalet ücreti ile almış olduğu ifade edilmektedir. Bakanlığın sözkonusu büroya, konu ile ilgili olarak 631 milyar ödemede bulunduğu anlaşılıyor. Coşar Hukuk Bürosu'nun sahibinin Av.Aydın Coşar olduğu ve Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı ve AKP Kurucuları'ndan Cüneyt Zapsu'nun da aynı zamanda avukatlığını yaptığı ifade edilmektedir.
NOT: Konuyla ilgili Enerji Bakanlığı'ndan kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunulmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
43- MALİYE BAKANI'NIN BEYKOZ'DAKİ ORMAN ARAZİSİ KONUSU
Maliye Bakanı Unakıtan’ın, Beykoz Çavuşbaşındaki biri 34 dönüm, diğeri 17 dönüm olmak üzere toplam 51 dönüm, 2 B orman arazisini zilyetle üzerine geçirdiği ifade edilmektedir. Bugünkü parasal değerinin 10 milyon $ olduğu ve tapusunun bulunmadığı bu arazinin, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 16 Haziran 1997'de zilyetle aldığı söylenmektedir. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, raporunda 'Orman arazileri, rant grupları ve arazi mafyaları tarafından parsellenerek, köy el senetleriyle, orman köylüsüyle hiç ilgisi olmayanlara satılıyor' denilmiş idi. Bilindiği gibi AKP iktidarı, 2B orman arazileri satışlarını kolaylaştıran bir yasa çıkartmış ve kanun Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla veto edilmişti. Kanunun yeniden çıkması halinde Unakıtan’ın sözkonusu orman arazisinin de tapu alınır hale getirileceği ifade edilmiştir.
NOT: Maliye Bakanı’nın konu ile ilgili açıklamaları kamuoyunu tatmin etmemiştir. Ve iktidar 2B orman arazileri ile ilgili yasayı çıkartma gayretlerini sürdürmektedir.
İLAHİ BİR TESADÜF!
44- SSK FAKTÖR-8 VE SU İHALESİ
Hemofili hastalarının kanamalarını durdurmak için kullanılan Faktör-8 ilacının ve suyunun birlikte satılması gerekirken, SSK'ya ayrı ayrı satıldığı ve bu şekilde Kurumun 3 trilyona zarara uğratıldığı iddia ediliyor. SSK’nın İstanbul Satın Alma Müdürlüğü aracılığıyla, 22 Aralık 2003'te açılan ve SSK Yönetim Kurulu'nun 23 Ocak 2004'te onayladığı KDV hariç 78 trilyon liralık ilaç ihalesinde Faktör-8 ilaç alımlarında usulsüzlük yapıldığı ifade edilmektedir. KDV hariç toplam 8 trilyon liralık Faktör-8 alımı ihalesinin şartnamesinde garip bir şekilde Eritropoietin (NeoRocorman ve Eprex) ve Interferon (Roferon) kalemlerinde, olduğu gibi alınacak üniteler ayrı ayrı tanımlanmış, (250 İÜ, 500 İÜ, 1000 İÜ gibi) bu da yetmiyormuş gibi, kurutulmuş Faktör-8 fraksiyonunun sulandırılması için kullanılan diştileraf) şu miktarları da ayrı ayrı belirlenmiştir. 5 ml, 10 ml ve 20 ml olarak ayrı ayrı tanımlama yapılarak 10 firmanın rekabet ettiği bu pazarda, SSK’nın rekabetle fiyat kırma gücü azaltılmıştır. İhale Komisyonu,12 Ocak'ta uyarı yapmasına rağmen, 23 Ocak'ta SSK Yönetimi onay vermiş ve İhale komisyonu, ihalenin teknik şartnamesinin hatalı yazılması nedeniyle başlangıçta 8 trilyon lira olan Faktör-8 alım tutarındaki yanlışı, son anda görerek, tuttuğu tutanakla bir ölçüde hatayı telafi etmeye çalışmıştır.
