Elvan çiçekleri açtığında 24

Kızlar mutfak tezgâhına doğru giderlerken, Taner Selim’e “kutluyorum ikiniz adına çok sevindim” dedi ve telefonuna yazmış olduğu küçük bir şiiri okutmak için Selim’e uzattı.

Gözleri konuşuyordu
Susuyorduk
Kelimelerin eksikliğini
Gözleri dolduruyor
Işığını saçıyordu

Gözleri gülüyordu
Susuyorduk
Şiir gibi bakıyor
Kâğıtlara yazılıp
Aşkı yaşatıyordu

Telefonu eline alıp şiir okuyan Selim “çok güzel olmuş Elvan hiç şiir yazdığından bahsetmemişti” diyebildi.

—Hiç söylemedim ki ona, ara sıra küçük şiirler ve yazılar yazıp biriktiriyorum. Vakti zamanı gelince ona okutacaktım hepsini, ilk okuyan sensin aramızda kalsın” diye karşılık verdi.

Mutfak tezgâhında yemek için bir şeyler hazırlayan Elvan bir ara dönüp “siz neler kaynatıyorsunuz orada bizde bilelim” diye seslenmiş olsa bile, gördüğü sadece iki erkeğin gülerek bakışları olmuştu… Sevda söze girip “ne konuşacaklar erkek sohbeti işte, maç yâda askerlik anılarını konuşuyorlardır” sözüne, “aynen öyle biz konuşuruz başka haklısın” diye yanıt verdi Selim…

Yiyecekler hazırlanmış sofraya taşınıyordu. En son içkileri almaya giden Elvan masaya geldiğinde; kadehleri Taner doldurmaya başlamıştı. Şimdi masa diye kullandıkları sehpanın önüne iki koltuk çekilmiş, kızlar kanepede erkekler koltuklara geçip karşılıklı oturuyorlardı. Kadehini havaya kaldıran Taner “mutluluğunuza” diye konuştu. Hep birlikte kadehlerini tokuşturup içmeye başladılar…

Gece keyifli sohbetleriyle devam ediyordu. Taner “anlatın bakalım düğün tarihi ne zaman” diye sorduğunda; Selim ve Sevda birbirlerine bakıp, Sevda konuşmaya “iki gün sonra nikâhımız kıyılıyor. Sonrası bir akşam yemeği sizinle ve sonrası yurtdışına tatile gidiyoruz” diye cevap verdi. “Çok güzel, her şeyi hesaplamışsınız. Balayı programı bile yapılmış” diyebildi. Sevda “bu sefer sende bizimle geliyorsun, hep birlikte gidiyoruz. Elvan sana söylemedi mi bunu, biletini bile aldık” deyince, Taner elinde tuttuğu kadehi yerine düşürmüştü.

Şimdi sesler kesilmiş Taner şaşkınlıkla yere düşürdüğü kadehi almaya çalışırken, Elvan ona yardımcı oluyordu. Birbirleriyle göz göze geldiklerinde Taner “doğrumu bunlar” diye sordu. Elvan “sana söyleyecektim canımın delisi ama dün gerginlik vardır aramızda, akşam ise bende söylemeyi unuttum” diyebildi; peşine “çok güzel bir tatil olacak” diye ekledi… Taner şaşkınlığını üzerinden atmış ama evin içindeki sessizlik geçmemişti… “Daha başka ne sürprizleriniz var ve beni daha ne kadar şaşırtmaya devam edecesiniz söylesenize” diye konuştu Taner, Selim söze girip, “saat geç oldu biz artık kalkalım izninizle” diye cevap verdi… Elvan’ın “saat daha erken sonra gidersiniz” sözünü, Taner kararlı bir ses tonuyla “müsaade sizindir, artık nikâhta görüşürüz, nasılsa Elvan her şeyi biliyor bana anlatır gerisini” diyerek kesip konuşmasını bitirdi. Selim ve Sevda ayaklanıp üzerlerini giyindikten sonra, kapıdan Elvan tarafından yolcu edilmişlerdi. Taner salonda oturmuş Elvan’ı izliyordu…

Elvan kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde kendisini izleyen gözleri görünce, hiçbir söz etmeden masanın üzerindekileri toplamaya başladı. Taner kolundan tutup “ başka neler var bilmem gereken, böyle önemli bir konuyu bana sormadan kararlaştırdınız” diye sert bir ses tonuyla konuştu. Elvan cevap bile verememişti sadece “ bu kadar ters karşılayacağını düşünmemiştim Taner” diyebildi… Soğuk rüzgârlar evin içini kaplamıştı. Masanın üzeri toparlanmış ve vakit çok geç olmuştu. Elvan üzerini değiştirip yatağa yatmış, Taner salonda oturuyordu. Bir süre sonra Taner’de üzerini değiştirip yatağa girdiğinde; Elvan’a telefonu uzatıp oku şunu diyordu…

Bu sana son şiirim
Son yazılanlar
Senden yana
Benden kopuşlarıyla

Bitti artık mürekkebi
Silindi giz içinden biz
Kalemin günahı
Kâğıtların ahtı
Şiirlerin kadını
Bitti artık geçti biz

Elvan’ın gözleri dolmuştu. “Yokluğunda yazılan yüzlerce şiirden sadece bir tanesi ve en sonuncusuydu. Senden umudu kestiğim, çok bunaldığım bir gece yazmıştım. Sonrası başka şiir yazamadım. Çok istedim yazmayı ama yazamadım. Şimdi sen geldin ama bir sürü alışkın olmadığım sürprizlerle” diye konuştu Taner… Elvan “haklısın” diyebildi. “ Elvan artık haklı olmak istemiyorum. Bundan yoruldum ne olacaksa olsun artık. Bitecekse aramızdaki ilişki bitsin. Sürecekse de birbirimizden bir şey saklamayalım. İçimizde yaşamayalım. Şimdi bana yurtdışına birlikte tatile gidiyoruz diyorsunuz. Tamam, gidelim ama orada başka sürprizler beni bekliyorsa bunu şimdiden bilmek istiyorum. Oraya gittiğimizde daha fazlasını kaldıramam. Seni seviyorum ama daha fazlasına dayanamam.” Diyerek alnından öptü… Elvan yüzüne yerleşen tebessümle Taner’in boynuna sarıldı. “Bende seni çok seviyorum canımın delisi, sana söz veriyorum. Başka bir sürpriz yok.” diyerek… Sarılıp birbirlerine uykuya dalmışlardı.

Hüzün bulutları dağılıyordu. Yeni günün neler getireceğinin kucağına…