Bir kağıt ve bir kalem misali
Sonbahar tonlarında birbirimize bakıyoruz
Sessiz sedasız terk ediyorum kendimi
Düğüm düğüm olan bu sefer boğazım değil bedenim
Meraklı gözlerim ve aç ruhum
Acıyı tatmış acısız renklerim
Belki zamandır yanıltan
Ya da hayattır zorlayan
Sadece sessizlik istersin bazen
Yalan dolan olmadan
İnanmak istersin birilerine
Sadece tanımak
Sessizlik var içimde
Ruhuma bir karanlık çöktü
Gülmesi gereken yüzüm ağlamaklı
İçimi bu kadar acıtan ne bilmiyorum
Kalbime bu kadar dokunan ne görmüyorum
Benliğimi bıraktığım o ben yok artık
Eski beni bilene çok uzak duygular içinde kayboldum
Kelimelerim yetersiz kalıyor içimdeki kargaşayı anlatmaya
Bir zamanlar iki kişi kavga ederken
Şimdi milyonlarcası beynime, bedenime, benliğime hücum ediyor
Durduramıyorum
O kadar çok dönüyor ki hayat
Ezberden okuma sıkıldım
Bakma gözlerime yalandan
Bana baktığın kadar yalanım
Sana döndüğüm kadar kararır
Geceler heceleri kadar azalır
Oradan bakınca mutlu gibi
Sanki herşey ilkmiş gibi
Sonsuz sürecek bir tekmiş gibi
Onun duvarlarını bildiğim gibi
Gülüşlerimdeki maskeleri bilir sandım
Oradan bakınca sessiz gibi
Kim olduğumu nereden bileceksin
Duyduğun kelimeler kadar tanıyorsun beni
İçimdeki seni belki adım başı öldürüyorum
Haberin yok
Çığlıklarımı duyan birkaç kişi de uzaklaşıyor
Belki korkuyorlar ya da işlerine öyle geliyor
Ve iklimler değişirken ben kaçıyorum
Kalbim tek tük atıyor bazen
Çözümsüz bir bulmaca misali
Saklanacak bir kuytu arıyorum
Gri dar sokaklarda
Karaköy'de bir temmuz akşamında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!