NOT: Konuyla ilgili SSK'dan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
İLAHİ BİR TESADÜF!
45- BAŞBAKAN İÇİN SATIN ALINAN VİP UÇAĞI KONUSU
Başbakan’ın kullanımı için İtalya'dan alınan AIRBUS JİJİ -319 tipi uçağın Türkiye'ye maliyetinin ne olduğu ve uçağın alımının niçin ihalesiz gerçekleştirildiği açıklanmamıştır. Bir iddiaya göre, tadilatlarıyla birlikte yaklaşık 50 trilyona malolan uçağın, ihalesiz alınması, bazı usulsüzlük iddialarını da gündeme taşımıştır. Konu ile ilgili kendisine yöneltilen sorulara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yazılı olarak verdiği cevapta; ' Havacılık sektöründe uçak alım ve kiralamalarına ilişkin mali hususların gizliliği temel kuraldır. Gizlilik hususu tüm uçak alim-satım sözleşmelerinde zorunlu olarak yer alan bir madde olup, uçak fiyatlarının açıklanması mümkün olmamaktadır. Ancak, söz konusu uçağın fiyatı makul piyasa rayicinin bir miktar altındadır.'
İleri sürüldüğüne göre, uçağın esas fiyatının açıklanmamasının esas sebebinin, alım fiyatının normal piyasa şartlarının çok üzerinde olduğu içindir.
NOT: Yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.”
karmaşıklık
her gün yağan haberler
karşıt yorumlara tapan kalabalıklar
herkes kendiğ tv kanalında ayin yapıyor
orada söylenen her şey doğrudur çünkü
sonunda ŞEHİT HABERLERİ yasaklandı
ANLAMAK:BU ZAMANA KADAR BİZDE OLUŞRURULMUŞ BAKIŞ AÇISI İLE İLGİLİDİR
BİLİNÇ DÜZEYİMİZ HANGİ İNANÇLAR.POLİTİK BAKIŞLAR.KOŞULLAR VE EĞİTİMLE OLUŞMUŞSA,OLAYLARI,OLGULARI O DOĞRULTUDA ANLAMAK ZORUNDA KALIRIZ
BİZDE OLUŞTRURULAN ANLAYIŞ FİLTRESİNDEN GEÇEREK ANLAŞILIR TARAFIMIZDAN HER TÜR DURUM
MODERNİZM VE POSTMODERNİZM KENDİ KİTLKELERİNİ YARATAN ANLAYIŞ FİLTRELERİDİR
İŞTE BU NEDENLE YAZILIR RESMİ TARİHLER
İKTİDARDAKİLERİN VE MUHALİFLERİN DOĞRULARI FARKLIDIR
BÜTÜN BUNLARIN ALTINDA YURTTAŞ DENİLEN VARLIĞA KENDİ DOĞRULARINI DOĞRU DİYE KABUL ETTİRMEK İÇİNDİR İDEOLOJİLER.
BİLİMSEL OLAN BAKIŞ HER ZAMAN DOĞRUDUR
14-ANLAYIŞ YAMULMASININ FELSEFİ UZANTILARI
'...şimdi'nin analizinin tarih içinde bir kopuş, zirve noktası, tamamlanma ya da şafağın sökün edişi vb. olarak analizi. Felsefi söylemle uğraşan herkesin kendi zamanı üzerine düşünürkenki ağırbaşlılığı beni hep şaşırttı...Bence, bir yandan, içinde yaşadığımız zamanın tarihde her şeyin tamamlanarak yeniden başladığı emsalsiz, temel ya da baskın nokta olmadığını kendimize söyleme tevazusu göstermeliyiz. Ote yandan, içinde yaşadığımız zamanın çok ilginç olduğunu, analiz edilmeye ihtiyaç duyduğu-nu söyleme tevazusunu da göstermeliyiz. O takdirde, 'bizim içinde yaşadığımız şimdi’nin doğası nedir? ' diye sorsak iyi olur...içinde varolduğumuz uğrak...başka herhangi bir zamana benzer, ya da daha ziyade hiçbir zamana benzemez'.
