Issız bir sokakta yürüyorum
Sokağın tavanı kadar acılarım
Ay ışığı vururken sokağa
Kimse görmesin diye,
Islak kirpiklerimin,
Gölgesine saklanıyordu acılarım
Ben bir terziyim.
Hayatıma girenlerin,söküklerini dikiyorum.
O kadar sökük ve yırtık var ki bu hayatta,
Nereye baksanız bi yırtık bir sökük ,
Görmemeniz mümkün değil
Her yerdeler..her yerde.
Geceler, bana hep sorar
'' Neden hâlâ buradasın?''
Bense sessizce,
Kupkuru bir gülüşle cevap veririm.
Çünkü ben yalnızlığın ustasıyım.
Gece sessizdi..
Ay, gökyüzünde kırık bir ayna gibi parlıyordu.
Rüzgâr usulca pencereye vuruyor,
Yaprakları ürpertiyordu.
Ve ben... yalnızlığımın köşesinde oturuyordum.
Susuz kalan çiçekler gibi
Çatlayan kuru topraklar gibi
Kökü olmayan kuru dallar gibi
Yok oluyorum bende.
Yıkık dökük evler gibi
Yol bitti buraya kadarmış
Aslında, sen benden gideli,
Uzun... yıllar oldu.
Umutlarım dağların ardında kaldı.
Ben dipsiz yalnızlıklarda kıvranıp dururken,
Büyüdüm...
Ben ilk defa otuz beşimde büyüdüm.
Yokluğun kapımı her çaldığında.
Ne sesini duydum
Sen...
Yeşilin en masum tonunda göründün önce,
Gözlerin yağmur sonrası toprağın kokusu gibiydi.
Yaklaştım...
Köklerin sessizce sarıldı bileğime,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!