Ey kutlu toprağını sarıp kuşatan sular
Senin maviliğine kimler mühür vurdular
Bir zaman zerrelerin al renkleri kuşandı
Bir zaman sahillerin sana selam durdular
Yurdunda mahzun olup yollara koyulunca
YÜREK YANGINLARI
Masmavi ufuklara bulutlar kümelenmiş,
Hanümanlar boşalmış, kapılar sürmelenmiş,
Bülbül baş alıp gitmiş, kor güller yarelenmiş...
Dilim dilim doğranmış yüreğim
Şİfası odur ancak
Varlığın ısıtır içimizi bilirim
Yüreğim ondan sıcak
Parça parça koysalar yüreğimi
Gitgide kararır ufuklar
Sessizce kesilir soluklar
Belli ki semaya yolculuk var
Duyulur şimdi âhım
Ellerim semaya uzandı
Devran dost devranıdır gönüller alan gelsin,
Maddeler âleminde mânaya dalan gelsin,
Meclis-i yâranıma bigâneler gelmesin,
Gönül erenleriyle, gönlümü alan gelsin.
Gözlerin, her sabah pırıl pırıl küçüğüm;
Gözlerin, can verir bana.
Sınıfım seninle aydınlık,
Sevgim güç versin sana.
Gözlerin, Kaf dağlarına çevrili küçüğüm;
Yüreğimde gizli bir kor
Durmaksızın yanar yanar
Çevresinde pervaneler
Gece gündüz döner döner
âlem zulme boyanınca
Şu dertli dünyadan bıkmış ne yazık
Bebeler sızlıyor ana sızlıyor
Artık hakikatın düğümü çözük
Yaralı gönlümde derya sızlıyor
Haklının hakkını veren kalmamış
Âleme geldm geleli
Seyyah gibi gezmekteyim
Tesbih taşı gündüz gece
Ömr ipine dizmekteyim
Ezelde başlar yolculuk
SİTEM II
Yüreğim bir kuş gibi çırpınıyor durmadan,
Dağca acılar yüklü titrek kanatlarıma...
Masmavi gökyüzünde süzülüp yol alırken,
Prangalar vuruldu narin ayaklarıma...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!