M. Foucault (1988:35-36)
(Alıntının yapıldığı kaynak:Modernite Versus Postmodernite..Derleme.Mehmet Küçük.Vadi yay.ankara.1993)
Algılama biçimimizi bizden çok bizim dışımızda var olan güçler belirliyor.Toplumları sürü haline getirmek ve istediği gibi bir zevke.algılamaya.tercihe.beğeni düzeyine sahip kılmak için.toplumbilim verilerinden psikolojiye kadar her bilim dalından yararlkanılıyor.Bu nedenle strateji merklezleri çalışmalar yapıyor.Her hangi bir ülkenin her hangi bir yerinde istenildiği an insanlar arasında kargaşalar yaratılabiliryor.Özellikle de,inanç farklılıkları,burada özellikle elde tutulması gereken sdilahlar olabiliyor.
İnsanların bu güne dek önemle düşünüp durduğu şeyler gerçek bile değildir,kuruntudur yalnızca; daha sert deyimiyle,o sapına dek zararlı,hasta yaratıkların bozulmuş içgüdülerinden doğan yalanlardır,diyor Nietzsche (ecco homo,çev.can alkor. say yay. ist.1983)
İşte bu nedenle ki. Kapitalist Emperyalist çağda artık dünyayı yöneten holdinklerin oyuncağı olan sanat,her türden kitle iletişim araçları ve o araçlarda birer unsur olan gazeteciler,yazarlar,tv ve film insanları,kitleleri kandırmak ve yönlendirmek,kültürleri yok etmek,zevkleri değiştirmek vb konularda birer uşaktan ibarettir.
sömürü bu nedenle kadr olur
savaş bu nedenle cinayet olmaktan çıkar
Walter Benjamin’e göre,tarihsel ve üretimsel tabanından tamamen kopartılmış bir sanat eserini anlayamayız.Mekanik kopyalama çağında sanat,ibadetsel ve ritüel konumundan,sisdtematik olarak koparılarak,halk pazareında bir mal haline getirilmektedir.
Adorno’ya göre ise,kitleler kültür endüstrisi aracıolığıyla sahte ihtiyaçlara teşvik edilkmektedir.
Kültür endüstrisinle kandırılmış ve onun ürünlerine aç kitleler, kendilerini sanatın bu ortamında bulurlar. Böyle yapmakla onlar, sanat çalışmalarını hâlâ eskisi gibi hatırlayanlardan daha açık biçimde, mevcut toplumsal yaşam sürecinin sahteliğini ve yetersizliğini algılarlar... Ürünlerin kullanım değerlerinin önem bakımından gerilediği, tüketimin sahte perestij ve komşularla aşık atma zevki verdiği ve nihayet tüketimin ticarî karakterini tamamen kaybetmiş gibi göründüğü -bir estetik illüzyon parodisi-, aşırı üretim çağında bu daha da geçerli bir saptamadır..
(Bu bölümdeki alıntıların kaynağı:Oryantalizm,Postmodernizm,Globalizm BRYAN S TURNER.çev:İbrahim Kapaklıkaya,anka yay,2003,İstanbul)
15-idrak Erozyonu
Namık Kemal:”çalış idraki kaldır muktedirsen ademiyetten” diyordu ta o zamanlar
Bu gün idrak erozyona uğramıştır
Bize istenilen şeyi istedikleri gibi idrak etme hakkı veriyorlar
Yakup Kadri:”; ” Her memleketin köylüsüyle okumuş yazmış zümresi arasında, aynı derin uçurum var mıdır, bilmiyorum. Fakat okumuş bir İstanbul çocuğu ile bir Anadolu köylüsü arasında fark bir Londralı İngilizle bir Pencaplı Hintli arasındaki farktan daha büyüktür.” diyordu.
