Yürüyorum; bir yolun tozlanmış izlerinde,
Ardımda bir maziyi yakarak yürüyorum,
Yepyeni bir umudun yemyeşil gözlerinde,
Bir sevda hayaline bakarak yürüyorum.
İstedim, umud ettim, beklemekten yılmadım,
Bilmem nasıl anlatsam, sana bendeki sırrı,
Dokunsan hissedersin, gönlümde yanan nar’ı,
Hani saçların var ya, ipek gibi ve sarı,
Beni o teller yaktı, hiç haberin olmadı.
Bir sel olup çağlayan, sanki nehirdi sevdam,
“ Önce duygular köreldi, sonra aşklar sona erdi,
Gönülde terk etmeyen bir tek, vicdanın huzuru kaldı”
Bir çiçeğin renginde, gökkuşağı boyanıp,
Gül bahçesi içinde, bir “rayiha”dır huzur.
Dermanlar tükenince, o mesnede dayanıp,
Son kez bak pencereden, perdeyi aralayıp,
Küçük bir tebessüm et, korkma sayılmaz ayıp,
Yazdığın son mektubu sessizce karalayıp,
Mazimizi yakıver, merak etme üzülmem.
Bekleme gelmem asla balkonunun altına,
ARIYORUM
Devir seyri âlem, görüş bulanık
Gerçeği görecek göz arıyorum.
Maskeler ardında niyet karanlık
Riya bulaşmamış yüz arıyorum.
Yıllar ötesinden beri suskunum
Sanki takvimleri sayar gibiyim.
Rüzgarsız ağaçlar gibi durgunum
Dağlardan çöllere kayar gibiyim.
Tenimde hissedip her nefesini
SÖZLERİN AHENGİ
Yıllardır hayalinde, yıldızları saklayan
Bazen dertler üstüne, hesapsız dert ekleyen
İmkânsızı bilse de, hep vuslatı bekleyen
Güle vurgun bir bülbül, ben Sözlerin Ahengi
Beni bana sormayın boşuna,
Beni bende aramayın artık,
Çünkü beni benden aldılar,
Bir belirsizlik zincirinde halkalar,
Meçhule uzayan bitmez yollar,
Ve zaman içinde zaman,
Sanmayın suskunluğum acizlik alameti
Bunca yalan dolana hayretle susuyorum
Ne çıkar cümle âlem bilmese hakikati
Kalbimdeki gururla, izzetle susuyorum.
İçi boş cümlelere verilmiyor rütbe şan,
Izdıraplı bir ruhun, feryadı gibi acı,
Elem veren sözlerde, günah kadar yalnızım.
Bahtıma düşen ah’ın, bedduası yabancı,
Sitem eden gözlerde, nigah kadar yalnızım.
Notaların hükmüyle, gönlü huzurla dolan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!