Pişmanlık sararsa seni de bir gün
Yakarsa ruhunu derin bir hüzün
Resmime bakıp da ağlarsan o gün
Adımı fısılda bu bana yeter.
O sahne ışıkları renk cümbüşü
Peşinde dönen kızlar günah girdabı
Ve asık heçreli yaşlı barmen
Bir çığlık sesli kadın
Gözleri kızarmış acemi sarhoş
Çöken günün karğaşası
Yığdı seni önüme
Anılarla başbaşa
Tufanlar gölgesinde
Yapayalnız ve içli
Çağmurla sıvanmıştı göğün beyaz bulutları
Sokak fenerlerin sarı gözleri vardı
Kulaklarımda vapur uğultuları
İçimde terkedilmiş çocuk ağlamaları
Yine sensizliğimi yaşıyorum
Ankara gecelerinde
Yine sesine dopduluyum
Ve seni arıyorum
Bana nasıl baktın bilirim,
Ne yapsam layık olamam anne.
Dünya ziynetleri zengin olamaz,
Ne ile ölçeyim, bilemem anne...
Kanatları, kırılmış bir kuş
Çaresiz bir köşede
Uçamıyorsa eğer.
Onun varlığındaki hayat,
Artık sokağınızdan geçmeyeceğim
Bir daha ıslıklarımı duymayacaksın
Her gece pencerelerde sabahlayıp
Tatlı uykularından olmayacaksın .!
Doğacak gün sükülürken gecelerden
Seni andım yine bir gün seherinden
Çağırırken seni yıllar ötesinden
Bilemem neydi kopan, neydi içimden..?
Gidişinin bu kaçıncı mevsimi
Ağlamak boş, beklemek nafile.
Giden dönmez geri, gelen bilmez beni
Yaşanan aşkımı yitirdim seninle.
Emin üstadım, mısralarınızın bitmesini istemiyorum, kalbiniz hep sevgi dolu olsun. Sizin sayenizde çok şey kazandım, kazanmaya da devam ediyorum. Sağlığınız, mutluluğunuz ve huzurunuz daim olsun. Selam ve saygılarımı sunuyorum.