Bu gün de öyledir.Sadece seçim zamanları kapılara gelenler,aslında tavuk tüccarının,beyaz eşya dükkanı sahibinin oğludur.Amacı babasının malına mal katmak oluyor.
Okullarda zorla İngilizce öğretilmeye çalıuşılıyor.RTÜK haber yasaklıyor.Ülkeyi Tarikatlar yönetiyor.kotla türbanı birlikte giyen bir insan modeli var.
Ülkenin yazarları şairleri,holdink yayınevlerine kapağı atmak için yarış halinde.Karşı çıkışı yazan yok.Sanat sadece sindi
rim kolaylaştıran bir araç oluyor.
Ahmet Altan türü pornografi yazarları,Cezmi Ersöz gibi postmodernizmin anlamını bilmeyenler,sadece yatak hikayeleri yazarak kendi şahsına münhasır aşk tanımlarıyla aşkı kirletenler çok satıyor.Orhan Pamuk gibi batılı olmak için ağlayanlar Ülkesine amerikan gözüyle bakarak Nobel Ödülü alıyor.
Bu yazı bitmez
başka başka adlarla aynı konuya katkı sağlayarak devam edecektir.
Şimdilik,Yalçın Küçük’ün Gizli Tarih kitabındaki önsözünden bir alıntıyla sonlandırıyorum:
Şunları her okuyuşumda titriyorum: 'Kuşlar nasıl sevişir? Kediler nasıl sevişir? Biliyorum. Lakin, bu köy halkının nasıl seviştiklerini tahmin edemiyorum. Bizim gibi, göz göze bakışırlar mı? El ele tutuşurlar mı? Dudak dudağa gelirler mi? Okşayışları nasıldır? Kalbin bir süt çanağı gibi kabarıp taştığı dakikada, ağızlarından çıkan sesin anlam ve ahengi nedir? ”. Burada, bu son okuyuşumda beni titreten nedir; en çok artık 'köy halkı' sözcüklerini 'üniversite halkı' olarak okuduğum zaman ilahi bir seda'nın titreşimlerini hissediyorum. Öğrencileri ve profesörleri beraber üniversite halkının sevişme ile bol ketçaplı bir mac-donald hamburgerini dişleme arasında bir fark duyamadıklarını biliyorum. Artık bu ülkede 'her şey', üniversite öğrencileri için, farksızlık eğrileri üzerindedir. Bir söğüt bedeni kadar idraksizdirler; ülke, bağımsızlık, insan veya aşk ve onur kavramlarından yoksundurlar.
Yakup Kadri, Yaban'da, 'bunu yazarken, elim titriyor' diyordu. Şimdi üniversite halkı, öğrencisi profesöründen ve profesörü öğrencisinden cahil üniversite halkı, şimdi ülkenin en yabanı'dırlar. 'Her memleketin üniversite halkıyla okumuş yazmış zümresi arasında, aynı derin uçurum var mıdır, bilmiyorum. Fakat okumuş bir İstanbul çocuğu ile bir üniversite halkı arasında fark Londralı İngiliz'le bir Pencap'lı Hintli arasındaki farktan daha büyüktür.' Anlaşılıyor, bazı küçük değişikliklerle Yakup Kadri'nin discours'unu bugüne getirdim, doğru, artık üniversite sürüsünde hiçbir titreşim yoktur. Ne yazık ülke bölünmüştür ve bir avuç okumuş ile hiçbir titreşimi olmayan büyük bir sürü olarak ayrılmış haldeler. Ama barış içinde yaşıyorlar.
İşte bunu yaparak, ebedi barış'ı sağlayacaklarını sandılar; sürüleştirme planlıdır ve en tepeden başlatıldığını biliyoruz. İşte böyle çökerttiler. Ve çökerttiklerini ve çöküşü kavrayamıyorlar. Bu da, bozanların bozulacakları teoremine uygundur.
Köylüler mi; en çok gördüklerini ve ayrıca yalnızca gördüklerini seviyorlar.
Sevmek mi, samandan aldıkları hazzı çıkarıyorlar. Üniversite öğrencileri mi, hazzı ve duymayı hiç bilmiyorlar. İnsan'dan çıkışı tarif ettiğimi biliyorum.
Ey Türk Gençliği! , artık uçurumun dibindedir.
Ve gerçekten bu düzenin temellerindedir.
Çöküş mü, işte budur.
Eğer çökecek olarak kurulduysa rolü azaltmak, ibra etmektir.
Bu, 'yaşasaydı çökmezdi' türünden mesih-görme rüyaları yerine, 'kursaydı belki daha sağlam olurdu' türünden masalımsı anlatımı koymak demektir. Demek, başa dönüyoruz ve eksikliği orada görüyoruz; artık tamiri mümkün olmayan bir yerdeyiz ve o halde baştan almak zorundayız.
Düşünmek, başlamaktır ve ancak başlayarak, düşünebiliyoruz.
Masal'ın içinde sık sık, 'Ey Türk Gençliği, birinci vazifen bu masala inanmamaktır' diyorum. Bunun için söylüyorum.
Kaç kişi inanır; sayı, karpuz ticaretinde önemlidir. Ben, bu masal'a bir kişinin inanması halinde de, resmi tarih'in tarih olduğuna inanıyorum. Bana göre artık Bor'un pazarı bitmiştir, önde Niğde var.
Yalçın Küçük,Gizli Tarih”in Önsözü
15-UMUT
İNSAN KALABİLMEK UMUTLA MÜMKÜN
İNSAN KALABİLMEK,TEPKİ VERMEKLE MÜMKÜN
TEPKİSİZ OLAN TAŞTIR; AMA TAŞA YUMRUK VURSAN O DA ELİNİ ACITIR.İNSANI TAŞ YERİNE KOYANLARIN ELİ ACIR,AMA YÜREĞİ ACIMAZ.
SADAKATLERİN EN BÜYÜĞÜ KENDİNE SADAKATTİR.
BELKİ BU GÜN SAVUNDUĞUN DEĞERLER BİR GÜN KONUŞULMAYACAK BİLE.AMA BU DEĞERLERE GELMEDEN ÖNCE ŞU AN KONUŞULMAYANB DEĞERLER İÇİN BİRİLERİ KELLE VERDİ
BİZ BURAYA KÖLECİ ÇAĞLARDAN GELDİK
ZAMAN SADECE ŞU ANDAN İBARET DEĞİL
TÜM ÇAĞLARIN BAŞLANGICI DA DEĞİL
BİRİKİP SIÇRAYAN TARİH,YAŞAYAN HER İNSANA GÖREV VERİYOR.UMUDU KORUMAK EN ÖNEMLİ GÖREVDİR
AŞKI KORUMAK
EVLİLİĞİ KORUMAK
DOSTLUĞU KORUMAK
SADAKATİ KORUMAK
SEVGİYİ KORUMAK
ÇÜNKÜ ÇOK SEVGİSİZ KALDI İNSANLIK..ONU KALDIRDILAR Kİ SEVGİSİZ İNSAN İNSAN DEĞİLDİR
SEVGİYİ SAKLADIĞIMIZ YERDEN ÇIKARTMA ZAMANIDIR
BÜTÜN BU KORUMAMIZ GEREKEN DEĞERLERİ YAŞATIP BİR ADIM ÖTEYE TAŞIMAK,BİZDEN SONRAKİ KUŞAKLARA AKTARMAK; ASLINDA İNSANLIĞIMIZI AKTARMAKTIR.
İYİLİK –İYİ OLDUĞUNU SÖYLEMEKLE MÜMKÜN DEĞİL.İYİLİK,İYİLİK YAPARAK OLUYOR.
AŞK DA,DOSTLUK DA BİZ YAPARSAK OLUYOR.
NEFRET VE DÖNEKLİK,KAYPAKLIK VE YALAKALIK DA BİZ YAPARSAK OLUYOR.
UMUT GÖNDERİ KALBİMİZDE OLAN BAYRAK DEĞİL Mİ
AŞK DA SEVGİ DE DOSTLUK DA KALBİMİZE KURACAĞIMIZ YELKEN DEĞİL Mİ
ÖNCE YENİLGİYİ VE UMUTSUZLUĞU YENEREK BAŞLAMALI HER İNSAN
BİR MERHABAYLA BAŞLAYAN GÜZELLİKLERE
kaynaklar:
1-7 Şubat 2006 Hürriyet
2-Doğu Batı Dergisi- Yeni Düşünce Hareketleri Sayısı- Mayıs/Temmuz 2002-Felsefe Sanat Kültür yayıncılık
3-Cemil Meriç,Umrandan Uygarlığa, İletişim Yayınları,İstanbul,2006
4-Friedrich Engels, Anti-Dühring, Sol Yayınları, Ankara 1995,
5-G. Lukács: Avrupa Gerçekçiliği. Çev., M.H. Doğan., İstanbul 1977 6-http://www.yunanmitolojisi.net/mitolojide-narsizm
7-Zaman Gazeresi 28 Şubat 2007, Çarşamba
8-(C. Lasch, Narsisizm Kültürü, çev. S. Öztürk Ü. H. Yolsal, Bilim ve Sanat, 2006)
9-. http://www.radikal.com.tr/arama.php? ara=1&y=1&edi=HALİL%20TURHANLI
10-2. Yeni Olayı,ASIM Bezirci,Evrensel Basım Yayın
11-http://www.iletisimfakulteleri.gen.tr/duyurular.asp? id=47
12-Sonsuza Uzanan Köprü-Richard Bach,Epsilon Yay,İst 1999
13-Tagore,Bahçıvan,Çev İbrahim Hoyi, Remzi Kitabevi,1963
14-Merdivenşiir Dergisi / Sayı-12
15-http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/? t=26.03.2007&y=IhsanDeniz
16-ikinci Yeni Savaşı Attila İlhan, İş Bankası Kültür Yayınları
17-http://www.karagozevi.com/? d=tiplemeler.html)
18-http://www.haberbizde.com/detay.asp? hid=3712
19-Halil Cibran, Ermişin Bahçesi, Çeviren R.Tanju Sirmen, Anahtar Kitaplar yayınevi 1993, sayfa 23
20-Modernite Versus Postmodernite..Derleme.Mehmet Küçük.Vadi Yay.Ankara.1993)
21-Oryantalizm,Postmodernizm,Globalizm Bryan S Turner.Çev:İbrahim
Kapaklıkaya,Anka Yay,2003,İstanbul
22-Yalçın Küçük,Gizli Tarih 1,Salyangoz Yay,İst 2006
23-Yakup Kadri,Yaban, İletişim Yayınları,İstanbul,2003
24-Düşünen Siyaset Dergisi,Sayı 21,Aralık 2005 Ank
25-Doğu Batı Derhgisi,Sayı 18,Ankara,2004
26-Mitoloji Sözlüğü / Azra Erhat , Remzi Kitabevi,Kasım 2004
27-http://www.ismetozel.org/site/modules.php? name=News&file=article&sid=558
28-http://www.sabahattinali.com/
29-Birey-Toplum –Devlet İlişkileri,Şahin Yenişehirlioğlu,Ümit Yay,Ankara,1995
30-Yazınsal Söylem Üzerine,Özdemir İnce,İş bnakası yay, İstanbul 2002
ADNAN DURMAZ
26/10/2007
Kayıt Tarihi : 26.10.2007 13:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!